AYDIN ÖĞRETİM ÜYELERİMİZ, BARIŞ ADI ALTINDA TERÖRE DESTEK Mİ!

23 Ocak 2016 Cumartesi yazildi.



Merhaba ……….Hocam, 

gecen cumartesi aydın öğretim üyelerimiz ile ilgili kamu oyunu meşgul eden ve hepimizi ilgilendiren konu hakkında kendi görüşlerimi (ekteki yazıya bakın) yahoo grubunda paylaşmak istemiştim, nedense  paylaşıma sunulmamıştır.

Yazımda ülkemize, devletimize kurumlarımıza ne pahasına olursa olsun sahip çıkılmasını savunuyorum.

Bir vatandaş olarak Türkiye'nin; bir zamanlar Doğunun zengin Paris'i denilen Lübnan'ın durumuna, yada dünyanın sayılı güçlü devleti diye övünülen İran'a ,

yada petrol zengini Irak ve Suriye'ye benzememesini diliyorum. Ve her vatandaş gibi Türkiye'deki kontrolden çıkan terör haberlerini izledikçe üzülüyorum.

Böyle devam ederse, Batıya da terör ulaşır, Üniversitelerimizde eğitim, öğretim ve ARGE faaliyetlerini yürütemez hale geliriz. 

Suriye'deki öğretim üyeleri can derdine düşmüşler.... Bizlerde gökten zembille inecek bir kurtarıcıyı hala daha bekler olduk!  

ek. daha evvel gönderilen makale 

AYDIN ÖĞRETİM ÜYELERİMİZ,
BARIŞ ADI ALTINDA TERÖRE, ÜLKENİN BÖLÜNMESİNE DESTEK Mİ!

 Kırk bin yıllık Ceddimiz Diyarları, Türkiye’yi, Doğu’yu sahipsiz sanıp, yüce devletimizin hoş görülü, samimi ve tavizkar barış girişimlerini, acılım süreçlerini, siyasilerin iyi niyetini, tecrübesizliğini zayıflık olarak değerlendiren içimizde barındırdığımız vatan hainleri, kutsal vatan topraklarımızı sahiplenmeye çalışıyorlar. Geçmişte,  olduğu gibi bugünde dıştaki efendilerine güvenerek uşaklık eden bu vatan hainleri, haşereler cennet kadar güzel ve her yönüyle değerli Türkiye’mizde her fırsatta terör estirerek, zarar vererek ülkenin gelişmesini, zenginleşmesini kösteklemektedirler. 

İçimizde beslediğimiz vatan haini terör örgütlerinin kötülüklerine karşın devletin yapması gereken müdahaleleri, önlemleri geçte olsa ifa ederken, zorda kalan teröristlerin çığlıkları karşısında, birileri tarafından devletimizi suçlayıcı olarak düzenlenen sözde barış bildirgesine aydın diye geçinen bazı öğretim üyelerimizin, meslektaşlarımızın imza atmalarını üzücü buluyorum.  Aydın öğretim üyelerimizin buradaki davranışını samimi, dürüst bulmuyorum, Nedenleri mi?
  • Aydın öğretim üyelerimiz geçmişteki PKK’ nın terör olaylarında, silahlanmalarında, kurtarılmış bölge ilanlarında, yollarda vatandaşlardan pasaport taleplerinde neredeydiler?
  • Aydın öğretim üyelerimiz PKK’ nın devlet dairelerini, kurumlarını ateş altına alıp, yakıp, yıkarken, kalleşçe güvenlik güçlerini katlederken, polis ve askeri karakollara vahşice baskın düzenlerken neredeydiler, sesleri neden duyulmamıştır?
  • Aydın öğretim üyelerimiz PKK’ nın acılım, demokratik, barış süreçlerinde belediyelerimizi ele geçirerek özerklik ilan ederlerken, bölgede kendilerine yakın durmayanları öldürürken, korkutup kaçırtırken, çocukları dağa zoraki kaçırtırken neredeydiler?
  • Aydın öğretim üyelerimiz PKK’ nın, acılım süreçlerini kullanarak ele geçirdikleri ve özerklik, serbest bölge ilan ettikleri şehirlerde, mahallelerde caniler ana, ilk ve ortaokullara bombalı saldırılarla bebeleri, çocukları, öğretmenleri öldürüp, korku saçarlarken neredeydiler?
  • Aydın öğretim üyelerimiz PKK’ nın, Kürtlerin bölgede,  Büyük Kürdistan Devleti hayalleri ile acımasız, kuralsız terör estirirken, vahşet saçarken sessiz sedasız kalarak, bu olayları bir nevi haklı karşılıyor. Fakat devletin ülke yönetiminde otoriterliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü sağlamağa ve vatandaşların mal ve can güvenliği korumağa çalışırken bölgede barış istiyoruz maskesi altında devleti suçlamaları ve saftirikleri hoş karşılanmaz.   
  • Barışsever, insan hakları savunucuları aydın öğretim üyelerimiz Ergenekon, Balyoz davalarında TSK mensubu askerlerin, erinden generaline kadar ve ta TSK nın şerefli Genelkurmay Başkanının düzmece, asılsız suçlarla  gece yarılarında, sabahın köründe evlerine baskın düzenlenerek tutuklanmalarında, yıllarca hapis yatmalarında,  mağdur edilmelerinde neredeydiler, bu tip hukuksuzluklarda, insan hakları ihlallerinde ne yaptılar, neden seslerini o zamanda çıkarmadılar, imza toplamadılar?
  • O zamanın mevcut hükümetinin icraatlarına, siyasi görüşlerine karşıt düşünceli vatandaşlarımızdan bazılarını hükümeti devirmek, mevcut sistemi değiştirmek amacıyla terör örgütü kurmak ve üye olmak gibi akla zarar suçlamalarla yaka paça tutuklanmalarında, intihara sürüklenmelerinde ve bakımsızlıklarından dolayı öldürülmelerinde, PKK yanlısı bildiriye imza atmaları ile övünen aydın öğretim üyelerimiz neredeydiler? Neden bu gibi olumsuzluklarda kamuoyunda sesleri çıkmamıştır.
  • PKK devletin barış görüşmelerini suiistimal edip, silahlanırken, bölgede kendilerinden olmayanları göçe zorlarken, boğazlarken, bölgeyi ölüm tehditleri ile  Kürtleştirirken o bizim aydın öğretim üyelerimiz ve kamuoyunda atıp tutan diğer mangal yürekliler hala neredeler?
  • Irakta, Suriye’de Türkmenler yok edilirken, mallarına mülklerine el konulurken, yurtlarından kaçırtılırken aydın öğretim üyelerimizin gıkları dahi neden duyulmamıştır?
Ve aydın öğretim üyelerimiz devlet yönetimini eleştirmeden evvel, kendi kurumlarındaki kendilerinin yani öğretim üyelerinin sorumlu olduğu Allahsızlıklara, görevi suiistimallere, ahbap çavuş ilişiklerine,  yolsuzluklara, öğretin ve bilimsel faaliyetlerdeki gerçek kalitesizliğe, ArGe –Projelerindeki olumsuzluklara ilk evvel bakmaları, kamuoyunda ses getirmeleri ülkemize ve üniversitelerimize çok daha yararlı olabilirdiler. Aydın öğretim üyelerimiz bu konularda da  neden sessiz kalıyorlar?

Batı Demokrasilerinde; Türkiye’de sürdürülen terör olaylarında, bırakın teröristleri yok etmek ve destekleyenleri, sempatizanlarını yermekle tehdit etmekle, tutuklamakla kalmazlar; inanın mezra, köy, mahalle, kasaba şehir demezler önlerine çıkanı terörist diye acımadan öldürler, terör mahallini bombalayıp, yakarak, yıkarak yerle bir ederlerdi, haritadan silerlerdi! (Liseden sonra üniversite öğrenimi ve doktorasını yurtdışında tamamlayan ve bir süre orada çalışan 17 sene orada yaşan ve hala onların haberlerini ve teknolojik gelişmelerini takip eden biri olarak, Batılıların şiddet, terör ve kanunsuzluk olaylarına karşın nasıl davranacaklarını, neler yapabileceklerini, nelere öncelik verdiklerini iyi tahmin edebilenlerden biriyim.) Daha geçenlerde Paris’teki terör saldırısında, Fransa’nın ve diğer Batı Avrupa devletlerinin sıkıyönetimleri aratmayacak şekilde aldıkları katı, tavizsiz önlemleri insan hakları ihlalleri hep birlikte gördük. Oradaki halk vatandaşlar devletin aldığı sıkıyönetim tedbirlerine karşı durmayı bırakın, destek çıkmışlardır. İrlanda, İspanya, Fransa’da devletlerin ayaklanma ve terör eylemlerine acımasız bir şekilde dış Dünya umursamadan karşılık verildiği nedense unutuluyor. Oradaki olaylar, müdahaleler birileri tarafından farklı bir şekilde terör örgütlerin lehine çarpıtılarak Türkiye’de açıklanıyor. Konu ile ilgili başka örnek, İngiltere’nin binlerce mil uzağındaki Arjantin’in dibinde bir adacık için göze aldığı savaşı ve İngiliz halkının desteği, özellikle aydın diye geçinen öğretim üyelerimize hatırlatılır.

Aydın öğretim üyelerimiz bin yıllık vatanımıza sahip çıkmasını ve ülkemizin çıkarlarını ön planda tutmasını ilk evvel öğrensinler. (Bakın Güneydoğuda PKK hakim olur ve Büyük Kürdistanı ilan ederse, Bölge ve Türkiye dahil kaos içinde yanar gider, biter. Ve Terör, kaos Avrupa’ya dayanır)
 

Türkiye sınırları içinde geleceğini görüp yaşamak isteyen her vatandaş, bu ülkenin kanun ve nizamlarına uymak ve ülkenin çıkarlarını korumak, savunmak mecburiyetindedirler. Ölüm dahi olsa devletin yanında yer almaları vatandaşlık görevidir. Bu devlet, bu vatan, bu bayrak varsa bizlerde var olacağız. Başkaları değil bizzat bizler bu ülkeyi her daim birlikte var etmemiz gerekiyor. Zembille gökten inecek bir ilahi kurtarıcıyı bekleyenler tarihten yok olmağa mahkumdurlar. 

Sözün Kısası:

Ülkeye, vatana, millete, devlete, insanlığa, dinimize bir hayrımız dokunmuyorsa, en azından başkalarına, kendimize zarar vermekten kaçınalım. (Siyaset ve din alanından ziyade iş alanında, ticarette, bilim ve teknolojide, iş aş sağlamakta varlık gösterelim)
  • Birileri ilk evvel kendi pisliklerini görüp, kendi pisliklerini, şerlerini engellemesini temizlemesini bilmelidirler. Beleşten siparişle alınan akademik diplomalar, unvanlar insanlara ayrıcalık, üstünlük sağlamadığı gibi, akademik diploma ve unvanlarla da aydın insan olunmuyor. (Üniversite camiasında akademik unvanlı pisliğin, iki yüzlülüğün, sahtekârlığın, hainliğin, adiliğin her türlüsünü bulabilirisiniz, maalesef, kamu oyuna yansıyan haberlere bakın kafidir!)
  • PKK ve yandaşlarının Türkiye’deki, özellikle Güneydoğu Anadolu’da terör ve bombalı olaylarla serbest bölgelerle hedefledikleri; Dünya kamuoyuna kendilerini haklı kabul ettirmek, Büyük Kürdistan için Dünya kamuoyunda destek toplamak, hatta Doğuda fiili Birleşmiş Milletlerin askeri güvenliğini sağlamaktır.  Maalesef, dış basından izlediğim kadarıyla PKK ve yandaşları bu konuda hayli mesafe kat ettiler. ABD ve Avrupa Birliği Ülkelerinde sokaktaki vatandaşlar; Türkiye Cumhuriyetini Devletini, Kürtlere katliam yapıyor, PKK’yıda bağımsızlık için mücadele eden milis güçleri olarak artık görüyor. Bunda da acılım süreçlerinin katkısı çok büyük olmuştur.
  • Türkiye varsa bizde var olacağız, Güçlü, zengin, güvenli bir Türkiye ile bizlerde hep birlikte güçlü zengin geleceği olan vatandaşlar olacağız. 
  • Her musibetin ileriye dönük bir hayrı vardır! Bu nedenle günümüzde çeyran eden olumsuz olaylara, teröre, siyasi ekonomik istikrarsızlığa bakıp karamsar olmağa gerek yoktur. Türkiye her türlü musibetin, kaosun, felaketin, darbelerin, saldırıların üstesinden Allah’ın izniyle gelecek güçtedir, kudrettedir. Yeter’ ki Ülkemizin çıkarlarında birlikte olalım.
  • Türkiye terörün kurallarına göre mücadele ettiği takdirde, PKK terörünü en fazla bir hafta içerisinde etkisiz hale getirecek askeri bir güce, olanaklara sahiptir. Bedeli mi? Teröristler acı kayıp verir.
  • Geçmişten ta günümüze kadar ve gelecekte de geçerli bir kural vardır; terör seni dağıtıp zayıflatıp yok edeceğine, sen terörü, terörün kuralları ile yok et, etkisiz hale getir, ülkende barışı sağla, huzuru getir, gelişmeyi başlat…. İleri zekâlıların safsataları; 40 senedir silahla, askeri operasyonlarla terör yok edilmemiştir. Doğru değildir, Silahlı askeri  operasyonlarla Türkiye’de terör kontrol altındaydı, huzurluydu..
    Barış süreçleri ile PKK terörü kontrol edilemez Türkiye’nin varlığını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır,
     
    DrHusso
    İzmir, Ocak 2016



















































                                                                                          0 yorum: