Türkiye'de ve diğer gelişmekte olan ülkelerde özellikle Türk Cumhuriyet
ülkelerinde ve İslam ülkelerinde laiklik şartı olmak üzere uluslararası
anayasa uzmanlarınca günün ve geleceğin gereksimleri ve ülkelerin olanakları
dikkate alınarak yeni anayasaların hazırlanması gerekmektedir.
TÜRKİYE’ DE MEVCUT İKTİDAR KARŞITI SÖYLEM VE EYLEMLER; İKTİDAR VE İKTİDARA BAGLI DİPLOMALI HUKUKSUZLAR TARAFINDAN DARBE TEŞEBBÜSÜ DİYE DEĞERLENDİRİLMEKTEDİR, MEVCUT İKDİDAR KARŞITI VATANDAŞLAR; DARBECİLER DİYE TUTUKLANIP YARGILANMAKTADIRLAR.
26 Temmuz 2013 Cuma yazildi.
Ülke yalan, korku, iftira, tehdit ve şiddete dayalı hükümete bağlı sadık
polisiye birimleri ile tek adam, diktatörlükle despotça yönetilmeğe
çalışılıyor. (Sonrada birileri kalkıp Türkiye’de ileri demokrasiden, hak ve hukuktan
saçmalıyorlar!)
Türkiye de büyük yalanlara, iftiralara,
korkuya, dayatmalara, şiddete, vahşete dayalı hükümet rejimini koruma altına
alan ve devlet içinde devlet rölünü üstlenen polisiye birimlerinin, birilerinin direktifleri üzerine
vatandaşların haklı eylemlerine karşın uyguladıkları şiddet ve vahşetler
nedeniyle yargılanacakları yerine
ödüllendirilmelerini Türkiye için, insanlık için bir yüzkarası olarak
değerlendiriyorum.
Yakın geçmişte, 1989
yıllarında Romanya despot diktatör Cavuşesko’ nun şiddette, vahşete,
korkuya dayalı despot rejimini şiddet vahşet kullanarak korumaya çalışan
polisleri, saklandıkları lağım çukurlarından, despot rejime karşın ayaklanan
vatandaşlar tarafından bulunarak ve çıkarılarak cezalandırılmışlardı… (
Allah Türk Polisini benzeri durumdan korusun!)
Duyarlı
genç vatandaşlarımızın yönetime karşın ülkenin farklı şehirlerinde demokrattık
eylemleri sırasında 4 değerli gencimiz polisler ve yardımcıları tarafından ve
diğer polislerin gözleri önünde vahşice hunharca öldürülüyor. Öldüren ve
öldürtenlerden bu güne kadar hesap sorulamazken, şiddet vahşet uygulayan
polisiye birimleri halkla alay edilircesine ödüllendiriliyor. Hükümet başkanı kalkıp
ta ölen gençlerin polise mukavemet ederken, polise şiddet uygularken öldüğünü söylemesi
de bir o kadar da utanç verici gelişmedir. Hem de ramazan ayında Müslümanlığı
ile övünülen bir kişinin oruçlu haliyle yalan söylemesi, uydurulan
yalanları ısrarla yayması bir o kadar da günahtır!
Bakın, bir gencimiz
üzerine sürülen bir aracın altında kalarak öldürülmüştür. İki gencimiz polisin
ateşli silahları ile kasten öldürülmüştür. Bir gencimiz ise polislerin içinde
bulunduğu 4-5 kişi tarafından linç edilerek katledilmiştir. Uydurmuyorum, video
görüntüleri ve tanıklar bu gerçekleri ortaya çıkarıyorlar. (Benim defalarca
farklı video görüntülerden elde ettiğim sonuç bu şekilde, yani kasti adam
öldürme şeklindedir)
öldürülen linç edilerek katledilen 4 genç insanın yanında, gözleri
çıkartılmış sakat bırakılan 11 insan ve gelişi güzel atılan gaz ses bombaları,
sıkılan sularla ve polisin ve yardımcılarının copları ve sopları ile tekme
yumrukları ile yaralan ve dövülen ve hakaret edilen on binlerce insan…. Sonrada
kalkıp utanmadan sıkılmadan Çanakkale’den sonra desten yazdık diye naraları
atanlar ödüllendiriliyor. Böyle hukuk
devlet mi olur, bu devletin yurt içinde ve yurt dışında ciddiyeti mi,
saygınlığı mı kalır?
Türkiye’ de hükümet, hükümet olsa, TBMM, TBMM olsa, muhalefet, muhalefet
olsa ve yargı, yargı olsa; her karşıt görüşleri, karşıt eylemleri kendisine
karşın, demokrasiye karşın, İslam dinine karşın yasa dışı bir eylem, hükümete
karşın darbe teşebbüsü ve benzeri olarak değerlendireceğine, biraz kendisine
güvenerek vatandaşlara şiddet, vahşet
uygulayanları ve uygulatanlara hesap sorsun. Halkın gerçek desteğini almayan
hiç bir iktidar kalıcı olamaz. Bu güne kadar dünyadaki despot rejimlerin sonu
felaketlerle sonlanmıştır.
Mısırda namaz kılarken insanların 53 kişinin öldürülmesi haberleri de,
farklı kanallarda ve tanıklara göre de gerçekle ilgisi olmadığı ileri
sürülmektedir. Bazı iddialara göre Mısırda Selefeliler bir binada
sıkıştırdıkları karşıt gruplardan insanları acımasızca pencerelerden dışarı
atarak, kafalarını keserek vahşice öldürüyorlar, askerlere ateş açıp saldırıya
geçiyorlar ve çıkan çatışmalar sonucunda ölenler, Dünyaya Mursi karşıtı darbeci
askerler tarafından namaz sırasında öldürüldü diye duyuruluyormuş. Türkiye’nin
Mısır politikası Suriye politikası kadar yanlıştır, ülke çıkarlarına ters
düşmektedir. Ülkelerin özellikle dost ülkelerin, İslam ülkelerinin iç işlerine
karışılmamalıdır, bu ülkelerin iç işlerine fiili karışan ülkelere karşın tavır
alınması ve onlara gıda, ilaç gibi hayati ihtiyaçlarının karşılanmasında elden
geldiği yardımları esirgememesi görüşündeyim. Türkiye dış politikasını tek
kaynaklara, istihbaratlara göre belirlememelidir. (Bakın, baba sülalesinin bir
kısmı Osmanlı döneminden sonra da Türkiye’ ye dönmeyip, Bingazi-Libya ve
İskenderiye ve Kahire – Mısır da halen yaşıyorlar. Kaddafi ve Mübarek
zamanlarındaki can mal güvenliğini, huzuru, iş aş imkânlarını mumla arar hale
gelmişlerdir, Büyük sıkıntılar içeresinde, yaşanılması güç Libya ve
Mısırdaki akrabaların bir kısmı ABD bulunan yakınlarının yanlarına geçici
göç etmek mecburiyetine kalmışlardır.) ….
Can mal güvenliğinin olmadığı, iş aş bulunmadığı fırsat eşitliğinin gözetilmediği, ağır vergi
ve haraçların alındığı, yüksek devlet israflarının ve yolsuzlukların
yapıldığı ülkelerde olumlu hiç bir
gelişme söz konusu değildir.
Kısaca:
1. ÜLKE YALAN, KORKU, İFTİRA, TEHDİT, ŞİDDET DAYALI HÜKÜMET BAĞLI SADIK
POLİSİYE BİRİMLERİ İLE TEK ADAM DİKTATÖRLÜKLE DESPOTÇA YÖNETİLMEĞE ÇALIŞILIYOR.
(SONRADA BİRİLERİ KALKIP TÜRKİYE’DE İLERİ DEMOKRASİDEN, HAK HUKUKTAN
SAÇMALIYORLAR!)
2. TÜRKİYE’DE, mevcut iktidara,
YÖNETİME KARŞIT SÖYLEM VE EYLEMLER; DARBE TEŞEBBÜSÜ DİYE DİPLOMALI HUKUKSUZLAR
TARAFINDAN Değerlendiriliyor. Yönetim karşıtları düzmece suçlarla çakma
delillerle TUTUKLANIP YARGILANIYOR, KİMSE DE, demokrat, iyi akil insan,
Müslüman diye geçinen ekranlarda ona buna akıl verenler, ahkam kesenler
SES ÇIKARAMIYORLAR, SONRADA BÜYÜK TÜRKİYE’DEN SAÇMALIYORLAR, ASKERİ DARBELERİ
SUÇLUYORLAR!
3. TÜRKİYE COĞRAFİ ACIDAN
RİSKLİ BİR BÖLGEDE BULUNMASINA RAĞMEN, ÇOK YÜKSEK GELİŞME POTANSİYELİNE SAHİP
ENDER ÜLKELERDEN BİRİDİR. TÜRKİYE’DEKİ
GELİŞME SÜRECİ; HÜKÜMETİN DIŞINDA
BİRİKİMLİ, TECRÜBELİ VE MÜTEŞEBBİS SANAYİCİLERİN VE ÜNİVERSİTELERİN DESTEĞİ VE
ÖZVERİLİ ÇALIŞANLARIN SAYESİNDE GELİŞMESİNE DEVAM ETTİĞİ GÖRÜŞÜNDEYİM. HÜKÜMET AĞIR VERGİ, HARÇLARLA VE YANLIŞ İKTİSADİ
SİYASİ KARARLARIYLA BU GELİŞME SÜRECİNİ İVMEYİ ENGELLEYEMEMİŞTİR, SADECE
SEYRİNİ VE HIZINI KISITLAYABİLMİŞTİR.
4.
İKTİDARIN
BÜYÜK NİMETLERİNDEN BİR ŞEKİLDE YARARLANAN VE KISA SÜREDE ZENGİNLEŞEN
SÜSLÜMANLARIN VE YALAKALARIN KOLAY, KOLAY BU İKTİDARDAN VAZGEÇMEK
İSTEMEYECEKLERDİR. BU NEDENLE YASA DIŞI
HUKUK DIŞI AHLAK DIŞI HER TÜRLÜ OLANAĞI, İMKÂNI, HİLEYİ, ŞİDDETİ, VAHŞETİ,
DEĞERLENDİREREK, SEÇİMLERİ DAHİ ÇARPITARAK İKTİDARDAN GİTMEYECEKLERDİR.
5. HALKI, VATANDAŞI, ÜLKEYİ,
DEVLETİ DÜŞÜNDÜKLERİNİ VE HALKIN, DEVLETİN, ÜLKENİN HİZMETÇİSİYİZ DİYE SÖYLEYEN
SİYASETÇİLERİN ÇOĞU, KENDİ ŞAHSİ ÇIKARLARINI, EGOLARINI DÜŞÜNÜRLER VE BUNUN
İÇİNDE MÜCADELE EDERLER. AMAÇ; DEVLETİN KAYNAKLARINDAN ZENGİNLİKLERİNDEN VE
GÜCÜNDEN DAHA FAZLA YARARLANMAKTIR. GEÇMİŞTEKİ VE ŞİMDİKİ SİYASETÇİLERE BAKIN,
HEMEN HEMEN HEPSİ KENDİLERİNİ VE YEDİ SÜLALELERİNİ ZENGİN ETMİŞLERDİR, DEVLETİN
ÖNEMLİ KURUMLARINI YÜKSEK ÜCRETLERLE ELE GEÇİRMİŞLERDİR, DEVLETİN İHALE VE
TEŞVİKLERİNDEN KENDİLERİ YAKINLARI KISA SÜREDE İHYA OLMUŞLARDIR. (DOĞRULUĞUNU
SİZDE ARAŞTIRIN)
6.
BU SAATTEN SONRA TÜRKİYE
DE DEMOKRATİK SEÇİMLERDEN BAHSETMEK SAÇMALIK OLUR. ÖNÜMÜZDEKİ YEREL VE GENEL
SEÇİMLERDE AKP’ NIN OYLARINDA BÜYÜK ARTIŞLAR BEKLENMEKTEDİR. MHP’N İN
HATTA CHP’ NIN % 10 LUK BARAJI AŞAMAMALARI SÖZ KONUSUDUR. Demokrasi kültürün gelişmediği ülkelerde
demokrasiden demokratik seçimlerinden söz etmek bir o kadar saçmalıktır.
7. TÜRKİYE BUGÜNKÜ DEVLET YÖNETİMİNİ HAK ETMİYOR, İYİ YÖNETİLMİYOR VE BU
YÖNETİMLE TÜRKİYE ÇOK KÖTÜ BİR
GELECEKLE, PARÇALANMA İLE SİYASİ VE EKONOMİ KAOSLARLA KARŞI KARŞIYADIR
GÖRÜŞÜNDEYİM. (İNŞALLAH BU GÖRÜŞLERİMDE BEN YANILMIŞ OLAYIM, BİR FELAKET
PİSBOĞAZI OLARAK ADLANDIRILMIŞ OLAYIM. ÖNEMLİ OLAN GÜÇLÜ, ZENGİN, GÜVENLİ,
REFAH VE HUZUR İÇİNDE BULUNAN BİR TÜRKİYE’DİR)
8. Türkiye’nin yarını yani geleceği, bugünün icraatları olumsuzlukları,
yolsuzlukları v.b. ile şekillenir! Eğer Türkiye’nin yarınını görmek
istiyorsanız, günümüzde hükümet icraatlarını tarafsız, ön yargısız hatta farklı
kaynaklardan faydalanarak değerlendirin.
·
Bu
gibi konularla yazılarla vatandaşlar pek muhatap olmamalıdır. Muhalefet, sivil
toplum örgütleri, medya gözlenen olumsuzlukları gündeme getirmeli, tartışmaya
sunmalı, devletin ilgili kurumların gerekeni yapmaları için harekete
geçirmelilerdir. Özellikle muhalefet TBMM’ de yeteri etkin olamıyorsa halka
sokaklara gitmesini bilmelidir. Mevcut iktidarın olumsuzluklarına karşın
çaresiz, etkisiz ve korkak kalan bir muhalefet asla iktidarı hak etmez. Halkın
güvenini kazanamayan muhalefet halkın çoğunluğunun oylarını da kazanamaz!
0 yorum: