Bir meslektaş olarak Prof. Kemal Gürüz’e
yaşatılan hukuksuzluklar ve bir seneden beri cezaevinde tutulmasını nedeniyle
de kendi canına zarar verme girişimine
üzüldüm. Sizlere, ailelerinize yakınlarınıza Allahtan sabırlar ve bir an evvel
gerçek adaletin yerini bulmasını diliyorum
Hayatımda bu yaşıma kadar karşılaştığım her türlü olumsuzluklara, musibetlere karşın panzehirim; ‘‘ Kaderde Bu Da Varmış, Öylede Böylede Yaşanılacakmış, Bu Da Gelir Buda Geçer’’ hayata bakış acısıdır. Biraz arabesk, mücadeleci arabesk, fakat ben bunun yararını görüyorum
Sayın Prof. Yüksel Gürüz,
Abiniz, eski YÖK
başkanı sayın Prof. Kemal Gürüz için bazı meslektaşların aksine ben burada
methiyeler dizmeyeceğim. İki dönemlik YÖK başkanlığı sırasında bizleri
meslektaşlarını unutmuştu. Bizlerin özlük haklarının iyileştirmesi konusunda
bırakın katkı sağlamayı, özlük haklarımız daha da kırpılmıştır! Doçentlik
sınavım sırasında karşılaştığım mağduriyetim
ile ilgili gönderdiğim dilekçeme dahi cevap verme nezaketinde
bulunulmadı.
Bir meslektaş olarak
Prof. Kemal Gürüz’e yaşatılan hukuksuzluklar ve bir seneden beri cezaevinde tutulmasını
nedeniyle de kendi canına zarar verme
girişimine üzüldüm. Sizlere, ailelerinize yakınlarınıza Allahtan sabırlar ve
bir an evvel gerçek adaletin yerini bulmasını diliyorum.
Hayatımda bu yaşıma kadar karşılaştığım her türlü olumsuzluklara, musibetlere karşın panzehirim; ‘‘ Kaderde Bu Da Varmış, Öylede Böylede Yaşanılacakmış, Bu Da Gelir Buda Geçer’’ hayata bakış acısıdır. Biraz arabesk, mücadeleci arabesk, fakat ben bunun yararını görüyorum. ( Hatta benim bu konuda, ‘’Bu benim kara, kapkara kaderim
deme, Hayat bu acı tatlı yaşanılacak
ille de’’ arabesk şarkı sözüm vardır, zaman ortam bulup müziğini henüz
hazırlamadım….)
Bende sizin yerinizde olsaydım, abim için mücadele
ederdim. Karşılaştığı hukuksuzluğu, insan hakları ihlallerini, keyfiyetleri
dünyaya yayar, destek beklerdim. İmza toplayıp ilgili kuruluşlara,
parlamenterlere, başkanlara bilgi verir gerekeni yapmalarını isterdim. (Böyle durumlarda şahısların ayrı ayrı ilgili
kurumlara, mesleki kuruluşlara, parlamenterlere e-mail atmaları yerine toplu
imzalı e-mail atmak, mektup göndermek çok daha etkili olur düşüncesindeyim)…
Ben şahsen Tayyip
Erdoğan Başkanlığında AKP hükümetinin Türkiye’yi her gecen gün içinden çıkılmaz
bir felakete sürüklemektedir görüşümdeyim. Söylenenlerin tam aksine pek çok
alanda ekonomide de başarısız buluyorum. İnşallah bu tespitlerimde benim
yanılıyor olmamdır. Eski YÖK başkanı Prof. Kemal Gürüz’ün bir seneden beri
yargılanması Türbana karşın tutumu ile ilgili bir kindarlıktan, nefretten öte
değildir…
Üniversiteler tarafsız,
önyargısız, çıkarsız, siyasetin maşası olmadan bilimi öne çıkararak ülke
sorunlarında görüş bildirmeli, gerekli uyarıları kamuoyunda yapmalıdır
görüşündeyim.
Benim öğrencilik
yıllarımda polisler üniformaları ile üniversite içine, kampüse girmekten
çekinirlerdi. Rektörün izni olmadan kampüs içine sokulmazlardı. Üniversiteler ülkede
birinci güç, saygı ve güven duyulan kurumların başında geliyorlardı. Her
hükümetle ülke çıkarları doğrultusunda uyumlu çalışmalar yürütüyorlardı.
Türkiye’nin getirildiği
duruma bakın, YÖK başkanı bizlerin yani üniversitelerden sorgusuz sualsiz
hükümetin icraatlarını övmemizi, desteklememizi, itaat etmemizi bir
şekilde talep ediyor. Örneğin, acılım sürecinin desteklenmesi, gezi parkı
eylemlerinde uygulanan polis vahşetine karşın tavır sergilenmemesi istenmesi
gibi,… (Ben şahsen hükümetin başlattığı acılım sürecini tasvip etmiyorum, tehlikeli
buluyorum, ülkeyi bölünmeye, bir kaosa sürükleyeceği görüşündeyim. Sürecin sonunu
bekleyip görmeğe gerek yoktur, bugünün gözlenen olumsuz gelişmeleri, yarının olumsuz
sonucunu belirliyor. Bazı çevrelerin kendi çıkarları gereği uydurduklarına
yalanlarına, kendilerini kaptırarak kendileri inanmağa başladıkları gibi;
benim, diğer vatandaşlarının da inanmasını beklemek ve veya tehditlerle, korku
salarak, tetikçilerini devreye sokarak, dini duyguları kullanarak inanmalarını
yada inanmış gibi görünmelerini sağlamağa çalışmak, en azından ses gürültü
çıkarmamalarını talep etmek insanlığa yakışmaz bir tutumdur.
Bu talepler üzerine ne üniversitelerden
neden üniversitede çalışan öğretim üyelerinden, hele yükünü almış koskoca
profesörlerden dahi, tek bir Allah’ın
kulu çıkıp bir şey demiyor yada diyemiyor, neden?
Kartalların, şahinlerin
yok edildiği ülkelerde, sıçanlar ve yılanlar ürerler.
Türkiye’ de yönetim bindiği
devlet dalını değil; üzerinde bulunduğu devlet ağacının gövdesini kesiyor, kökünü
de söküyor! Görüşündeyim. İnşallah burada yanılıyor olmamdır.
Saygılar
DrHusso
İzmir,
27.6.2013
·
Konu
ile ilgili diğer yazıları www.dr-huso.com makaleler
sayfasına,
0 yorum: