RÜZGAR VE GÜNEŞ ENERJİLERİ TÜRKİYE İÇİN BÜYÜK NİMETTİR, KULLANILMIYOR!

Yakın gelecekte fotovoltaik güneş enerjisi tesislerinden üretilecek elektrik enerjisi diğer enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerji fiyatları ile rekabet eder durumuna geleceği beklenilmektedir. Türkiye, Rüzgar ve güneş enerji potansiyelinin çok yüksek olduğu bir coğrafyada yer almasına ve total enerji sisteminde verimli kullanımın söz konusu olmasına rağmen, bu enerjilerden yeteri kadar yararlanılmıyor. Sizce nedeni ne olabilir?

 Yurtdışında sanayisi, teknolojileri gelişmiş ülkelerde uzun yıllardan beri rüzgar ve güneş enerjilerine büyük yatırımlar, teşvikler yapılırken, yoğun ARGE çalışmaları sürdürülürken, Türkiye bu gelişmelerden uzak, ilgisiz kalmıştır. Göstermelik bazı araştırmalar dışında kayda değer girişimlerde bulunulmamıştır. 15 sene evveline kadar Türkiye´nin enerji politikasına yön veren bürokratların yurt dışındaki bu gelişmelerden pek haberdar olmadıkları gözlenmiştir. Türkiye’deki enerji sektöründeki bazı olumsuzlukları, rüzgar ve güneş enerji potansiyelinden yeteri kadar yararlanılmamasını bu uzmanların öngörüsüzlükleri ve bilgisizlikleri ile açıklanabilir. Acı fakat bu gerçeklerinde ilgili etkinliklerde dile getirilmesinde tartışılmasında yarar vardır.

 

Yenilenebilir enerji kaynaklarından rüzgar ve güneş enerjileri günümüzde fosil bazlı ve hidroelektrik enerji santrallerinden üretilen enerjiler için bir takviye, destek niteliğindedir.  Türkiye için rüzgar ve güneş enerjileri  büyük bir nimet, çok rahat ve büyük bir effiziyent yani yüksek verimle uygulama şansınsa sahip ender ülkelerden biridir.  Maalesef bunu göremeyecek, bu nimetlerden faydalanmayacak kadar yetkililerin kör bakışı hala devam ediyor.

1999 yılında  katıldığım Ankara daki  Ulusal Enerji Kongresinde ‘’ Türkiye’de Güneş Enerjisi Türkiye İçin Bir Umut..’’ başlıklı bildirimde Yenilenebilir ve çevre dostu rüzgar ve güneş enerjilerin Türkiye’de potansiyelin yüksek olduğunu ve Allah’ın bize lütfettiği güzel, önemli nimetlerinden biri olduğunu ısrarla dile getirmiştim. Türkiye’de ve dünyada  rüzgar ve güneş enerjilerinin potansiyeli yok diyen bürokratlara ve belli prof’ lara alışılmışın dışında karşı çıkınca, kibarca saçmaladıklarını söyleyince provokatörlükle suçlanmıştım. … Onların o zamanki kısıtlı eksik bilgi ve özürlü görüşlerine karşılık, örneğin normal bir kömür enerji santralinden elde edilen elektrik enerjisinin rüzgâr enerji parklarından elde edilmesi için Türkiye de bütün kıyı bölgelerine rüzgar makinaları kurulsa dahi elde edilemeyeceği ve pahalı bir enerji olduğu şeklindeydi. Ve dünyada insanlık için yeterli fosil bazlı enerji kaynaklarının bulunduğunu savunuyorlardı.

Günümüzde gelinen noktaya bakın, Almanya rüzgâr enerjisinden, yakın zamanda sarf ettiği enerjinin yarıdan fazlasını elde etmeyi planlamıştır. Almanya ya özellikle Kuzey Almanya’ya son yıllarda gidenler neredeyse her adım başında bir rüzgâr makinasının kurulu olduğunu görmüşlerdir. Rüzgâr makinaların her verimleri hem güçleri artarken, maliyetleri azalmaktadır.

 

Kısaca:

• Türkiye ´de çok büyük bir rüzgâr ve güneş enerjisi potansiyeline sahip ender ülkelerden biridir. Türkiye’nin karasal alanlarında 400 milyar KWh/yıl brüt potansiyel ve 120 milyar kWh/ yıl teknik potansiyel olduğu hesaplanmıştır. Brüt potansiyel 160 000 MW, teknik potansiyel de 48000 MW rüzgar gücüne karşılıktır gelmektedir. Türkiye’nin ekonomik rüzgar potansiyelinin 50 milyar KWh/ yıl olduğu tahmin edilmektedir. Bu potansiyelin değerlendirilmesi için gereken kurulu rüzgar gücü ise 20000 MW’dır ]. 

• Türkiye’deki teknolojik alt yapı ve insan gücü, bilgi birikimi rüzgar enerji tesislerinin tamamına yakını Türkiye´nin her bir yerinde, atölye tipi bir işletmede dahi rahatlıkla gerekli kalitede ve çok ucuza  üretilebileceği ve .inşa edilebileceği gerçeği tartışmaya sunulmaktadır

• Rüzgâr, güneş enerjisi gibi yenilenebilir destek enerjilerine olan devlet teşviklerinin, bu tesislerin Türkiye´de üretilmesi,  geliştirilmesi ve bu alanda yeni iş yerlerinin açılması şartıyla verilmesi önerilmektedir