TÜRKİYEDE ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ AVM, YABANCI YALANCI SERMAYE

8 Temmuz 2018 Pazar yazildi.




TÜRKİYEDE ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ AVM,


Türkiyede Alışveriş Merkezlerinde AVM, büyük marketlerde dikkat çeken, göze batan değişiklikler sizce de nelerdir?  Kısa maddeler halinde sıralayınız:

-        AVM ve dükkânların tamamına yakını yabancı sermayelidirler,

-        Dükkânların, Tabelaların tamamı yabancı isimli,  yabancı kökenlidirler,

-        Dükkân kiraları yüksektir,

-        Kapalı, boş, devren dükkânların sayılarında artışlar gözlenmektedir,

-        Marketlerde birkaç oltalık ürün dışında satılan ürünler dışarıya kıyasla çok pahalıdır,

-        Ürün etiketlerinde şişirilmiş fiyatlar çizilerek, sözde kampanya ucuz fiyat diye ticari ahlakla bağdaşmayan postmodern sahtekârlık yapılıyor, vatandaşlar dolandırılıyor,

-        BÜYÜK MARKETLERDE İNSANSIZ OTOMATİK KASALARIN ARTIRILDIĞI, DAHA AZ PERSONEL, KASİYERLER İLE KENDİ CEPLERİNE ÇALIŞIYORLAR, YANİ İSTİHDAM AZALTILARAK ELDE EDİLEN KAZANÇ DÜŞÜK ÜRÜN FİYATLARINA YANSITILACAĞINA, ÜST İDARİ PERSONELE VE SERMAYE AKTARILIYOR, CEPLERİNİ DOLDURUYORLAR,

-        Yabancı sermayeli AVM ler, Market zincirleri, dükkanlar Türkiye’ye yarardan çok zarar veriyorlar,

-        …… Gerisine siz devam edin.



Türkiyede, son yıllarda iyi durumda olan büyük market zincirleri, işletmeler; kısa sürede yüksek kazanç peşindeki yabancı sermayenin iştahını kabartıyor.  Örneğin İzmir’de geçmişte Türk sermayeli kurulan ve iştirakçilerine hatırı sayılır kazançlar sağlayan ismi lazım değil bir market zinciri Yabancı sermayenin eline geçti.

Siyasi krizi, dövizin değer kazanmasını bahane ederek tüm ürünlerin fiyatlarını fark ettirmeden zamana kaydırarak yükseltmeğe başladılar. Bunun paralelinde kasiyerlerin sayılarını azaltarak, insansız otomatik kasaları devreye soktular. Kasiyerler zaten düşük ücretle çalıştırılıyor. Genç, bayan işsizliğin yüksek olduğu Türkiyede marketlerde insansız otomatik kasalara ihtiyacı yoktur. Tam tersine daha fazla kasiyer çalıştırılması, daha fazla insana aş iş sağlanmasında katkıları olmalıdır,..

 DEVLET BU KONUDA GEREKENİ YAPMALIDIR, ÖRNEĞİN BELİ ÜRÜN SATIŞI OLAN MARKETLERE EN AZ KASİYER ÇALIŞTIRMA ŞARTI GETİRMELİDİR.

Marketlerde insansız otomatik kasaların devreye girdiği zamanlarda bende kullanmağa

başladım. Çok geçmeden insansız otomatik kasaları kullanmamağa karar verdim, 5-6 senedir insansız otomatik kasaları boykot ediyorum. SİZLERİN DE MARKET ALIŞVERİŞLERİNİZDE KASİYERLİ KASALARI TERCİH ETMENİZLE İSTİHDAMA KATKI SAĞLARSINIZ….



TÜRKİYE GİBİ GELİŞMEKTE BULUNAN, EKONOMİLERİ ve DEVLET YÖNETİMLERİ KARARSIZ OLAN ÜLKELERİN EN BÜYÜK SORUNLARINDAN BİRİ YALANCI DIŞ SERMAYEDİR! YALANCI DIŞ SERMAYE; KISA SÜREDE YÜKSEK KAR AMACI GÜTEN POSTMODERN BİR SÖMÜRÜ ARACI olarak tanımlanabilir. Gelişmekte bulunan ÜLKELERE UĞURSUZLUK BULAŞTIRMAK, KAOS YAYMAK, işsizliği artırmak, ülkelerin borçlandırmak, gelişmelerini sabote etmek gibi zararları bulunmaktadır.  Batağa, DARA DÜŞEN YILANA DA SARILIR MİSALİ, KÖTÜ hoyratça YÖNETİLEN DEVLET YÖNETİMLERİ YABANCI YALANCI DIŞ SERMAYEDEN MUCİZE BEKLER DURUMA DÜŞÜYORLAR!!!

BU gibi DURUMLARDA YAPILMASI GEREKENLERİN BAŞINDA; TÜRKİYE’Yİ YABANCI YALANCI SERMAYEYE MUHTAÇ EDENLERDEN BİR AN EVVEL KURTARMAKTIR VE YABANCI YALANCI SERMAYEYİ ÜLKEDEN BİR AN EVVEL DEF ETMEKTİR.   

TÜRKİYE’NİN ÜRETİM YAPAN, İSTİHDAM YARATAN, TEKNOLOJİ KAZANDIRAN SANAYİ proje YATIRIMLARINA, KAZAN KAZAN PRENSİBİNE GÖRE YABANCI SERMAYE ihtiyacı vardır. Ve Endüstriyel innovativ mal hizmet üretime dayalı dış sermaye girişine GİRİŞİNE Türkiye ÖNCELİK, izin VERMELİDİR.

Ve de Türkiye kendi dinamikleri, güçleri, kaynakları, insanları ile arzu edilen gelişmeyi, zenginleşmeyi, güvenliğini, zenginliğini sağlar. Batılı leş kargaların artıkları ile hiçbir yere varamadığını görmesi lazım. Türkiye’nin sihirli değneğe de ihtiyacı yoktur,  gerekli altyapısı, kaynak potansiyeli bulunmaktadır, sadece devlet israfları önlensin, devlet harcamaların her kuruşunun hesabı verilsin ve en önemlisi ülke genelinde fırsat eşitliği gözetilsin kâfidir!

Bunların dışında; 1) devlet yönetimlerinin; devlet israfların önlenmesi, 2) Borçlanmadan kaçınması, ülkeye getirisi olmayan dış kaynaklı sıcak paranın  kontrol altına alması, 3)Türkiye’ye Yüksek faizli borç veren alacaklı devletlerin sebep oldukları borç yükünün altına alacaklı devletlerinde girmesini sağlanması ile Türkiye gelişme için gerekli sermaye katkı sağlar. Güneş ve Rüzgar gibi yenilenebilir enerjilerden milli enerji üretim sistemleri ile daha fazla yararlan arayışına girmesi ile fosil bazlı enerji tasarrufu ile elde edilecek kaynak sermaye küçümsenmemelidir. Modern tarım, ziraat, (hayvancılık,..) ve tarıma, ziraata dayalı temel sanayi ile ülke içinde ve ülke dışında gıda, tekstil ürünlerin üretimine geçilmesi. Tarım arazilerin boş kalması önlenmesi, verimli kıyı ovaların betonlaştırılmasının önüne geçilmesi, ekime elverişli tarım arazilerin mekanizasyona ve otomatikzasyona uyumlu hale getirilmeleri, birleştirilmeleri. İle Türkiye gıda ithallerinden elde edeceği tasarrufla hayli kaynak sağlayacağı gibi istihdam da sağlayacaktır. Bu ve benzeri bir çok proje için devlet yönetimin, kurumların, bölgelerin, belediyelerin, şirketlerin bir şekilde Üniversitelerle daha yoğun ve kısa sürede kazanç getirisi bulunan projeler üzerinde birbirlerine güven duyarak, acık ve net şeffaf şekilde çalışmaları gerekiyor. Üniversiteler belli üst tabakanın oyalandığı eğitim öğrenim kurumları olmamalıdır, Ülkenin kalkınması, gelişmesi için kaliteli eğitim öğretim yanında ARGE-Faaliyetlerine de ağırlık vermeleri gerekiyor. Üniversitelerde çalışma mevzuatı gözden geçirilmelidir. Üniversitelerde bilim dallarında bölüm başkanı, yardımcısı ve sekreteri dışında her kez sözleşmeli personel olarak çalışmalıdır, proje ürettikleri, üniversiteye ARGE-Faaliyetleri için para kazandırdıkları sürece sözleşmeleri uzatılmalıdır. Yurtdışında devlet ve özel üniversitelerde bu yöntem başarı ile uygulanıyor, Türkiyede neden uygulanmasın! (DrHusso)

…………

0 yorum: