''ÜNİVERSİTELERİMİZDE MİLLİ EĞİTİM ÖĞRETİM KURUMLARINDA BÜTÜN OKULLARDA DERSLERİN KAYDEDİLMESİ VE CANLI YAYINLANMASI'

7 Temmuz 2016 Perşembe yazildi.

 ''ÜNİVERSİTELERİMİZDE MİLLİ EĞİTİM ÖĞRETİM KURUMLARINDA BÜTÜN OKULLARDA  DERSLERİN KAYDEDİLMESİ VE CANLI HERKESİN ERİŞİMİNE SUNULMASI''


Sayın Prof. ………………………

Üniversite mensuplarının kurum içi gerekse de ülke meselelerinde özellikle olumsuz icraatlar da kişisel görüşlerini bildirmede üniversite yönetiminden yada YOK’ten korkmalarında, ben şahsen bir neden görmüyorum.

Bence;  klasik yüzü gülmez asık suratlı koyu takım elbiseli kravatlı hantal ağır takılan öğretim üyelerimizin çoğunluğu, kişisel düşünce, gözlemlerini değerlendirmelerini sosyal medyada paylaşıma sunmamanın en büyük nedeni; bu gibi etkinliği, uygulamayı, soysal medyada görüş fikirlerini değerlendirmelerini, paylaşıma sunmayı akıllarınca küçümseyici, alaycı, küçük düşürücü bulmalarıdır!

Asıl sorun kendileridir, evden okula okuldan eve ve papağan gibi ders anlatmaktan, birbirleri ile uğraşmaktan, birbirlerini engellemekten, gruplar kurmaktan, üç beş kuruşu borsada yada Emlak’ta nasıl çoğaltırım dışında düşündükleri yok ve öğretim ve bilimde çok ta bir işe yaradıkları yok. Dışarıda uzmanlık alanlarında olup bitenlerden de haberleri yok.  Bir araya geldiklerinde aslan, mangal yürekli kesilirler. Fakat icraata gelindiğinde ise, arada onları bulasın!!!

Bakın, kişilere ve kurumlara hakaret niteliği taşımayan eleştirilerde, yönetim keyfince idari cezai uygulamalara başvurması halinde mağdur edilen kişinin idari mahkemelere başvurup hakkını arayabilir. Haklı olduğu halde belli nedenlerle keyfi mağduriyeti devam edildiği takdirde ise kaba kuvvetle vur kaç izini belli etme taktiği ile karşılık verebilir. Örneğin mağdur edilen kişi güçlü ise,  kişi ya da kişileri kamerasız, tenha yerlerde kıstırıp anladıkları dili kullanarak benzetebilir.  Makam odasına girip içeriden kapıyı kilitleyip, yada asansörde, tuvalette sıkıştırıp bir iki dakika içinde o yöneticiyi yada yöneticileri teker ,teker anladıkları dilde karşılığını verebilir, benzetebilir!  Aslında mağdur edilenin fazla fiziki güce ve dövüş tekniğine de ihtiyacı yoktur. Örneğin tetikli, bıçaklı silahlar için güçten çok, biraz cesaret gerektirir ve soğukkanlılık antipanik esastır. Buradaki mesele; kaba güç uygulamada alınan riske değer mi? Yani bu ileri zekalılar için cezaevine girmeğe değer mi? (Kuralsız, acımasız ve ölüm riski bulunan yakın dövüşte, kavgalardan yani beladan kaçınmak önceliklidir. Bu kural günlük insani yaşamda da geçerlidir. Korkaklar, şuurunu kaybedenler panik içinde olanlar, üzerinde silahları bulunanlar, sürü halinde olanlar, kalabalığa güvenenler, devleti arkasına alanlar insanların üzerine saldırırlar!)

Bu yazılarımla beni eleştirenler haliyle olacaktır! Cevabim ise; keyfi hukuksuz uygulamalar ne kadar ahlaki, haklı iseler, mağdur edileninde karşı tarafın anladığı dille, kaba güçle hareket etmesi karşılık vermesi de o kadar haklıdır hatta gerekebilir. Hukuksal düzenin tekrar sağlanması, keyfiyete karşın bireylerin kaba kuvvete başvurmaları, mislisiyle karşılık vermeleri bir dayanışma içinde hareket etmeleri boş laf etmekten çok çok yararlıdır. .......
..........................................

Hazır yazmışken aklıma gelen bir konuyu da huzurlarınızda tartışmağa sunmak istiyorum:

Yıllar önce önerdiğim ve savunduğum; ÜNİVERSİTELERDE YÜKSEK ÖĞRETİM KURUMLARINDA DERSLERİN KAMARA - ONLİNE SİSTEMLERLE HER KES TARAFINDAN TAKİP EDİLMESİ OLANAĞININ SAĞLANMASI.
Bu uygulama, inanın öğretim kalitesini yükselteceği gibi ana babalarının çocuklarını takip etme olanaklarını bulacaklardır. Öğrencilerin daha düzenli ve hazırlıklı derslere katılımını sağlayacaktır.

Özellikle biz öğretim üyelerinin ders anlatma kabiliyetini, ders saatini kullanımı, derste neler anlattığını, öğrencilerle olan diyalogunu takip etme şansını elde ederler. Bazı öğretim üyelerinin genç öğrencileri aşağılamalarının önüne de geçilmiş olur. Boş geçirilen derslerin takibi de kolaylaştırılmış olur.  ( Kendisini iyi pazarlayan boş öğretim üyelerinin tespitinde de yararlı olabilir! Öğrenciler tarafından yüksek puanla değerlendiren öğretim üyelerin, öğrencilerin derslerinde fazla bir şey öğrenmediklerinin, çok zayıf oldukları nedeni de ispatlanmış olur.) Bu yöntem inanın MÜDEK’in kırtasiye yöntemlerinde çok daha yararlı olur.  Bu iddia da MÜDEK kırtasiyecilere duyurulur.  Bu ileri zekalılardan birileri yıllar evvel benim Almanya'daki üniversitelerde günümüzde halen okutulan bir derse göre ders içeriklerini düzenlediğim Makine Konstrüksiyonu dersini fi- zamanından kalma diye kaldırılmasını talep etmişler ve kaldırmışlar.  Türkiye üniversitelerinde konstrüksiyon yerine tasarım moda olduğu için makine tasarımı, endüstriyel tasarım, v.b. kullanılıyor. İnanın içlerinde daha tasarımın ve konstrüksiyonun ne olduğunu bilmeyenleri bulursunuz... 
Konuyu daha fazla dağıtmadan esas yazıma ''ÜNİVERSİTELERİMİZDE MİLLİ EĞİTİM ÖĞRETİM KURUMLARINDA BÜTÜN OKULLARDA  DERSLERİN KAYDEDİLMESİ VE CANLI YAYINLANMASI'' dönüyorum;
Bakın bu yöntem kısıtlı da olsa, İzmir ekonomi üniversitesinde uygulanmağa başlanmış. Başlangıçta öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin tereddütleri, sıkıntıları olmuş, Daha sonra uygulamanın hem öğrenciler hem öğretim üyeleri hem de yönetim için çok sayıda artı tarafları ortaya çıkınca uygulamadan her kes memnun imiş. Darısı Ege Üniversitesinin ve Türkiye genelinde bütün üniversitelerin başına diyorum.

GÜNÜMÜZÜN TEKNOLOJİK İMKÂNLARI ÜNİVERSİTELERİMİZDE EĞİTİM ÖĞRETİMDE DE KULLANILMALIDIR. YOK’e duyurulur. Beni bek duymaz, beni duyanlar YOK’ e bu uygulamayı duyursunlar. (YOK ve TUBİTAK  Üniversitelerimiz için yarardan çok zararları bulunan kelimenin tam anlamıyla FACİAİ kurumlardır. Devletin Bilime ayrılan kıt kaynakları olanakları yerinde değerlendirilmiyor…)

Uygulamada olası hukuksal problemin çözümünde (öğrencilerin ve öğretim üyelerinin imzalı oluru için)  alternatif kolaylıklar bulunmaktadır. Bunlardan biri; öğrenci seçiminde bu şart getirilir Ve bu uygulamaya hazır olan öğretim üyelerine ders verdirilir, daha sonraki öğretim üyesi atamalarında alımlarında bu şartın kabulü getirtilir.

Saygılar

Ozden

İzmir, 4.7.2016



·       Olası yazı hatalarından dolayı hoşgörünüze sığınıyorum.

·       Kişi ve kurumlara hakaret etme amacım haddime değildir, kendi düşünce ve değerlendirmelerimi yahoo grubunda tartışmağa paylaşıma sunuyorum.

0 yorum: