Değerli
Arkadaşlar,
TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURULUŞ VE İLAN EDİLMESİN 91. YIL
DÖNÜMÜ SONSUZA DEK GELİŞEREK, ZENGİNLEŞEREK SÜRMESİ DİLEKLERİMLE HEPİMİZE KUTLU
OLSUN.
...
91 yıl sonra bizlerin emanetinde bulunan Türkiye Cumhuriyetinde üzücü olduğu kadar endişe verici olumsuz gelişmeleri birlikte acizlik, sorumsuzluk içeresinde izliyoruz. Bazılarımız gökten zembille inecek bir ilahi lideri bekler oldu! Bazılarımızda vatan kurtaran şabanları, şarlatanları, Türkiye Cumhuriyetini batıranları, Ülkeyi felakete sürükleyenleri, Vatan sahip çıkmaktan acizleri Türkiye sizle gurur duyuyor diye de el üstünde tutmağa başladı. ..
...
Ben hatırlamıyorum,
fakat anamdan onların yokluk, sıkıntılı zamanlarında, Cunda-Ayvalık’ta (eskiden
nahiyeymiş, belediyesi Cunda’ya çok katkıları olmuştur) coşkulu neşeli bir
şekilde törenlerle, fener alayları ile gecenin geç vakitlerine kadar sahilde
her kesin katılımları ile kutlanılıyormuş. ...
91 yıl sonra bizlerin emanetinde bulunan Türkiye Cumhuriyetinde üzücü olduğu kadar endişe verici olumsuz gelişmeleri birlikte acizlik, sorumsuzluk içeresinde izliyoruz. Bazılarımız gökten zembille inecek bir ilahi lideri bekler oldu! Bazılarımızda vatan kurtaran şabanları, şarlatanları, Türkiye Cumhuriyetini batıranları, Ülkeyi felakete sürükleyenleri, Vatan sahip çıkmaktan acizleri Türkiye sizle gurur duyuyor diye de el üstünde tutmağa başladı. ..
...
Günümüzde ise bırakın Cumhuriyet bayramını zoraki törenlerle kutlamayı, neredeyse T.C. silinmek üzeredir. Kara yobazlar, Allahsızlar; Allah Adını kullanarak vatandaşların dini inançlarını, saflıklarını kullanarak milli bayramlarımıza ve atamızı anma gününe denk gelecek şekilde şehitleri anma günleri, Arabi Kutlu Haftalar gibi dini haftalar ilan edip milli bayramlarımızı sabote ediyorlar, Atamızı unutturtmak istiyorlar. …
……….
Bir günlük tatilden yararlanarak
günün anısına aşağıdaki metni sizlerle paylaşmak istiyorum.
Görkemli zamanlarında 7
düvelle meydan okuyan, sözü gecen çok sayıdaki Türk Devletleri kurulmuştur. Kabuk değiştirerek bugüne kadar sürüp
gelmişlerdir. Bunlardan biri TÜRKİYE CUMHURİYETİ dir, Osmanlı İmparatorluğunun
parçalanıp dağılmasından sonra ortaya çıkmıştır. Osmanlının son toprağı Anadolu’yu kendi aralarında
paylaşıp Anadolu’daki itleriyle birlikte
işgal eden Batılı Leşkargalarına karşın
büyük yokluklar, zorluklar içinde mucizevi bir mücadele 91 yıl önce Türkiye Cumhuriyeti , T.C. kurulmuştur. Ve kısa sürede imkânsızlıklar içinde
gelişerek dünyayı hayrete bırakmıştır, dünyanın takdirini ve saygınlığını kazanmıştır.
91 yıl sonra bizlerin emanetinde bulunan Türkiye Cumhuriyetinde üzücü olduğu kadar endişe verici olumsuz gelişmeleri birlikte acizlik, sorumsuzluk içeresinde izliyoruz. Bazılarımız gökten zembille inecek bir ilahi lideri bekler oldu! Bazılarımızda vatan kurtaran şabanları, şarlatanları, Türkiye Cumhuriyetini batıranları, Ülkeyi felakete sürükleyenleri, Vatan sahip çıkmaktan acizleri Türkiye sizle gurur duyuyor diye de el üstünde tutmağa başladı. ...
Türkiye’de devlet yönetiminde
ve endişe verici, kaygılı bütün olumsuz gelişmelerden hükümet ve muhalefet kadar devletin bütün
kurumları, sivil örgütler, vatandaşlarda sorumluluk altındadır ve söz
sahibidir.Özellikle üniversitelerimiz, ilgili uzman bilim adamlarımız hiçbir siyasi partinin, örgütün maşası olmadan, bilimsel verilere öne çıkararak ülkenin çıkarlarını korkusuzca savunmak mecburiyetindedirler.
Üniversiteler siyasete
bulaşmamalıdırlar, eğitime, araştırmağa odaklanmalıdırlar; her kez kendi işine
odaklanmalıdır ve başarılalı olmalıdır gibi suya sabuna dokunmayan profesörlerimiz klasik görüşleri; Demokrasi kültürü gelişmiş
zengin ülkelerde saçmalık, geri zekâlılık olarak değerlendirilmektedir.
Kötü bir siyaset, devlet yönetimi ülkede yolsuzluklara, yokluklara, yoksulluğa, huzursuzluğa, bölünüp dağılmaya, kaos gibi felaketlere, uğursuzluğa sebep olmaktadırlar. Böyle bir ortamda Üniversitelerde eğitim ve öğretimden, bilimsel çalışmalardan bahsetmek saçmalık değil de nedir? Başka bir örnek; Türkiye’de kaliteli bir eğitim öğretim ve bilimsel faaliyetler için gerekli alt yapının gerekliliğini içimizde bilmeyen yoktur. Bu alt yapının sağlamsında gerekli kaynağı Türkiye’de bulamıyorsunuz, fakat aynı Türkiye saraylara, rezidanslara, uçaklara, arabalara, camilere, seyahatlere, yolsuzluklara milyarlarca dolar anında para, kaynak bulabiliyor. bu durumda da üniversiteleri, her vatandaşı ilgilendiren bir siyaset değil midir? Türkiye de üniversitelerimizde kör topal, aksaklı bir eğitim öğretimle, akademik diploma dağıtmak olmamalıdır. Bilimsel faaliyetlerde arkadan takip eden, kopya eden, çalan bir pozisyonda olmamalıdır….
Kötü bir siyaset, devlet yönetimi ülkede yolsuzluklara, yokluklara, yoksulluğa, huzursuzluğa, bölünüp dağılmaya, kaos gibi felaketlere, uğursuzluğa sebep olmaktadırlar. Böyle bir ortamda Üniversitelerde eğitim ve öğretimden, bilimsel çalışmalardan bahsetmek saçmalık değil de nedir? Başka bir örnek; Türkiye’de kaliteli bir eğitim öğretim ve bilimsel faaliyetler için gerekli alt yapının gerekliliğini içimizde bilmeyen yoktur. Bu alt yapının sağlamsında gerekli kaynağı Türkiye’de bulamıyorsunuz, fakat aynı Türkiye saraylara, rezidanslara, uçaklara, arabalara, camilere, seyahatlere, yolsuzluklara milyarlarca dolar anında para, kaynak bulabiliyor. bu durumda da üniversiteleri, her vatandaşı ilgilendiren bir siyaset değil midir? Türkiye de üniversitelerimizde kör topal, aksaklı bir eğitim öğretimle, akademik diploma dağıtmak olmamalıdır. Bilimsel faaliyetlerde arkadan takip eden, kopya eden, çalan bir pozisyonda olmamalıdır….
Üniversitemizden
benimde dahil olduğum bir heyetle Almanya’da ileri gelen üniversitelerin
laboratuvarlarını görme, inceleme şansını bulduk. (Heyetteki arkadaşlardan
biri, muhteşem laboratuvarlar görüp Türkiye’deki laboratuvarlarımızla ile karşılaştırıldığında
moralinin bozulduğunu, üzüldüğünü söylemişti! Bende bu Laboratuvarlar Türkiye’de, bizde olsa bizler
neler yapmazdık ki, diye moral vermek istemiştim!)
Almanya’da devlet, üniversitelere laboratuvarları için her sene yüklü kaynak ayırıyormuş, laboratuvarların çoğu devlet tarafından kazandırılmış, bizde ise tam tersi, olmayacak duaya amin misali; proje yap laboratuvarını kur yada sponsor, bağışçı bul laboratuvarını kur, bizden para isteme diyorlar. Örnek mi! Ta 2003 yılından beri Ege Üniversitesi bünyesinde Ege Bölgesi sanayicilerine hitap edecek multi disiplinler arası bir laser laboratuvarın kurulması için girişimlerde bulunuyorum, sonuç elde var sıfır, ya kulak arkası ediliyor, ilgi gösterilmiyor yada sponsor bul, proje yap kur diyorlar….. Bunu demesini biliyorlar da; bizi temsil edenler nedense yeri ve zamanı geldiğinde saraylara, uçaklara, yolsuzluklara kaynak bulan hükümet, ARGE Merkezlerine, laboratuvarlara neden kaynak bulamadıklarını soramıyorlar, diyemiyorlar.
Almanya’da devlet, üniversitelere laboratuvarları için her sene yüklü kaynak ayırıyormuş, laboratuvarların çoğu devlet tarafından kazandırılmış, bizde ise tam tersi, olmayacak duaya amin misali; proje yap laboratuvarını kur yada sponsor, bağışçı bul laboratuvarını kur, bizden para isteme diyorlar. Örnek mi! Ta 2003 yılından beri Ege Üniversitesi bünyesinde Ege Bölgesi sanayicilerine hitap edecek multi disiplinler arası bir laser laboratuvarın kurulması için girişimlerde bulunuyorum, sonuç elde var sıfır, ya kulak arkası ediliyor, ilgi gösterilmiyor yada sponsor bul, proje yap kur diyorlar….. Bunu demesini biliyorlar da; bizi temsil edenler nedense yeri ve zamanı geldiğinde saraylara, uçaklara, yolsuzluklara kaynak bulan hükümet, ARGE Merkezlerine, laboratuvarlara neden kaynak bulamadıklarını soramıyorlar, diyemiyorlar.
Kısaca, Üniversiteler
istese de istemese de siyasetin dibine kadar içeresindedirler. Üniversitelerimiz ülkenindirler, toplumundurlar
ve ülkede toplumda olup bitenlerle de ilgilenmeleri gerekiyor. Almanya gibi
demokrasi kültürü ve sanayisi gelişmiş ülkelerde Üniversiteler en saygın, en
güvenilir ve birinci güç olarak yer almaktadırlar. Ve Ülkenin sürdürülebilir
gelişmesine, zenginliğine, iyi bir geleceğine olan katkıları bir çoklarımızın
hayal edemeyeceği kadar büyüktür. Devleti yöneten, batıran siyasetçilerin, bürokratların
üniversitelerden girip çıktıkları da unutulmasın.
Dincilerin, Din
tacirlerin, hükümet yalakalarının Büyük Kürdistan örgütlerinin kişisel,
örgütsel, parti çıkarları uğruna bizlerin, ülkenin geleceği olan çocukların gençlerin
beyinlerini dini hurafelerle, büyük Kürdistan hayalleri ile yıkanmasına, berbat
edilmelerine Üniversitelerimiz daha fazla seyirci kalmamalıdır.
Demokratik devlet
yönetimlerinde her birey, vatandaş; ülkenin çıkarları doğrultusunda sorumluluk
ve birlik içinde hareket ettiği sürece önemlidir ve vazgeçilmezdir. Basit
tavırlarla, sessiz eylemlerle, boykotlarla ve seçimlerde oylarla da devlet
yönetimin doğruları bulmasında katkıda bulunabilir.
Sonuç; Türkiye’de en
büyük sorun, kötü devlet yönetimine imkan tanıyan, yasa ve yönetmeliklerde ve
dini inanç istismarlarında aranmalıdır. Mevcut düzen ülke için bir faciadır,
ülkeyi Lübnan, Irak, Suriye de ki gibi bir felakete, uğursuzluğa sürüklüyor. Bölgedeki
ve ülkemizdeki Büyük Kürdistan Devleti ve Büyük Kökten Dinci İslam Devleti
Hayalleri Türkiye Cumhuriyetini, bizleri hepimizi tehdit ediyor…
saygılarımla
h.
ozden
İzmir,
29.10.2014
·
Olası
verdiğim rahatsızlıktan ve yazı hatalarından dolayı hoş görünüze sığınıyorum.
·
Metni
aşağıdaki linklerden de indirebilirsiniz, bunun yanında toplumsal sorunları
olayları konu edinen alternatif rock tarzı müzik vidolarını da linklerden indirebilirsiniz.
Farklı güncel toplumsal konuların işlendiği ve fotoğraflarla derlenen;
Türkçe, Almanca sözlü rock müzik Video-Klips, linkleri
indirmek için aşağıdaki linkleri tıklayın
http://www.youtube.com/watch?v=MMEqndNfhnU (Roboter, Almanca sözlü rock)
http://www.youtube.com/watch?v=n_4od12iwTs (Roboter, Almanca sözlü rock)
http://www.youtube.com/watch?v=NeqdnuPmW7I Banane
(Almanca alternatif rock
http://www.youtube.com/watch?v=w_dHnW03Ruw Çalış Anam Babam Köylü İşci (Rock)
http://www.youtube.com/watch?v=IZqecvw35Yg Arbeiter, Bauer (Rock) Almanca
http://www.youtube.com/watch?v=eZB0b-0lZ78 Arbeiter, Bauer (Rock) Almanca
0 yorum: