ÜNİVERSİTELERİMİZDE YENİ NORM KADRO UYGULANMASI

16 Aralık 2018 Pazar yazildi.


Üniversitelerimizde son günlerde norm kadro konusu çok tartışılmaktadır. Haklı olarak akademisyenler pat diye ortaya atılan yeni uygulamadan endişe duymaktadırlar.

Aslında Norm Kadro Yurtdışında yaygın olarak başarılı bir şekilde  uygulanıyor. Bizde önerilenden farklılıkları;

1.     Üniversite bünyesindeki Fakülte, Bölüm, Anabilim Dalları ve Enstitü sayıları fazla ve günün ve geleceğin ihtiyaçlarına göre yenileri açılmaktadır yada eskileri gelecekleri bulunmayan, proje getirmeyenler kapatılmaktadır.

2.     Çok sayıdaki bilim dallarında genelde daimi kadrolu sanayi deneyimli en az 3 yıl çalışmış ve isim yapmış olan bir profesör ve bir sekreteri bulunmaktadır. Daimi kadrolu az sayıda laboratuvar sorumlusu vardır.

3.     Diğer akademik personel sözleşmeli personeldir, maaşları yürütülen projelerden sağlanır. Yeni proje sağlanamıyorsa üniversiteden ayrılmak zorunda kalıyorlar.

4.     Doktorasını bitirenler ileride akademik kariyer için sanayide çalışmak için iş ararlar, yada yürüttükleri, edindikleri bilgiler çevre ile kendi firmalarını kurarlar.

5.     Bilim dallarında uzmanlaşma söz konusudur, Sanayiden ve veya devletten proje alabilmesi için çalışacağı konu üzerinde uzmanlaşmış, benzeri, destekleyici çalışmaları olması, olmazsa olmazdır. Bizde ise tam tersi, TÜBİTAKTAN desteklenen proje konularında neredeyse akademisyenleri tümü o konunun uzmanı kesiliyorlar.

6.      Sanayi projeleri için sanayicilere, ARGE-Merkezlerine destek şartı vardır o da; üniversitelerle iş birliğidir. Desteklenen projelerde lisans, yüksek lisans, doktora öğrencilerin çalışması arzu edilmekte ve önemli değerlendirme kriterlerinden biridir.
* Uygulamada bir miladi takvimim konulabilirdi ve Fakültelerin bölüm sayıları, aynı şekilde bölümdeki günün ve geleceğin bilim dalları sayılarında da artış sağlanmalıdır. 
DrHusso
………………..

·         Biraz evvel sosyal medyada, eski yastık altı tez arandığı paylaşımın dolaştığını gördüm! Geçmişten beri Bu akademik soytarılığın hala devam etmesini sanmıyorum!

90 yıllarında Ankara’da Kızılay meydanında bir Fotokopi, Tercüman bürosunda

Almanya’dan eski tezleri bulup fotokopici Türkçeye çevrildiğini, daha sonra kendi adları ile üniversitede lisansüstü tez olarak sunduklarını öğrendiğimde inanmak istememiştim. YÖK’ü bu uygulamadan haberdar etmiştim.

Bu ve benzeri akademik soytarılık karşısında danışman ve tez sunumu jüri üyelerinin, bilim dalının fakültenin de hesap vermesi gerekiyor. Asılsız bir paylaşım ise, yayanların da gerekli cezaya çarptırılmaları gerekir diye düşünüyorum.

0 yorum: