TÜRKİYE’DE devlet destekli ARGE ÇALIŞMALARIN BİR DEĞERLENDİRİLMESİ

21 Ocak 2016 Perşembe yazildi.


1.1. TÜRKİYE’DE ARGE ÇALIŞMALARIN GENEL BİR DEĞERLENDİRİLMESİ

Güvenli savunma ile ilgili ortaya çıkan çok sayıdaki teknik ve ekonomik sorunların üstesinden gelmek amacıyla günümüzün teknolojik imkânlarından, bilgilerden faydalanılarak ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, Japonya, Çin, Kuzey Kore gibi ülkelerde yeni tip silahlar, yüksek enerjili silahlar geliştirilip denenmektedirler. Yüksek enerjili silahların içerisinde, akıllı laser silahların geliştirilmesi çalışmalarına önem verilmektedir. Şimdiden yüksek enerjili laser silahları ile donatılmış özel askeri timler, birlikler oluşturulmaktadır. Dünyanın muhtelif çatışma bölgelerinde Ortadoğu’da, Afganistan’da yüksek enerjili laser silahları mikrodalga silahları operasyonlarda kullanılmaktadır. Yüksek enerjili akıllı laser silahların geliştirilmesinde Dünyanın muhtelif ülkelerinde yoğun bilimsel araştırmalar sürdürülürken, Türkiye’de bu konuda ciddi kayda değer bilimsel uygulamalı projeler yürütülmüyor. Ülkeye pek katkısı olmayacak, geleceği bulunmayan, klasik konvansiyonel savunma projeleri ile kaynaklar tüketiliyor.


Ülkede devlet tarafından destek verilen projeler, bilimsellikten uzak ve faydalı çıktısından ziyade ticari amaçlı kazanç sağlamak için hatırlı kişiler arasında suiistimal edilme olasılığı her zaman mevcuttur.  Türkiye’de akıllı laser silahları gibi ileriye dönük, mega projelerin ciddi ve yoğun bir şekilde üniversiteler ve sanayiciler işbirliği çerçevesinde yürütülmesi gerekiyor. Savunma sanayinde devrim yaratacak diye reklamı yapılan 120 ile 200 milyon TL bütçeli proje, TÜBİTAK’ ın geçmişteki örneğin enerji projelerine benzemezsin. Savunma projelerinden belli bir kesim dışında kimselerin haberi olmuyor. Bir iki aya kala bu denli kapsamlı projeler TÜBİTAK’tan dalga geçer gibi duyuruluyor! Bilimsel projelerin aylar süren bir hazırlığın, literatür değerlendirilmesinin olduğunu dahi unutanlar, bilmeyenler var. TÜBİTAK’ın Kendisine ait ArGe Merkezlerinin bulundurması da ethik dışıdır!  Ülkenin bilime ayırdığı kaynakları kendi ARGE merkezlerinde ipe sapa gelmez projelerle amaç dışı kullanma olasılığı her zaman bulunmaktadır. Bunlar bilimden ARGE den anlasalar, böyle bir kurumsallaşmaya gitmezlerdi. Onun yerine Üniversitelerin ArGe potansiyelini güçlendirirlerdi. Anadolu’nun yeni kurulan üniversitelerinde bölgeyi geliştirecek ARGE çalışmalarını teşvik ederlerdi.  TÜBİTAK ve sanayi, kalkınma bakanlıklarının proje teşvikleri ile ODTÜ, İTÜ, BOGAZİÇİ, Vakıf üniversiteleri gibi belli üniversiteler ve çalışanları palazlandırılacağına, diğer üniversitelerdeki çalışanlarının projeleri de desteklenmelidir. ODTÜ, İTÜ, KOÇ, SABANCI gibi üniversiteler kendi kendilerini met etikleri gibi çok iyilerse ve altyapıları mükemmel iseler Avrupa, Nato projelerine ve yurt içinde ve yurtdışında katma değeri yüksek ve sanayiye yönelik satılabilir projeler, ürünler geliştirmesini bilsinler; diğer üniversitelerin altyapıları bilgileri tecrübeleri yok, bizlerin var orada burada saçmalayacaklarına….

Çok değil, daha 15 sene evvel yenilenebilir enerji politikasını, rüzgar, güneş enerjilerinin geleceğini göremeyen prof. Unvanlı sözde bilim adamları, bürokratlar, danışmanlar vardı. Bugünde hala yüksek enerji silahlarının önemini kavrayamayan prof. ünvanlı sözde bilim adamları, bürokratlar ve danışmanlar mevcut. Bunlar o kadar ileridirler ki, örneğin, mevcut silahların mekanik tasarımlarını, optimizasyonlarını 25 sene evvel uyguladıkları yöntemlerle hala övünüyorlar! Daha 25 sene evveli hesap yöntemleri ile günümüze bilgisayar destekli hesap yöntemleri arasındaki farkı, gelişmeleri dahi bilmeyecek kadar ilerizekalılar maalesef. Tek becerdikleri teknolojik gelişmeleri, yenilikleri kösteklemek, yavaşlatmaktır. Türkiye’de paşa bey dayısına, gücüne göre akademik unvanlar gelişi güzel dağıtıldığı sürece Üniversitelerimizde gerekli performans  sağlanamaz, saygınlık, güvenirlik kazanılamaz

Günün, aktüel olan proje konularına (enerji, akıllı malzemeler, yeni malzemeler, kompozitler, grafen, laser üretim yöntemleri, elektromanyetik dalgalar, laser silahları, nanoteknoloji v.b.)  o konularda uzman da olan, olmayanda yöneliyor, o konularda uzaktan yakından hiç ilgisi olmayan, çalışması bulunmayanlarda proje hazırlayıp başvuruda bulunuyorlar. Kimileri de yurtdışından çok yıllar önce araştırılmış eski projeleri getirtip, sanki yeni orijinalmiş ve kendileri hazırlamış gibi gösterip başvuruda bulununlar da oluyor. Daha sonrada daha evvel yapılmış çalışmayı Türkçeleştirip kendileri incelemiş araştırmış gibi sonuçlandırıyorlar. Bazıları da bu yöntemi dışarıdan Türkiye’ye yeni teknoloji kazandırmak amaçlı olduğunu ileri sürerek kendi kendilerini haklı gösteriyorlar.

Devletin ilgili kurumlarından projeler ahbap çavuş ilişkilerine dayalı olarak projeleri değerlendirilip dağıtılıyor. Türkiye acısından katma değeri yüksek orijinal projeleri bin bir zahmetle, emekle  hazırlayanların proje başvuruları ipe sapa gelmez gerekçelerle ret ediliyor… Devlet kurumlarının geçmişten günümüze kadar desteklediği bütün projelerin tümü önyargısız, bağımsız ve konularında uzman olanlar tarafından incelenmesinde yarar vardır. 2015 yılındaki Sayıştay’ ın denetlemeleri sırasında vahim tablo kamuoyunda paylaşılmıştır!

Türkiye’de Yüksek enerjili savunma silahları projelerinde olduğu gibi diğer endüstriyel ürün iyileştirme, yeni ürün geliştirme ARGE projelerinde bilgi ve koordinasyon eksikliği yanında ciddiyet eksikliği bulunduğu görüşü hakim. Örneğin, Savunma sanayi ArGe-projesinde, 1) laser silahlarında kullanılan laser cihazların Türkiye’de tasarım ve yapımlarına ağırlık verilmeliydi. 2) İkinci aşama yada paralel süreçte ise optik konusu işlenmeliydi. Yani yoğunlaştırılmış laser ışının demetinin oluşturulması ve ayna mercek sistemleri ile hedefe yönlendirilmesi konusu, Bununla ilgili optiklerin geliştirilmesi ve Türkiye’de üretilmesi üzerinde durulmalıydı. 3) Üçüncü bir çalışma grubu da, bilgisayar destekli ışığın hedefe otomatikman hızlı şekilde odaklanması ve hedefe ışın bombardımanı üzerinde durulmalıydı. 4) Dördüncü bir ekip, Laser silahlarının uygulama alanları, montajları üzerinde çalışmalarını üstlenmeliydi. En önemlisi, laser silahları ve benzeri ARGE projelerine çok daha önceden ciddi ve planlı bir başlanmalıydı.

 

1.2. TÜRKİYE’NİN BÖLGESEL MULTİDİPLİNER LASER,
 PHOTONİK ARGE MERKEZLERİNE İHTİYACI

Ege Üniversitesi Bünyesinde Ege Bölgesi Sanayisine ve ülkenin ekonomisine ve güvenliğine katkı sağlayacak bir multidisipliner laser araştırma merkezinin ta 2004 yılından beri kurulması için yapılan öneriler ve çalışmalar maalesef ilgililerden destek ve ilgi bulmayıp sonuçsuz kalmıştır. Proje yürüt, projeden laboratuvarını kur yada sponsor bul kur diyerek baştan savılıyor. (Ege Üniversitesinin küçümsenmeyecek gelir kaynakları bulunmaktadır, maalesef bu kaynaklarında yerinde kullanılmadığı, birilerini zengin ettiği görüşündeyim!  Proje desteği ile üniversitelere laboratuvar kazandırılması imkânı bulunmamaktadır. TÜBİTAKA laser konulu ve katma değeri yüksek dört ayrı proje hazırlayıp başvuruda bulundum. İki proje Türk Alman işbirliği çerçevesinde hazırlanmıştır. Hepsi ipe sapa gelmez gerekçelerle ret edilmiştir. İki tanede laser konulu Workshop (Çalıştay)  etkinliği için de TÜBİTAK’ın kapısını çaldım. Sonuç mu? Boşuna bekledim. (Allahsızlar, sonrada kalkıp ArGe için kaynak, para bol, fakat proje sunulmuyor diye kamuoyunu yanıltıyorlar, sanki babalarının paralarını dağıtıyorlar.)J  

DTP projelerinden de hayır kalmadı, TÜBİTAK proje destekleri gibi ahbap çavuş ilişkilerine göre verilmektedir! Yurtiçi ve yurtdışı yatırımcıların, aracıların, tüccarların iştahlarını kabartan yüzlerce milyon dolarlık savunma projeleri için kaynak bulabilen devlet; on milyon dolar maddi destekle ülkeye üniversiteler bünyesinde multidisipliner çok amaçlı laser ARGE merkezlerini kazandırabilirdi. On sene evvel bu merkezin kurulması için gerekli beş on milyonluk maddi destek sağlanmış olsaydı yada  2004  yılında verilen DPT projesi bilimsel ve ileriye dönük değerlendirilip destek verilseydi, bugün Türkiye’de laser teknolojisinde, laser silahlarında bir hayli mesafeler kat edlişmiş olacaktı.. …

Türkiye’de ARGE araştırma faaliyetlerine ayrılan kaynakların daha efektif kullanılması için gerekli önlemlerin alınması gerekir. ARGE Proje destekleri ülkenin kaynaklarından, toplanan vergilerden temin edildiğine göre, bunların yerinde kullanılması istemek her vatandaşın doğal hakkıdır.  Devlet kaynaklarının ipe sapa gelmez, ülke ekonomisine hiçbir katkısı olmayan projelerde, yatırımlarda ahbap çavuş ilişkililerine göre carcur edilmesi yerine bilim ve teknoloji iyileştirmelerine, yeniliklerine ileriye dönük ARGE merkezlerinin açılmasına ağırlık verilmelidir. Temel bilimsel projeler yanında, ağırlıklı olarak kısa sürede para kazandıran, ülke sanayisine istihdam yaratan, satılabilir rekabet edebilir kaliteli endüstriyel projelere ağırlık verilmelidir. Devlet destekli teknolojik projelerin endüstri ve üniversite işbirliği çerçevesinde verilmesinde yarar vardır. Küçük, orta ve büyük ölçekli sanayi kuruluşlarının mutlaka üniversitelerle ortak ARGE işbirliği faaliyetleri geliştirilmelidir. Üniversiteler bünyesinde kurulacak laboratuvarların sanayicilerle ortak kullanıma hazır bulundurulmalıdır. Kazan kazan prensibine göre; Sanayici kazandıkça, devlet, halk ve üniversitelerde kazanacaktır. Küçük ve orta ölçekli sanayicilerin ARGE sorunlarına mutlaka üniversiteler bünyesinde çözümler aranmalıdır.

Suiistimalleri engellemek ve daha efektif proje imkânları yaratmak için, Türkiye’de devlet destekli Sanayi Bakanlığı ve TÜBİTAK proje başvuruların belli kriterlere göre hakemler tarafından ciddi değerlendirilmesi gerekmektedir. Şeffaflık ve herkese acık olacak şekilde hakemlerin isimleri bildirilerek proje değerlendirmelerin yayınlanmasında yarar vardır. Proje değerlendirme TÜBİTAK’ta çalışanların keyiflerine, siyasi dünya görüşlerine göre değil, ciddi kriterler belirlenip bu kriterlere göre bir puanlama sistemine göre teknik ekonomik değer tablosuna göre değerlendirilmesi ve acık ve seçik yayınlanması sağlanmalıdır.  Proje duyuruların zamanında ilan edilmesi ve gerekli proje hazırlama zamanının verilmesi gerekmektedir. Açılacak projeler hakkında belli kesimlerin çok önceden bilgilendirilmesi fırsat eşitliğine aykırıdır.

Savunma projelerinde çalışan mühendislerin ölü bulunması veya işten ayrılmaları vakalarındaki soru işaretlerin biri, teknik, ARGE bilgilerin sızdırılması kadar yapılan suiistimallerin, alınan haraçların saklı kalması, sızdırılmaması da söz konusu olabilir. Burada bir mafyalaşmadan bahsedilmektedir.  (Burada kişi, kişileri, kurumları zan altına bırakmak, zarar vermek, hakaret etmek gibi kötü bir niyet aranmamalıdır. Hoşa gitmeyen bu gibi konularında yeri geldiğinde dile getirilmesinden  ve tartışılmasından korkulmamalıdır.

0 yorum: