TÜRKİYE PATENT, Başvuruda Olumsuz Deneyimlerim!

16 Aralık 2018 Pazar yazildi.


Yaklaşık 15 sene evvel doğadaki kargı, şeker kamışı, enginar bitkilerinin, kabuklu kuru bademin yapılarından, özelliklerinden esinlenerek ve laser gibi yeni teknolojileri uygulayarak çok amaçlı ve fonksiyonlu kullanımlı, benzerlerinden daha hafif, daha dayanıklı gibi olumlu özelliklere sahip modül yapıları, (profil, direkt, aks, mil, şaft, taşıyıcı kolon ve kiriş, radyatör gibi) patent önerilerini hazırlamış ve bölümümde öğrencilere lisans ve lisansüstü tez proje çalışmaları olarak onların üstünlüklerini, özelliklerini teyit etmiştim. Konferans ve sempozyum gibi etkinliklerde fazla detaylara girmeden tanıtmıştım. TPE gönderdiğim patent önerileri ise her defasında düzletmeme rağmen tekrar,  tekrar düzeltme istemeleri üzerine lanet olsun deyip geri dönmemiştim. Cebimden boşuna ödediğim patent ücretlerine de pişman oldum.

İki gün evvel internetten bu tip takviyeli ürünlerin yeni yeni piyasaya sürüldüğünü görünce içimdeki yanma ısısı ile isyan ettim, TPE lanet ettim. Yine can sıkıcı keşkeklerimi, (Bunca yıldan sonra Almanya’dan Türkiye’ye dönmeseydim, Türkiyede akademik kariyer yerine sanayide kendi işime, firmama yoğunlaşsaydım) diye aklıma getiriyorlar. Türkiye, okulları, üniversiteleri, diğer kurumları insanların, çocukların, gençlerin geleceklerini, hayatlarını karartıyorlar. Sonrada neden insanlarımız, gençlerimiz Batı Devletlerinde çalışmak, yaşamak istiyorlar diye kızılıyor, yurtdışından dönmek istemeyen akademisyenlere, bilim adamlarına vatan hainleri diye de öfke duyuluyor. Yurt dışındaki yaşam standartlına ve çalışma koşullarına, düzenine alışmış, yurtdışında sunulan altyapı olanaklarına sahip bir akademisyenin Türkiye’ye kolay kolay dönmez, Bence  onların Türkiye’ye dönmeleri isteneceğine Türkiyede öğretim ve ARGE- altyapıları geliştirilsin ve en önemlisi yurt dışındaki akademisyenlerle; Türkiye ve bulundukları ülkeler, kurumlar arasındaki işbirliğinin bilim, teknoloji, eğitim, öğretim, ticaret alanlarında geliştirilmesine ciddi bir şekilde çalışılmalıdır. Sayın Sanayi ve Bilim Teknoloji Bakanlığına duyurulur.

DrHusso

……………..

 Üniversitelerimizde son günlerde norm kadro konusu çok tartışılmaktadır. Haklı olarak akademisyenler pat diye ortaya atılan yeni uygulamadan endişe duymaktadırlar.

Aslında Norm Kadro Yurtdışında yaygın olarak başarılı bir şekilde  uygulanıyor. Bizde önerilenden farklılıkları;

1.     Üniversite bünyesindeki Fakülte, Bölüm, Anabilim Dalları ve Enstitü sayıları fazla ve günün ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yenileri açılmaktadır yada eskileri gelecekleri bulunmayan, proje getirmeyenler kapatılmaktadır.

2.     Çok sayıdaki bilim dallarında genelde daimi kadrolu sanayi deneyimli en az 3 yıl çalışmış ve isim yapmış olan bir profesör ve bir sekreteri bulunmaktadır. Daimi kadrolu az sayıda laboratuvar sorumlusu vardır.

3.     Diğer akademik personel sözleşmeli personeldir, maaşları yürütülen projelerden sağlanır. Yeni proje sağlanamıyorsa üniversiteden ayrılmak zorunda kalıyorlar.

4.     Doktorasını bitirenler ileride akademik kariyer için sanayide çalışmak için iş ararlar, yada yürüttükleri, edindikleri bilgiler çevre ile kendi firmalarını kurarlar.

5.     Bilim dallarında uzmanlaşma söz konusudur, Sanayiden ve veya devletten proje alabilmesi için çalışacağı konu üzerinde uzmanlaşmış, benzeri, destekleyici çalışmaları olması, olmazsa olmazdır. Bizde ise tam tersi, TÜBİTAKTAN desteklenen proje konularında neredeyse akademisyenleri tümü o konunun uzmanı kesiliyorlar.

6.      Sanayi projeleri için sanayicilere, ARGE-Merkezlerine destek şartı vardır o da; üniversitelerle iş birliğidir. Desteklenen projelerde lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerin çalışması arzu edilmekte ve önemli değerlendirme kriterlerinden biridir.

DrHusso

0 yorum: