VAHLAR SANA OLA TÜRKİYE' M -DEVLET YÖNETİMLERİNDE CİDDİYETSİZLİK, EHİLSİZLİK..-

7 Aralık 2013 Cumartesi yazildi.





Türkiye'nin bu günkü devlet yönetiminin ciddiyetsizliğine, endişe verici ve acınacak haline bir bakın. Mübarekler, devleti yönetmekten ziyade, Allah adına, demokrasi ve insan hakları adına, büyük güçlü Türkiye adına devletin olanaklarını ülkenin zenginliklerini, varlıklarını sömürmek için birbirleri ile kuralsız amansız altından ve saklı dövüşerek, birbirlerini kötüleyerek yarışıyorlar.   (Karşın taraf için aldıkları gizli kararları, altına imza attıkları  yasaları, yönetmelikleri, uygulamalarını  hatırlamak istemiyorlar, kamuoyunda başta inkar ediyorlar... Belgeler bir, bir ortaya çıkınca kendi özürlü, zavallı kişilikleri de ortaya bir, bir çıkıyor.  Örneğin; kararları baskı altında attık! kararlara imza attık ama uygulamadık! Cemaatin her isteğini bugüne dek yerine getirmedik mi! Cemaatin devlet yönetiminde kaç vekili, kaç bakanı, kaç valisi, kaç kaymakamı, kaç savcısı ve hâkimi vardır? diye de kamuoyunda birbirlerine soruyorlar! ..... Dah dün dünyanın ilan ettiği terör örgütlerini aklıyorlar, kendilerine arka çıkan cemaat ve tarikatları 1. dereceden terörist örgütü olarak kabul ediyorlar. En son ise belgeleri kamuoyunun bilgisine bir şekilde sunan yayanlara, devlet sırrını açıklamak …. nedenleri ile vatan haini ilan ediyorlar ve dava acıyorlar. Fakat aynı şahısların Silivri’de hukuk adına yapılan hukuksuzlarda bavullardan acılan saçılan belgelerde aynı hassasiyeti  göstermediklerini unutmuşlar. Tam tersine Silivri'de yargılananların neredeyse namahrem haberlerini, düzmece delillerin kamuoyuna sızdırılmasını teşvik etmişlerdir, bavullu habercileri, köşe yazarlarını kahraman ilan etmişlerdir....  

İrtica cemaate karşın mücadele almak için karar alıyorlar, altına imza atıyorlar, daha sonra ise bu irtica ve cemaatlere karşın endişeleri olanları gelişigüzel cezalandırılıyorlar.  Sonrada  Batılılara yaranmak, PKK yı Kürtleri memnun etmek için, Avrupa Birliği içinde  Türkiye'nin idam ipini çeken şekilsel, göstermelik demokrasi paketleri açıklıyorlar! 

Bu kadarına pes doğrusu, Türkiye de Vatandaşlar geri zekalı mı, akıllarını mı yetirmişler?  Nerede o demokratlar, İnsan hakları savunucuları, devletin kurumları, sivil toplum örgütleri ve muhalefetin sesi neden çıkmıyor, gerekeni yapmıyor.

Ve kendisine, Ailesine, Ülkesine, devletine, vatanına, ulusuna, dinine, kurumlarına, çalışanlarına sahip çıkamayan vatandaşlar, insanlar, toplumlar, uluslar, kurumlar daha iyisini ve daha güvenli huzurlu ve daha zengin mutlu bir geleceği hak etmiyorlardır.

(Genç yapımcı arkadaşlara önerim; Türkiye'deki devlet yönetimindeki  bu gibi trajedi-komedi olaylarını, tiyatro oyunlarını, uygulamalarını özellikle Silivri'deki hukuk adına yapılan hukuksuzlukları insanların mağduriyetlerini, çektikleri Istırapları, kendilerine addedilen düzmece suçları v.b. içine alan bir film, bir tiyatro eseri haline bir an evvel getirmeleri olacaktır. Bu konudaki film eserleri Oscar ödülleri gibi bir çok ödülü yurt dışında ve yurt içinde almaya namzettirler! Hatta yapacakları TV diziler her hafta reyting üstüne reyting kırma olasılığı da mevcuttur. Bu fırsat kaçırılmalıdır diyorum!)

 

Tam trajedi-komedi çok kötü bir tiyatro oyunu değil mi sizce? Bu zihniyetler mi devleti yönetecektir, yönetirlerse Türkiye muz cumhuriyetlerinden de beter hale getirilir, ülke bölünür, kaosa sürüklenir, teröristlerden medet umularak terörist başı ülke içinde ve yurtdışı kamuoyunda da uluslaştırılır, mandellalaştırılır!

Silivri'de hukuk adına yapılan hukuksuzlar kadar tarajedikomik uygulamalar, son günlerde dershanelerle ortaya çıkan devlet yönetimi ile cemaatler arsında da görülmektedir! Bu gibi uygulamalar, olaylar devlet yönetimi için bir rezillik, ciddiyetsizlik, ehliyetsizlik olarak değerlendirilir, demokrattık ülkelerde tabii ki. Üzücü olan, devletin kurumların, sivil toplum örgütlerinin v.d.  gerekli yasal uyarıları, müdahaleleri yapmaları, sessiz, korkak kalmalarıdır.

Çalışanları arasında bir dayanışma içerisinde bulunamayan,  çalışanlar arasında saygıya ve hoş görüye özellikle fırsat eşitlediğine dayanmayan bir tutum izleniyorsa ve çalışanlar arasında özellikle üst düzey sorumlular arasında birbirlerine karşın husumet, kin nefret bulunuyorsa o kurumlardan ne ülkeye nede içerisinde çalışanlara hayır gelmez. 

(Burada aklıma gelmişken parantez içinde  diğer bir konuya da dikkat çekmek istiyorum! Son zamanlarda din tacirleri, beyni körler: şu türbeye yatıra, bu mezara, şu duayı okuduğunuzda,  çok kez tekrarladığınızda ticari kazancınız artar, maddi bereketiniz çoğalır, hastalıklardan korunur, şifa bulursunuz, işleriniz düzene girer, sınavları kazanırsınız, beladan korunursunuz, iş bulursunuz, hazırlı evlat sahibi olursunuz, v.b.

Tüm bunlar islam dinine aykırıdır.  İyi niyetle dahi önerilse  dogru degildir Günah ise, İlamd dini maskesi altında bu gibi hurafelerle Müslümanları bir şekilde kullanılmasıdır.

 …. İslam Dini bir akıl mantık dinir, Müslümanların sağlıklı yaşamı ve gelişimi içindir, hurafelerle ilgisi yoktur. Yüce İslam Dinimiz bizlere daha fazla ögrenmemizi, ögretmemizi,  alın teri ile çalışıp zengin olmamızı, lütfettigi sayısız dünya nimetlerinden çok daha fazla yararlanmamızı, Allaha şükretmemizi, dua ibadet etmemizi ister. Allahtan başka kimyese kulluk edilmemesini, özellikle kula kullugu günah sayar. İslam Dininin temeli cagdaşlıktır, bilimdir.  İş dualara kalmış olsaydı, dünyadaki bir çok Müslüman devletlerindeki kardeşlerimiz sefil sefalet içerisinde yok olmazlardı, Gavurlar tarafından sömürülmez ve güdülmezlerdi. ….)

SÖZÜN KISASI,

ü O. OLMASAYDI, TÜRKİYE İÇİNDEN ÇIKILMAZ BİR FELAKETİN EŞİGİNE GELİNMEZDİ

ü O. OLMASAYDI, TÜRKİYE MEVCUT GELİŞME VE ZENGİNLEŞME POTANSİYELİ İLE KISA SÜREDE İLK ON ÜLKE İÇERSİNDE YER ALMA ŞANSI VARDI.

ü O. OLMASAYDI, TÜRKİYE’ DE İSLAM CUMHURİYETİNİN TEMELLERİ HAZIRLANMAZDI

ü O. OLMASAYDI, TÜRKİYEDE PKK DEVLETE MEYDAN OKUYUP, HÜKÜMETE İSTEKLERİNİ DİKTE ETMEZLERDİ

ü O. OLMASYADI, TÜRKİYE’ DE GAYRI RESMİ KÜRDİSTAN DEVLETİ DÜNYA KAMUOYUNA KABUL GÖRMEZDİ, APO MANDELLEŞTİRİLMEZDİ.

ü VATANA İHANETTEN SUCSUZ İNSANLAR CEZALANDIRILIYOR, ASIL İHANET EDENLER TÜRKİYE’YE SAHİP CIKAMAYAN BİZLERİZ, HEPİMİZ TÜRK VATANDAŞLARIYIZ.

DrHusso

izmir, 07.12.2013

 

·         Bakın, benim siyasetle, siyasilerle, partilerle, kurumlarla ya da kişilerle alıp veremediğim yoktur. Allah şükürler olsun aklım la da bir sorunum yoktur.  Sadece ülkesini seven her Türk vatandaşı gibi Türkiye için kaygılarımı duyurmak istiyorum. Türkiye varsa biz varız, Türkiye'nin geleceği bizi hepimizi sıradan her vatandaşı ilgilendirir. Anlayamadığım diğer bir konu ise Türkiye'de, ailece çocukların  iyi yetişmeleri, güzel bir geleceği iyi bir okul ve iyi bir meslek edinmeleri için her türlü fedakârlığa katlanılıyor, Fakat kendilerinin ve çocuklarının geleceğinin bir teminatı olan Türkiye Cumhuriyetinin geleceği, siyaseti ile ilgili aynı hassasiyeti, ilgiyi göstermiyorlar. Neden bunun da toplum bilimcilerin araştırması gerekiyor... 



0 yorum: