30 Ağustos Zaferi, horlanan, aşağılanan, tarihten silinmek istenen Türk Halkının dirilişini, özgüvenini artırdığı bir zaferdir.
Bu Mucizevi Zaferi Allah'ın izniyle bizlere sağlayan atalarımıza, başta Atatürk'e binlerce şükürler olsun, mekanları cennet olsun diyorum.
Ve Bizleri onlara layık bir nesil olarak anılmamızı Yüce Allah'tan dua ediyorum, amin.
.................................
Türkiye'de, cennet vatanda, Türkiye Cumhuriyeti, ve dalgalanan kutsal Ay Yıldızlı Türk Bayragı altında sevapları ve günahları ile, iyi ve kötü tüm güzellikleri ile birinci sınıf Vatandaş olarak yaşamımızı Mustafa Kemal'e ve Silah Arkadaşlarının ve bağımsızlık mücadelesini kanı canı pahasına destekleyen ve kısa sürede yokluklardan, olumsuzluklardan mucizeler ortaya çıkaran Türk Halkına borçluyuz.
(Burada Türk, Türk Halkı, Türk Vatandaşları; etnik, kafatasçı, Nazitipi zihniyetli bir millet söz konusu değildir. Etnik kökenine, dinine, cinsiyetine, yaşına, tahsiline, zenginliğine, gücüne bakılmaksızın ve yasa yönetmelikler karşısında ayırt edilmeksizin aynı haklara sahip Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlarına Türk denilmektedir. Ayni şekilde Türk, Türkiye Vatandaşı, Türk, Türkiye Halkı dolarak tanımlanmaktadır.)
30 Ağustos, Zaferi, Tüm Dünyayı hayrete bırakan mucizevi bir başarıdır. Ve mazlum devletlerin Batılı Sömürgecilere karşın ayaklanmalarına da vesile olmuştur.
30 Ağustos Zaferi, Müslümanların da bir zaferidir, Bu sayede Müslümanlık Ortadoğu'da dar bir coğrafyada hapsedilmekten kurtulmuştur...
30 Ağustos Zaferi, Anadolu'da yaygınlaşan ve toplumun gelişmesini aksatan, vatandaşları sömüren tarikatlara, cemaatlere, dergahlara karşın ve de Anadolu'yu sahipsiz sanıp hak talep eden belli azınlıklara karşın da kazanılmış bir zaferdir. (Mustafa Kemal ve Silah Arkadaşları Anadolu'da bağımsızlık mücadelesi verirken en büyük sorunlarından biri Asker ve silah, cephane bulamamakta idi. Anadolu'nun bir çok yöresinde insanlar askere gitmemek için kaçarken, kimileri dergah ve tarikatlarda masallarla uyuzlaşırken, kimileri de dağlara çıkıp kurtuluş savaşı mücadelesini baltalıyorlardı ve Anadolu'yu işgal etmeğe kalkışan Batılı Leşkargaları ile işbirliğine girip Türkleri arkadan kalleşçe vuruyorlardı ve kendi bölgelerinde hakimiyet kurmağa kalkışıyorlardı... Dün geçmişte yaşananlar, bugünde benzeri yaşanılıyor, gelecekte de yaşanılacaktır, Türkiye'de devlet otoritesi, askeri gücü zayıfladıkça, ekonomide sorunlar yaşandıkça, bilim ve teknolojide geri kaldıkça, hak hukuk adalet, fırsat eşitliği göz ardı edildikçe, içimizde barındırdığımız vatan hainleri seslerini Batılı Leşkargalarını petrolle arkalarına alarak yükselteceklerdir fırsatını bulduklarında ayaklanarak güçlerini göstereceklerdir, bağımsız bir devlet kurmak için Türkiye'yi yıkmağa çalışacaklardır. Doğanın acı gerçeği budur, zayıfladığında mikroplar ortaya çıkar .....)
................................
* Aşağıda, İnternetten kopyalanan ve üzerine eklenen konu ile ilgili iki fotoğraf
..............................................................................................
Beyinleri ta anaokulu cağından beri Din, Güzel Ahlak Maskesi altında Arap Hurafeleri ile yıkanarak, İmam Hatip Okullarında yetiştirilen dincilerin bu gibi gerçekleri anlamalarını, sorgulamalarını beklemek boşunadır.
Günümüzün dincileri, ayni şekilde terör örgüt üyeleri; efendilerinin Allah adına ve veya büyük devlet adına, cennete gitme uğruna, güzel bir gelecek vaatleri v.b. kullanılan canlı robotlarıdır, tehlikeli ölüm saçan mahluklardır. Bunlar çok tehlikelidirler, verilenleri düşünmeden sorgulamadan canları uğruna uygularlar. Ve papağanlar gibi, robotlar gibi öğretilenleri, duyduklarını hep ayni şeyleri hep birlikte çok önemli ve büyük meziyet imiş gibi tekrarlayarak özellikle medyada bilgiçlik taslarlar. medyatik ekranlarda kendilerini görmek, işitmek onlara büyük haz vermektedir. Ve her iki üç kelime sonrasında mutlaka Allah ve Peygamber Adını kullanırlar...
Allah Adına, İslam Dini Yarına cihat ettiklerini sanırlar, besmele ile insanların boğazını bıçak ile kamuoyunun gözleri önünde büyük marifetmiş, sevap imiş gibi de keserler.
İslam Ülkelerinde bugün 21. yüzyılda yaşananlar Avrupa'daki derebeylik zamanında Kiliselerin egemen olduğu ortaçağda kilise, papaz çıkarına, din adına, Allah adına yapılan insanlık dışı işkenceleri, katliamları aratmıyorlar maalesef. Alman Nazi Gestapo ırkçılarının katliamlarını da aratmıyorlar maalesef.
Hristiyan Alemi; kiliselerin, papazların din adına yapılan uygulanan baskılarından, sömürülerinden, insanlık dışı işkencelerinden (insanların, kadınların, çocukların, bebelerin canlı, canlı yaktıkları ateşlerin içine atmaları, insanları şiş gibi ateşlerde kavurmaları, kazıklara dikerek azap içinde öldürülmeleri gibi) cahiliye devirlerinden kurtulmuşken, İslam Aleminde Arap dünyasında Ortadoğu'da ise ortaçağlara ait bu gibi özentiler farklı biçimlerde uygulanarak yayılıyor.
(İslam alemi, devletin destekleri ile Birleşmiş Milletlere benzer özerk bir organizasyon, çatı altında bir araya gelerek; dini, siyasi yönetimsel, ekonomik, eğitim, güvenlik, sanayileşme, konularında ortak çalışmalar, işbirliğine bir an evvel gitmelerinde yarar vardır. Bu çatı altında siyasilerin mümkün mertebede ağırlıkları düşük tutulmalıdır, buraya daha çok konularında uzman bilim adamları, başarılı dürüst iş adamları, teknokratlar, İlahiyat profesörler yer almalıdır....)
İslam Alemi gelecekte var olmak istiyorsa, İslam Alemine zarar veren dincilerin üzerine gitmelidir. Eksilikleri, fazlalıkları ile her Müslüman Vatandaş İslam Dinine bir şekilde sahip çıkmalıdır, yüce dinimizin güzelliklerini yaşamalı ve yaşatmalıyız. Farklı düşüncelerimizi, fikirlerimizi korkmadan, beğenilip beğenilmemesine bakılmadan paylaşmaya sunup tartışmalıyız. Gereğinde karşı tarafın anladığı dille karşılık vermekten çekinmemeliyiz
...................................................................
Devletin yönetiminde seçilerek belli bir süreler için görevlendirilen AKP hükümetinin en büyük hatalarından biri, paralel devlet, derin devlet v.b. paranoyaları ve bahaneleri ile askeri vasiyeti ortadan kaldırdık diye övünürken, Türkiye'nin bölgedeki askeri gücünü, caydırıcılığını saygınlığını ve ülke içinde otoritesini, güvenirliliğini hayli zayıflatmıştır. Bunun bilincinde olan özellikle terör örgütleri, PKK, dinciler ve komşu ülkeler Türkiye Cumhuriyetini dikkate almıyorlar... Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle her zaman güçlü bir orduya muhtaçtır. diğer önemli bir sorun ise, Devlet yönetimi tamamen siyasilerin, hükümetin tekeline terkedilmemelidir. Halkın çoğunluk oyları ile seçilmiş iktidar hükümeti yasa ve yönetmelikler çerçevesinde ülkenin, vatandaşların çıkarlarını, haklarını, zenginliklerini korumak, savunmak ve geliştirmek içindir. Görevi suiistimallerinde, yolsuzluklarında, ağır hata ve ihmallerinde seçimler beklenilmeden, seçimlerin sonuçları dikkate alınmadan, TBMM'nin kararlarına karşın da hükümetten hesap sorulabilmelidir. Bunun hangi hallerde ve kimler tarafından nasıl yapılabileceği yaslarca acık ve seçik belirtilmelidir. Bu gibi müdahaleler darbe girişimleri olarak görülmemelidir. Bakın, Demokratik Batı ülkelerinde Devlet başkanı, yada meclis herhangi bir yolsuzluk, ihmal yada siyasi, ekonomik başarısızlık halinde başbakanı ve hükümetini lağvedebiliyorsa, Türkiye de böyle bir uygulama neden antidemokratik olarak görülsün.
AKP hükümetinin 12 sene evvel iktidara taşınmasıyla halkın belli bir kesiminde oluşan ve kamuoyuna farklı şekillerde yansıyan tereddütlerin, endişelerin, korkuların, şüphelerin v.b. haklılıkları günümüzde ortaya çıkmaktadır. İster şahsıma küfredilsin, ister tehdit edilsin, ister görevimden alınsın, bura da düşünce ve gözlemlerimi, değerlendirmelerimi açıkça yazmak tartışmağa sunmaktan çekinmeyeceğim. AKP başlangıçtaki misyon ve vizyonunu devam ettiremedi, AKP Hükümeti ülke için felaket, faciadır. Her alanda iflas etmiştir ve ülkeyi kaosun eşiğine getirmiştir, içinden çok zor çıkılır bir bataklığa sürüklemişlerdir. Yolsuzluklarla mücade denildi en büyük yolsuzlukları halkın gözü içne baka baka kendileri yapmışlar, ve devletin gücünü kullanarak kendilerini aklamağa da çalışıyorlar. Teröristlere saltanatları uğruna demokratik acılım süreci maskesi altında tavizler üstüne tavizler vermesi ile korkulan isyanlarından, kaostan sıyrılmağa gayret ediyorlar. ..... Bunlar Vatana, Vatandaşlara PKK karşın sahip çıkma etkin mücadele etmekten acizler. Teröristlerle müzakere edilmez, teslim olmaları istenir yada teröristler ve destekçileri kimsenin gözünün yaşına bakılmaksızın her türlü olanak kullanılarak bertaraf edilir, devlete, vatana, güvenlik güçlerine, vatandaşlara yapılan saldırılara mislisiyle karşılık verilir, peşleri bırakılmaz. Terör Örgütü , senden toprak istiyor, bağımsızlık talep ediyor, senden tazminatta istiyor yada isteyecek vermezsen beynine kurşun sıkarım diyorken sen onlarla dolaylı olsa da masaya oturuyorsan, senin işin bitiktir demektir......
Allah Türkiye'nin yardımcısı olsun diyorum ve inşallah ben bu görüş ve gözlem değerlendirmelerimde yanılıyorumdur.
.....................................
Allah Adına, İslam Dini Yarına cihat ettiklerini sanırlar, besmele ile insanların boğazını bıçak ile kamuoyunun gözleri önünde büyük marifetmiş, sevap imiş gibi de keserler.
İslam Ülkelerinde bugün 21. yüzyılda yaşananlar Avrupa'daki derebeylik zamanında Kiliselerin egemen olduğu ortaçağda kilise, papaz çıkarına, din adına, Allah adına yapılan insanlık dışı işkenceleri, katliamları aratmıyorlar maalesef. Alman Nazi Gestapo ırkçılarının katliamlarını da aratmıyorlar maalesef.
Hristiyan Alemi; kiliselerin, papazların din adına yapılan uygulanan baskılarından, sömürülerinden, insanlık dışı işkencelerinden (insanların, kadınların, çocukların, bebelerin canlı, canlı yaktıkları ateşlerin içine atmaları, insanları şiş gibi ateşlerde kavurmaları, kazıklara dikerek azap içinde öldürülmeleri gibi) cahiliye devirlerinden kurtulmuşken, İslam Aleminde Arap dünyasında Ortadoğu'da ise ortaçağlara ait bu gibi özentiler farklı biçimlerde uygulanarak yayılıyor.
(İslam alemi, devletin destekleri ile Birleşmiş Milletlere benzer özerk bir organizasyon, çatı altında bir araya gelerek; dini, siyasi yönetimsel, ekonomik, eğitim, güvenlik, sanayileşme, konularında ortak çalışmalar, işbirliğine bir an evvel gitmelerinde yarar vardır. Bu çatı altında siyasilerin mümkün mertebede ağırlıkları düşük tutulmalıdır, buraya daha çok konularında uzman bilim adamları, başarılı dürüst iş adamları, teknokratlar, İlahiyat profesörler yer almalıdır....)
İslam Alemi gelecekte var olmak istiyorsa, İslam Alemine zarar veren dincilerin üzerine gitmelidir. Eksilikleri, fazlalıkları ile her Müslüman Vatandaş İslam Dinine bir şekilde sahip çıkmalıdır, yüce dinimizin güzelliklerini yaşamalı ve yaşatmalıyız. Farklı düşüncelerimizi, fikirlerimizi korkmadan, beğenilip beğenilmemesine bakılmadan paylaşmaya sunup tartışmalıyız. Gereğinde karşı tarafın anladığı dille karşılık vermekten çekinmemeliyiz
...................................................................
YALAN, İFTİRA, TEHDİT, DARP, GASP, HARAÇ, RÜŞVET, AHLAKSIZLIKLA, SAHTEKARLIKLA, HİLE VE HIRSIZLIK, KUL HAKKI, İLE ELDE EDİLEN SALTANATLARDAN, ZENGİNLİKLERDEN, MAKAMLARDAN, GÖREVLERDEN, BAŞARILARDAN; NE ŞAHSIN KENDİSİNE, AİLESİNE, YAKIN ÇEVRESİNE HAYRI VARDIR, NEDE İNSANLIĞA, ÜLKESİNE, DEVLETİNE, KURUMUNA HAYRI OLMAZ. SONU BOZGUNDUR, FELAKETTİR. DİNİMİZE GÖRE' DE AHİRETTE DE HAYIR ETMEZ.
..................................................
Devleti yönetenler demokrasi acılımı, ülkeye barış maskesi adı altında terör örgütleri ile masaya oturup, kamuoyundan saklı tavizler üstüne tavizler vereceklerine, vatanı saltanatları uğruna satacaklarına; teröristlerin anlayacağı şekilde karşılık verme ve onları etkisiz hale getirme başarısını göstersinler. ....
..................................................................
Devleti yönetenler demokrasi acılımı, ülkeye barış maskesi adı altında terör örgütleri ile masaya oturup, kamuoyundan saklı tavizler üstüne tavizler vereceklerine, vatanı saltanatları uğruna satacaklarına; teröristlerin anlayacağı şekilde karşılık verme ve onları etkisiz hale getirme başarısını göstersinler. ....
Devletin yönetiminde seçilerek belli bir süreler için görevlendirilen AKP hükümetinin en büyük hatalarından biri, paralel devlet, derin devlet v.b. paranoyaları ve bahaneleri ile askeri vasiyeti ortadan kaldırdık diye övünürken, Türkiye'nin bölgedeki askeri gücünü, caydırıcılığını saygınlığını ve ülke içinde otoritesini, güvenirliliğini hayli zayıflatmıştır. Bunun bilincinde olan özellikle terör örgütleri, PKK, dinciler ve komşu ülkeler Türkiye Cumhuriyetini dikkate almıyorlar... Türkiye bulunduğu coğrafi konum nedeniyle her zaman güçlü bir orduya muhtaçtır. diğer önemli bir sorun ise, Devlet yönetimi tamamen siyasilerin, hükümetin tekeline terkedilmemelidir. Halkın çoğunluk oyları ile seçilmiş iktidar hükümeti yasa ve yönetmelikler çerçevesinde ülkenin, vatandaşların çıkarlarını, haklarını, zenginliklerini korumak, savunmak ve geliştirmek içindir. Görevi suiistimallerinde, yolsuzluklarında, ağır hata ve ihmallerinde seçimler beklenilmeden, seçimlerin sonuçları dikkate alınmadan, TBMM'nin kararlarına karşın da hükümetten hesap sorulabilmelidir. Bunun hangi hallerde ve kimler tarafından nasıl yapılabileceği yaslarca acık ve seçik belirtilmelidir. Bu gibi müdahaleler darbe girişimleri olarak görülmemelidir. Bakın, Demokratik Batı ülkelerinde Devlet başkanı, yada meclis herhangi bir yolsuzluk, ihmal yada siyasi, ekonomik başarısızlık halinde başbakanı ve hükümetini lağvedebiliyorsa, Türkiye de böyle bir uygulama neden antidemokratik olarak görülsün.
AKP hükümetinin 12 sene evvel iktidara taşınmasıyla halkın belli bir kesiminde oluşan ve kamuoyuna farklı şekillerde yansıyan tereddütlerin, endişelerin, korkuların, şüphelerin v.b. haklılıkları günümüzde ortaya çıkmaktadır. İster şahsıma küfredilsin, ister tehdit edilsin, ister görevimden alınsın, bura da düşünce ve gözlemlerimi, değerlendirmelerimi açıkça yazmak tartışmağa sunmaktan çekinmeyeceğim. AKP başlangıçtaki misyon ve vizyonunu devam ettiremedi, AKP Hükümeti ülke için felaket, faciadır. Her alanda iflas etmiştir ve ülkeyi kaosun eşiğine getirmiştir, içinden çok zor çıkılır bir bataklığa sürüklemişlerdir. Yolsuzluklarla mücade denildi en büyük yolsuzlukları halkın gözü içne baka baka kendileri yapmışlar, ve devletin gücünü kullanarak kendilerini aklamağa da çalışıyorlar. Teröristlere saltanatları uğruna demokratik acılım süreci maskesi altında tavizler üstüne tavizler vermesi ile korkulan isyanlarından, kaostan sıyrılmağa gayret ediyorlar. ..... Bunlar Vatana, Vatandaşlara PKK karşın sahip çıkma etkin mücadele etmekten acizler. Teröristlerle müzakere edilmez, teslim olmaları istenir yada teröristler ve destekçileri kimsenin gözünün yaşına bakılmaksızın her türlü olanak kullanılarak bertaraf edilir, devlete, vatana, güvenlik güçlerine, vatandaşlara yapılan saldırılara mislisiyle karşılık verilir, peşleri bırakılmaz. Terör Örgütü , senden toprak istiyor, bağımsızlık talep ediyor, senden tazminatta istiyor yada isteyecek vermezsen beynine kurşun sıkarım diyorken sen onlarla dolaylı olsa da masaya oturuyorsan, senin işin bitiktir demektir......
Allah Türkiye'nin yardımcısı olsun diyorum ve inşallah ben bu görüş ve gözlem değerlendirmelerimde yanılıyorumdur.
.....................................
30 Ağustos 2104 Zafer Günümüzün anısına hatırlatılır.
DrHusso
Berlin, 30.8.2014
DrHusso
Berlin, 30.8.2014
0 yorum: