Devlet Yönetimi Kanser Vakası Gibi Türkiye’yi İçten Ağır, Ağır Bitirmektedir, Yıkmaktadır, Durduran Yok!
30 Nisan 2013 Salı yazildi.
1) Devlet yönetimi kanser vakası gibi
Türkiye’yi içten ağır, ağır bitirdiğini yıktığını ne gören var, nede tehlikeli
gelişmeleri ciddiye alacak güçlü aktivite yok.
2) On binlerce insanın ölümüne, şehit
olmasına, sakat kalmasına neden olan, ülke ekonomisine yüzbinlerce milyar dolar
zarar verdiren, Türkiye’nin gelişmesine köstek olan ve Türkiye topraklarının
beşte ikisini sahiplenen ve burada bağımsız Kürdistan devletinin temellerini
atan terörist bir örgütten, devlet yönetimi medet ummaktadır, Kamuoyundan
gizlenen pazarlıklar yapılmaktadır ve tavizler üstüne verilen tavizler,
teröristleri şahlandırdı, havalandırdı, isteklerini her geçen devlet yönetimi
ile dalga geçer gibi artırıyorlar.
3) On binlerce insanın ölümüne, şehit
olmasına, sakat kalmasına neden olan, ülke ekonomisine yüzbinlerce milyar dolar
zarar verdiren, Türkiye’nin gelişmesine köstek olan ve Türkiye topraklarının
beşte ikisini sahiplenen ve burada bağımsız Kürdistan devletinin temellerini
atan terörist bir örgütten, devlet yönetimi medet ummaktadır. Silahlı teröristlerin Türkiye dışına
şekilsel yani göstermelik olarak çıkarak ülkeye sulh geleceğine kargalar dahi
gülerler, devlet yönetimini daha da ciddiye almazlar. (dün dediğinin bugün
zıttını söyleyen ve uygulayan ve dünya lideri olarak yalaklar tarafından
alkışlanan bir başkanı ve onun devlet yönetimini ciddiye almazlar. Özellikle bu
zafiyeti diş güçler kendilerince değerlendireler, çıkarları gereği kullanırlar.
Türkiye’deki uygulamalar ve gelişmeler bu görüsün ispatıdır. Her şeyi bir
tarafa bırakın, siz PKK' nın yerinde olsanız, böyle bir devlet yönetimi
karşısında hedeflerinizden taviz verir misiniz, bu devlet yönetimin ciddiye
alırmı sınız? Tam aksine fırsat bulmuşken onun bu zayıflığını kullanırsınız,
yeni isteklerinizi kabul ettirirsiniz. Etmezlerse, silahı ona, en yakınlarına doğrultursunuz.
4) Devlete zarar veren, ülkeye her
türlü zararı vermekten çekinmeyen teröristler, bebek canileri tüm dünyada tehlikeli
terörist örgütü diye kabul görürken, bu devlet yönetimi, bu meclis, bu
muhalefet sayesinde teröristler, katiller, caniler tüm dünyada halk
kahramanları, bağımsızlık savaşçıları olarak takdir edilmege başlamışlardır ve
ve eylemlerine daha fazla destek bulacaklardır. (Devlet yönetimi ve meclis ve muhalefet, ve sivil
toplum örgütleri, devletin diger kurumları başta TSK ve Üniversiteler)Türkiye
aktif, passif olarak verdikleri zararın hesabını bir gün ödeyeceklerdır. Öbür
dünyada dahi şehitlerin, sakat kalmış gazilerin ve yakınlarının ve gelecek
nesillerin bedduaları ile hayır etmeyeceklerdir. bir çogu günüzde dahi hayır
etmiyorlardır.)
5) Türk Kürt Federe Devleti ile; -
Türkiye’de bir çok sorunun giderileceği, -Ülkeye huzur barış refah gelecegi, -
Kuzey Irak Kürdistanın Federe Devletine katılımı ile Kuzey Irak’ın yeraltı
zenginlikleri, enerji ve su rezervlerin işletilmesi Bölgede hatta Dünyada
siyasi, ekonomik askeri güçleneceği hayal edilmektedir. Bu hayale kapılan belli
akademisyenler, özellikle bazı sanayicilerin iştahları hayli kabarıktır. Bu
nedenle sürecin çığırtkanlığını, propagandasını kendi hayalı çıkarları gereği
yapıyorlar, halkı aldatıyorlar….. Bölgenin zenginliklerini, enerji rezervlerini
ne Batılılar nede Araplar kimseye yedirtmezler, ancak it artığı ile
yetindirilir!
6) Teröristlere, canilere karşın
canları kanları pahasına mücadele veren başarılı ve dünyaca takdir edilen TSK,
askerlerin ve komutanların moralleri devlet yönetimi sayesinde onarılmayacak
şekilde yok edilmiştir. TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan
ağırlaştırılmış müebbet... cezalarla hapishanelerde çürütülüyor. Buna karşın Devlete zarar veren, ülkeye her
türlü zararı vermekten çekinmeyen teröristler, bebek canileri ve destekçileri
serbest geziyorlar, halk kahramanları ilan ediliyorlar. Türkiye’yi batıran,
teröristlerle iş birliğine giren devlet yönetimine karşın aynı savcılar, hâkimler
sessiz kalıyorlar.
7) Kardak krizinde Türk Bayrağı’nı
kayalıklara diken SAT ekibinde kahraman subaylar bugün ipe sapa gelmez
düzmece suçlarla, TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye
Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen
veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet...’ cezalarla hapishanelerde
çürütülüyor. Buna karşın Devlete
zarar veren, ülkeye her türlü zararı vermekten çekinmeyen teröristler, bebek
canileri ve destekçileri serbest geziyorlar, halk kahramanları ilan
ediliyorlar. Türkiye’yi batıran, teröristlerle iş birliğine giren devlet
yönetimine karşın aynı savcılar hâkimler sessiz kalıyorlar.
8) Teröristlere, canilere yobazlığa
karşın canları kanları pahasına mücadele veren komutanlar, subayından tutun
generaline, genelkurmay başkanına kadar düzmece suçlarla, TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti
hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen
engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet...’ cezalarla hapishanelerde
çürütülüyor. Buna karşın Devlete
zarar veren, ülkeye her türlü zararı vermekten çekinmeyen teröristler, bebek
canileri ve destekçileri serbest geziyorlar, halk kahramanları ilan
ediliyorlar. Türkiye’yi batıran, teröristlerle iş birliğine giren devlet
yönetimine karşın aynı savcılar hâkimler sessiz kalıyorlar
9) Devletin Genel Kurmay Başkanı dahil
çok sayıda emekli ve muvazzaf generaller, subaylar ve Eski YÖK Başkanı, rektör,
gazeteciler, parti başkanı ipe sapa gelmez düzmece suçlarla, TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye
Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen
veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet...’ cezalarla hapishanelerde
çürütülüyor. Buna karşın Devlete
zarar veren, ülkeye her türlü zararı vermekten çekinmeyen teröristler, bebek
canileri ve destekçileri serbest geziyorlar, halk kahramanları ilan
ediliyorlar. Türkiye’yi batıran, teröristlerle iş birliğine giren devlet yönetimine
karşın aynı savcılar hâkimler sessiz kalıyorlar.
Ankara Barosu Başkanı ve Ceza Hukukçusu Metin
Feyzioğlu, mütalaayı ağır bir dille eleştirerek şunları söyledi: “Adil
yargılanma hakkını ihlal ettiği için tasfiye haline sokulan bir mahkemenin savcısı,
delillere dayanmayan, gerçeklerle bağdaşmayan ve önceden nasıl yazılacağı
bilinen bir mütalaa sunmuştur. Mahkeme, korkarım ki peşinen yazdığı hükmü ilan
edecektir
"Cebir ve şiddet kullanarak hükümetin görevini
kısmen ya da tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla
müebbet hapis cezası istendiğini söyledi. Bu eylemi nerede yaptığını ve
delillerinin ne olduğunu soran ……….. gösteren Özoğlu, bahsettiği resmin
Ergenekon davasına bakan hakim, savcı ve soruşturma sürecinde görev alan polislerin
birlikte yaptıkları iftar yemeğine ait olduğunu söyledi. Özoğlu savcılığın getirdiği delillerin sahte olduğunu, polis
tarafından üretildiğini iddia ediyorlar!!!!
Ergenekon
davasında savcı, CHP'li 3 milletvekili ile Eski Genel Kurmay Başkanı İlker
Başbuğ dahil 64 sanık için ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi
Balyoz
davasında; Kara Kuvvetleri 102, Deniz Kuvvetleri 154, Hava Kuvvetleri 43,
Jandarma 63, Sahil Güvenlik 2. Ergenekon Davasında !
Türkiye gibi demokrasi kültürü gelişmemiş ve henüz yerleşmeyen, halk tarafından tam benimsenmeyen,
aksak uygulanan ülkelerde demokrasi
devlet yönetimin gücü; devlet
kurumlarında dağıtılmalıdır. Her kurum
anayasada belirlenen hükümlerle, yetkilerle devlet yönetiminde söz sahibi
olmalıdır. Bu devlet yönetiminde çok başlılık değildir, büyük takım çalışması
olarak değerlendirilmelidir. TSK
Cumhuriyetin kuruluşunda ve ileride cumhuriyetin korunmasında sorumluk
taşımaktadır. Bu acıdan bakıldığında TSK ileri gelen komutanlarının ülkenin
olumsuz gidişatı ve başlarda halk çoğunluğunun
AKP’ ye karşın endişeleri, korkuları,
önyargıları nedeniyle ülkenin bir çok yerinde de başlayan yüzbinlerce katılımlı
gösteriler karşısında durumu değerlendirmek, olası kaosu önlemek, olası rejim değişikliğine
karşın neler yapılabileceğinin tartışılması önceden planlar yapılması tabii
olarak karşılanmalıdır. Onların görevi zaten, Türkiye’nin, laik demokratik
devlet yönetimin korumak ve kollamak onların birinci derecenden asli
görevleridir. TSK Latin Amerika’nın muz cumhuriyeti orduları ile kıyaslamak
bence abestir. Kurum içinde bazı elemanların olası görevi suiistimalleri tüm
kuruma mal edilemez.
Devlet yönetimin TSK karşın Polisi güçlendirip çıkarları doğrultusunda
kullanması ileride kontrol edilemez daha tehlikeli sorunlara neden olacaktır.
Polis bugün hükümetin çıkarları doğrultusunda gestapo tipi bir güç haline
gelmiştir. Halkın nefret ettiği ve korktuğu ve halkı haraca bağlayan bir siyasi
dinci bir gruba meyilli ve her şey beklenebilir bir güç olarak görüldüğü de unutulmamalıdır. Polis ve halk arasında ortaya çıkan şiddet
olayların daha da artacağı, birbirlerini avlayacağı duruma gelirse sakın kimse şaşırmasın.
0 yorum: