İZMİR PİSLİK KOKUYOR

28 Mayıs 2015 Perşembe yazildi.

Kıyı ve liman şehri olan İzmir’de bu gibi görüntülerin ortaya çıkması aşırı yağmur afetten ziyade İzmir’in yetersiz altyapısından, İzmir’in yeşil sahaların, derelerin tamamen odun kafalılar tarafından yağma edilerek betonlaştırılmasından kaynaklanmaktadır. Yağmur yağar seller alır, evleri işyerlerini sular basar, maddi kayıplar olur. Yağmur yağmaz, su bulunmaz, dereler, logarlar, deniz leşe döner, insanlar nefes almakta zorlanır, pis kokudan kusmağa başlarlar, deniz kenarında pis kokudan ve denizin iğrenç renginden oturulmaz hale gelir...

Neredeyse 20 senedir; yürütülen çok pahalı projelerle denizin temizlenip içinde yüzebilecek hale getirileceği her sene söylenmektedir. Sonuç: İzmir daha da pislik kokuyor, yaşanılmaz hale dönüşüyor!!! Birileri, odun kafalılarla birlikte bu projelerden daha da zengin oluyor. (Aslında bunlara, ahmaklıklara seyirci, sessiz kalan bizler daha da odun kafalıyız, ve bu görüntüleri, pislikleri layıkıyla de hak ediyoruz!)

Çok basit ve ekonomik hayata geçirebilen projelerle İzmir’in, limanın temizlenmesine katkı sağlanabilir. Öne sürdüğüm projelerin basitliğinden olacak ki, odun kafalılar projeleri dikkate değer bulmamışlar. Son yıllarda ise benim makalelerimde de dile getirdiğim bazı yöntemlere sarılmağa başlamışlar!

Bakın;

1) Temiz çevre için kirliliğin çıkışını, yayılmasını ve denize dökülmesini ve denizden yayılması önlenmelidir. (Derelerin denize kavuştuğu dere çıkışlarına sualtından ve su üstünden denize yayılan katı sıvı kirliliği, çamurları basit ağ ve tagar havuz sistemleri ile önlenebilir. Bu önlem 20 sene uygulansa idi liman bu denli kirlenmezdi.)

2) İzmir’in kıyıları, sahili gelişi güzel doldurularak denizin ekolojik canlı sistemi çökertilmiştir. (Bu konuda yapılması ve dikkate alınması gerekenleri basit çizimlerle açıklamıştım, dergilerde de yayınlatmıştım. Her nedense …. kafalılar kendi bildiklerini okumaya devam ediyorlar). Ekolojik sistem bozulmadan, kırılmadan, tamamen çökmeden gereken önlemler alınmalıdır, aksi hale daha sonraki kurtarma önlemleri zaman alıcı olur ve çok pahalıya patlar. Diplomalı odun kafalıların bu kuraldan da haberleri yoktur, mal, mülk, para lüks hayat başlarını döndürmüş, önlerini göremeyecek hale gelmişler, kim bilir.

3) Belediyenin bir çok faaliyetlerle bozduğu doğal deniz suyu sirkülasyonunu, denizin doğal akıntısını değiştirdiğini ve hızını azalttığı için önerim; Her şeyden evvel denizin dibine açılacak kanallarla deniz akıntısı, soğuk sıcak su akıntısı hızlandırılması olmuştu. Bunun paralelinde deniz akıntısını engelleyen her türlü yapıların, sığlıkların, çamurların kaldırılması, İzmir körfezinin derinleştirilmesini önermiştim. Hatta Liman çamurunun da tarak ve mavna gemilerle acık denize dökülmesi yerine açık bir alanda deoplanması ve orada tuzlu sudanarındırılarak tarım ve ormanlık alanlarda değerlendirebileceğini açıklamıştım. İzmir körfezinin derinleştirilmesi daha büyük ve daha fazla ticari gemilerin İzmir limanına mal boşaltmak ve yüklemek için gelmesine katkı sağlayacaktır. (Kruvazör gemilerle gelen turistler son zamanlarda derelerden gelen pis lağımsı kokulardan rahatsızlık duymağa başladıkları suratlarından da anlaşılıyor. Bu gecen Çarşamba 13-15 arasında EÜ-Kampüsü içersinde bölümümün bir sınıfında ders işliyorum, acık olan sınıf pencerelerinden dayanılmaz lagım kokuları üzerine öğrencilerin de rahatsız olması üzerine pencereleri kapatmak mecburiyetinde kaldım, dersteki öğrenciler şahittir)

4) İzmir Körfezi içerisinden belli bir dönem midye, karadiken, yosun, mamun, deniz hıyarı, hohlyoz gibi canlıların toplanması, kefal ve sarpaların avlanması yasaklanmalıdır.

5) Kanalizayson atık suları da büyük çaplı borularlar körfezin dışına, akıntıların yoğun olduğu deniz dibinden boşaltılmalıdır

6) Mevcut derelerin genişletilmesi ve derinleştirilmesi çok amaçlı kullanımı için yeni baştan düzenlenmesini önermiştim (Bu derelerin deniz seviyesinde 2-5 m derinleştirilmesi ve genişletilmesi kenarların ağaçlandırılarak gezi, dinlenme hobi park alanları haline getirilmesi ile İzmir in kazancı büyük olur, Bakın eskiden sandallarla ta İzmir’in içlerine kadar mevcut derelerden gidiliyormuş! Bu dereler su baskınlıklarını Önlenmesinde büyük katkısı olur. En büyük katkısı derelerin kokması, mikrop yuvası haline gelmesi önlenir.

7) Diğer bir önerim ise; Yağmur sularının boşuna denize akışını önleyecek ağır, ağır dinlene, dinlene temizlene, temizlene yer altı sularına kavuşmasını, depolanmasını sağlayacak semt göletli yeşil ağaçlı parkların İzmir’e kazandırılması, bir makalemde bu göletlerin basit şematik çizimlerle ilgililere duyurmağa çalıştım.

8) Yeraltı sularının ve İzmir limanı (Körfezinin) temiz tutulması için evde, iş yerinde atık yağların, benzeri sıvıların kanalizasyonlara, derelere, denize dolaylı yada direk boşaltılmasının önüne geçilmesi gerektiğini ilgililere duyurmağa çalıştım. Atık yağlar önemli hammadde olduğunu bu nedenle kaplarda depolarda biriktirilip ücret karşılığında belediyece toplanılmasını yıllar evvel önermiştim, uluslararası bir seminerde de dile getirmiştim. Bu uygulamada yeni yeni kör topal yürütüldüğünü izliyorum. Bir makalemde çevre dostu konut yapılarına dikkat çekmek istemiştim, Yani konutlarda atık su, atık yağ sorununa ve yağmur sularının birikimine katkı sağlayacak çözüm olacak bina tasarımları.

9) Aslında, İzmir’de yapılacak o kadar çok öncelikli iş var ki; burada hepsine yer vermen imkânsız. Aklıma gelen örengin; hükümetin başlattığı yeniden yapılandırma konut projesi; İzmir’de bu güne dek ciddi şekilde değerlendirilmemiştir. Baraka gecekondu şeklinde ta İzmir’in göbeğine kadar uzanan semtlerin yeni baştan düzenlenip inşasına başlanılmalıdır. (Öğrencilik yıllarımda 20 sene evvelde bu konuyu dile getirmiştim Şehirlerimizin planlı şekilde yeni zamanın koşullarına göre düzenlenmesi, bunla ilgili makalemi makaleler kitabımdan da indirilebilir). İzmir Büyükşehir Belediyesi; güneş enerjisinden daha fazla yararlanma, hava zirkulasyonu, mahalle parkları, oyun sahaları, otomobil park yerleri gibi bir çok kriteri, hususu bir bütün içeresinde ele alınmalıdır. Yani mütahitlerin daha fazla kazanma istekleri ile bu imkanın berbat edilmesine de izin verilmemelidir.

10) İzmir de yıllardan beri yaşanan sorunlardan biri otomobiller için park yerinin bulunmamasıdır. Park yeri arayışları ile boşuna yakıt ve zaman harcanıyor, israf ediliyor. Belediyelerin bu soruna da çözüm aramaları gerekiyor.

11) Şehir planlamasında sanayinin, üniversitelerin, özellikler ana, ilk, orta ve lise düzeyindeki okulların konut yerleşim birimleri içerisinde yer almalıdır tezini savunanlardanım! Ne ve kim oldukları belirsiz diplomalı uzman diye geçinen ileri zekalıların bir zamanlar ileri sürdükleri karşıt tezlerle sağlıksız şehirleşme, yerleşmeler ortaya çıkmasına sebep olmuşlardır. (Her gün 8 saatlik iş çalışması için, 2-6 saat süren ulaşım kaybı, insanlık yaşamı için de büyük zarardır, bunun yanında gereksiz enerji tüketimi, çevre kirliliği v.b. )

12) İzmir’de Belediyeler özellikle sahilde belli yerlerde kiralık bisiklet parkları kurmuşlar, fakat vapur iskelelerinde, otobüs aktarma duraklarında bisikletlerin bağlanacağı korunaklı güvenli bisiklet park yerlerini önemsememişler. Güvenli bisiklet yolları konusunda da faaliyetleri yok.

13) Temiz, sağlıklı çevre bilinci ta okullarda öğrencilere kazandırılmalıdır. Televizyonlardan bu konularda halk bilgilendirilmelidir. Örneğin; gereğinden fazla temizlik malzemelerin kullanılmaması, atık yemek yağlarının lavaboya dökülmemesi gibi, ikaz edilmelidir.

Belediyelerin, yerel yönetimlerin teknik sorunları ile ilgili olarak üniversitelerle işbirliğine gitmeleri ve projeleri farklı kişi ve kurumlarca (birbirinden habersiz) değerlendirilmesi istenmelidir. Ayrıntılı bilgileri konu ile ilgili makalelerimden indirebilirsiniz.

……………….
DrHusso
İzmir, 5.2015

0 yorum: