1.1. TÜRKİYE’DE ARGE ÇALIŞMALARIN GENEL BİR DEĞERLENDİRİLMESİ
Güvenli savunma ile ilgili ortaya çıkan çok sayıdaki teknik ve ekonomik sorunların üstesinden gelmek amacıyla günümüzün teknolojik imkânlarından, bilgilerden faydalanılarak ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya, Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerde yeni tip silahlar, yüksek enerjili silahlar geliştirilip denenmektedirler. Yüksek enerjili silahların içerisinde, akıllı laser silahların geliştirilmesi çalışmalarına önem verilmektedir. Şimdiden yüksek enerjili laser silahları ile donatılmış özel askeri timler, birlikler oluşturulmaktadır. Dünyanın muhtelif çatışma bölgelerinde Ortadoğu’da, Afganistan’da yüksek enerjili laser silahları mikrodalga silahları operasyonlarda kullanılmaktadır. Yüksek enerjili akıllı laser silahların geliştirilmesinde Dünyanın muhtelif ülkelerinde yoğun bilimsel araştırmalar sürdürülürken, Türkiye’de bu konuda ciddi kayda değer bilimsel uygulamalı projeler yürütülmüyor. Ülkeye pek katkısı olmayacak, geleceği bulunmayan, klasik konvansiyonel savunma projeleri ile kaynaklar tüketiliyor.
Ülkede devlet tarafından destek
verilen projeler, bilimsellikten uzak ve faydalı çıktısından ziyade ticari
amaçlı kazanç sağlamak için hatırlı kişiler arasında suiistimal edilme
olasılığı her zaman mevcuttur.
Türkiye’de akıllı laser silahları gibi ileriye dönük, mega projelerin
ciddi ve yoğun bir şekilde üniversiteler ve sanayiciler işbirliği çerçevesinde
yürütülmesi gerekiyor. Savunma sanayinde devrim yaratacak diye reklamı yapılan
120 ile 200 milyon TL bütçeli proje, TÜBİTAK’ ın geçmişteki örneğin enerji
projelerine benzemezsin. Savunma projelerinden belli bir kesim dışında
kimselerin haberi olmuyor. Bir iki aya kala bu denli kapsamlı projeler
TÜBİTAK’tan dalga geçer gibi duyuruluyor! Bilimsel projelerin aylar süren bir
hazırlığın, literatür değerlendirilmesinin olduğunu dahi unutanlar, bilmeyenler
var. TÜBİTAK’ın Kendisine ait ArGe Merkezlerinin bulundurması da ethik
dışıdır! Ülkenin bilime ayırdığı
kaynakları kendi ARGE merkezlerinde ipe sapa gelmez projelerle amaç dışı
kullanma olasılığı her zaman bulunmaktadır. Bunlar bilimden ARGE den anlasalar,
böyle bir kurumsallaşmaya gitmezlerdi. Onun yerine Üniversitelerin ArGe
potansiyelini güçlendirirlerdi. Anadolu’nun yeni kurulan üniversitelerinde
bölgeyi geliştirecek ARGE çalışmalarını teşvik ederlerdi. TÜBİTAK ve sanayi, kalkınma bakanlıklarının
proje teşvikleri ile ODTÜ, İTÜ, BOGAZİÇİ, Vakıf üniversiteleri gibi belli
üniversiteler ve çalışanları palazlandırılacağına, diğer üniversitelerdeki
çalışanlarının projeleri de desteklenmelidir. ODTÜ, İTÜ, KOÇ, SABANCI gibi
üniversiteler kendi kendilerini met etikleri gibi çok iyilerse ve altyapıları
mükemmel iseler Avrupa, Nato projelerine ve yurt içinde ve yurtdışında katma
değeri yüksek ve sanayiye yönelik satılabilir projeler, ürünler geliştirmesini
bilsinler; diğer üniversitelerin altyapıları bilgileri tecrübeleri yok,
bizlerin var orada burada saçmalayacaklarına….
Çok değil, daha 15 sene evvel
yenilenebilir enerji politikasını, rüzgar, güneş enerjilerinin geleceğini
göremeyen prof. Unvanlı sözde bilim adamları, bürokratlar, danışmanlar vardı.
Bugünde hala yüksek enerji silahlarının önemini kavrayamayan prof. ünvanlı
sözde bilim adamları, bürokratlar ve danışmanlar mevcut. Bunlar o kadar
ileridirler ki, örneğin, mevcut silahların mekanik tasarımlarını,
optimizasyonlarını 25 sene evvel uyguladıkları yöntemlerle hala övünüyorlar!
Daha 25 sene evveli hesap yöntemleri ile günümüze bilgisayar destekli hesap
yöntemleri arasındaki farkı, gelişmeleri dahi bilmeyecek kadar ilerizekalılar
maalesef. Tek becerdikleri teknolojik gelişmeleri, yenilikleri kösteklemek,
yavaşlatmaktır. Türkiye’de paşa bey dayısına, gücüne göre akademik unvanlar
gelişi güzel dağıtıldığı sürece Üniversitelerimizde gerekli performans sağlanamaz, saygınlık, güvenirlik kazanılamaz
Günün, aktüel olan proje
konularına (enerji, akıllı malzemeler, yeni malzemeler, kompozitler, grafen,
laser üretim yöntemleri, elektromanyetik dalgalar, laser silahları,
nanoteknoloji v.b.) o konularda uzman da
olan, olmayanda yöneliyor, o konularda uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan, çalışması
bulunmayanlarda proje hazırlayıp başvuruda bulunuyorlar. Kimileri de
yurtdışından çok yıllar önce araştırılmış eski projeleri getirtip, sanki yeni
orijinalmiş ve kendileri hazırlamış gibi gösterip başvuruda bulununlar da
oluyor. Daha sonrada daha evvel yapılmış çalışmayı Türkçeleştirip kendileri
incelemiş araştırmış gibi sonuçlandırıyorlar. Bazıları da bu yöntemi dışarıdan
Türkiye’ye yeni teknoloji kazandırmak amaçlı olduğunu ileri sürerek kendi kendilerini
haklı gösteriyorlar.
Devletin ilgili kurumlarından
projeler ahbap çavuş ilişkilerine dayalı olarak projeleri değerlendirilip
dağıtılıyor. Türkiye acısından katma değeri yüksek orijinal projeleri bin bir
zahmetle, emekle hazırlayanların proje
başvuruları ipe sapa gelmez gerekçelerle ret ediliyor… Devlet kurumlarının geçmişten
günümüze kadar desteklediği bütün projelerin tümü önyargısız, bağımsız ve
konularında uzman olanlar tarafından incelenmesinde yarar vardır. 2015
yılındaki Sayıştay’ ın denetlemeleri sırasında vahim tablo kamuoyunda
paylaşılmıştır!
Türkiye’de Yüksek enerjili
savunma silahları projelerinde olduğu gibi diğer endüstriyel ürün iyileştirme,
yeni ürün geliştirme ARGE projelerinde bilgi ve koordinasyon eksikliği yanında
ciddiyet eksikliği bulunduğu görüşü hakim. Örneğin, Savunma sanayi ArGe-projesinde,
1) laser silahlarında kullanılan laser cihazların Türkiye’de tasarım ve
yapımlarına ağırlık verilmeliydi. 2) İkinci aşama yada paralel süreçte ise
optik konusu işlenmeliydi. Yani yoğunlaştırılmış laser ışının demetinin
oluşturulması ve ayna mercek sistemleri ile hedefe yönlendirilmesi konusu, Bununla
ilgili optiklerin geliştirilmesi ve Türkiye’de üretilmesi üzerinde
durulmalıydı. 3) Üçüncü bir çalışma grubu da, bilgisayar destekli ışığın hedefe
otomatikman hızlı şekilde odaklanması ve hedefe ışın bombardımanı üzerinde
durulmalıydı. 4) Dördüncü bir ekip, Laser silahlarının uygulama alanları,
montajları üzerinde çalışmalarını üstlenmeliydi. En önemlisi, laser silahları
ve benzeri ARGE projelerine çok daha önceden ciddi ve planlı bir başlanmalıydı.
1.2. TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL MULTİDİPLİNER LASER,
PHOTONİK ARGE
MERKEZLERİNE İHTİYACI
Ege Üniversitesi Bünyesinde Ege
Bölgesi Sanayisine ve ülkenin ekonomisine ve güvenliğine katkı sağlayacak bir
multidisipliner laser araştırma merkezinin ta 2004 yılından beri kurulması için
yapılan öneriler ve çalışmalar maalesef ilgililerden destek ve ilgi bulmayıp
sonuçsuz kalmıştır. Proje yürüt, projeden laboratuvarını kur yada sponsor bul
kur diyerek baştan savılıyor. (Ege Üniversitesinin küçümsenmeyecek gelir
kaynakları bulunmaktadır, maalesef bu kaynaklarında yerinde kullanılmadığı,
birilerini zengin ettiği görüşündeyim! Proje desteği ile üniversitelere laboratuvar
kazandırılması imkânı bulunmamaktadır. TÜBİTAKA laser konulu ve katma değeri
yüksek dört ayrı proje hazırlayıp başvuruda bulundum. İki proje Türk Alman
işbirliği çerçevesinde hazırlanmıştır. Hepsi ipe sapa gelmez gerekçelerle ret
edilmiştir. İki tanede laser konulu Workshop (Çalıştay) etkinliği için de TÜBİTAK’ın kapısını çaldım.
Sonuç mu? Boşuna bekledim. (Allahsızlar, sonrada kalkıp ArGe için kaynak, para
bol, fakat proje sunulmuyor diye kamuoyunu yanıltıyorlar, sanki babalarının
paralarını dağıtıyorlar.)J
DTP projelerinden de hayır
kalmadı, TÜBİTAK proje destekleri gibi ahbap çavuş ilişkilerine göre
verilmektedir! Yurtiçi ve yurtdışı yatırımcıların, aracıların, tüccarların
iştahlarını kabartan yüzlerce milyon dolarlık savunma projeleri için kaynak
bulabilen devlet; on milyon dolar maddi destekle ülkeye üniversiteler
bünyesinde multidisipliner çok amaçlı laser ARGE merkezlerini kazandırabilirdi.
On sene evvel bu merkezin kurulması için gerekli beş on milyonluk maddi destek sağlanmış
olsaydı yada 2004 yılında verilen DPT projesi bilimsel ve
ileriye dönük değerlendirilip destek verilseydi, bugün Türkiye’de laser
teknolojisinde, laser silahlarında bir hayli mesafeler kat edlişmiş olacaktı.. …
Türkiye’de ARGE araştırma
faaliyetlerine ayrılan kaynakların daha efektif kullanılması için gerekli
önlemlerin alınması gerekir. ARGE Proje destekleri ülkenin kaynaklarından,
toplanan vergilerden temin edildiğine göre, bunların yerinde kullanılması
istemek her vatandaşın doğal hakkıdır. Devlet kaynaklarının ipe sapa gelmez, ülke
ekonomisine hiçbir katkısı olmayan projelerde, yatırımlarda ahbap çavuş
ilişkililerine göre carcur edilmesi yerine bilim ve teknoloji
iyileştirmelerine, yeniliklerine ileriye dönük ARGE merkezlerinin açılmasına ağırlık
verilmelidir. Temel bilimsel projeler yanında, ağırlıklı olarak kısa sürede
para kazandıran, ülke sanayisine istihdam yaratan, satılabilir rekabet edebilir
kaliteli endüstriyel projelere ağırlık verilmelidir. Devlet destekli teknolojik
projelerin endüstri ve üniversite işbirliği çerçevesinde verilmesinde yarar
vardır. Küçük, orta ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının mutlaka
üniversitelerle ortak ARGE işbirliği faaliyetleri geliştirilmelidir.
Üniversiteler bünyesinde kurulacak laboratuvarların sanayicilerle ortak
kullanıma hazır bulundurulmalıdır. Kazan kazan prensibine göre; Sanayici
kazandıkça, devlet, halk ve üniversitelerde kazanacaktır. Küçük ve orta ölçekli
sanayicilerin ARGE sorunlarına mutlaka üniversiteler bünyesinde çözümler
aranmalıdır.
Suiistimalleri engellemek ve
daha efektif proje imkânları yaratmak için, Türkiye’de devlet destekli Sanayi
Bakanlığı ve TÜBİTAK proje başvuruların belli kriterlere göre hakemler
tarafından ciddi değerlendirilmesi gerekmektedir. Şeffaflık ve herkese acık
olacak şekilde hakemlerin isimleri bildirilerek proje değerlendirmelerin yayınlanmasında
yarar vardır. Proje değerlendirme TÜBİTAK’ta çalışanların keyiflerine, siyasi
dünya görüşlerine göre değil, ciddi kriterler belirlenip bu kriterlere göre bir
puanlama sistemine göre teknik ekonomik değer tablosuna göre değerlendirilmesi
ve acık ve seçik yayınlanması sağlanmalıdır. Proje duyuruların zamanında ilan edilmesi ve
gerekli proje hazırlama zamanının verilmesi gerekmektedir. Açılacak projeler
hakkında belli kesimlerin çok önceden bilgilendirilmesi fırsat eşitliğine
aykırıdır.
Savunma projelerinde çalışan
mühendislerin ölü bulunması veya işten ayrılmaları vakalarındaki soru
işaretlerin biri, teknik, ARGE bilgilerin sızdırılması kadar yapılan
suiistimallerin, alınan haraçların saklı kalması, sızdırılmaması da söz konusu
olabilir. Burada bir mafyalaşmadan bahsedilmektedir. (Burada kişi, kişileri, kurumları zan altına
bırakmak, zarar vermek, hakaret etmek gibi kötü bir niyet aranmamalıdır. Hoşa
gitmeyen bu gibi konularında yeri geldiğinde dile getirilmesinden ve tartışılmasından korkulmamalıdır.
0 yorum: