KÜRT ACILIMI; PKK-TERÖR
ÖRGÜTÜNÜN AMACINA; -YANİ, TÜRKİYE´NİN BÖLÜNMESİNE, BİTİRİLMESİNE HİZMETTİR. DEMOKRASİ MASKESİ ALTINDA BUNU
SAVUNMAK HAYATA, GEÇİRMEK VATANA İHANETTİR.
“……… ACILIM, BARIŞ SÜREÇLERİ , DEMOKRATİKLEŞME PAKETİ… ”, TÜRKİYE´DE
GÜNÜMÜZ SİYASETTE HER DERTTE DERMAN!
..................................
TERÖR, SILAHLI MÜCADELE ILE ORTADAN KALDIRILIR, TAVIZ ÜSTÜNE TAVIZ VERKMEKLE TERÖR BASTIRILSAYDI, BU GÜNE KADAR VERILEN TAVIZLER YETERLİ OLURDU
..............
HÜKÜMETİN, TBMM´SİNİN BAŞLICA GÖREVİ; VATANİN ULUSUN BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNÜ, ÜLKE ÇIKARLARINI İÇTE VE DIŞTA SAVUNMAK, KORUMAKTIR, ÜLKENİN HUZUR VE GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK, REFAH DÜZEYİNİ YÜKSELTMEKTİR. TÜRKİYENİN VATAN KURTARAN ŞABANLARA, DİKTATÖR BAŞKANLARA İHTİYACI YOKTUR.
.............
Gazetelerde açılımlar üzerine yazılıyor. Radyo ve televizyonlarda neredeyse sabahtan aksama kadar açılımlar çoğu kez seviyesiz tartışılıyor. Genç ve güzel görünümlü, deneyimsiz, bilgisiz torpilli moderatörler (TV- sunucuları, yorumcuları) tarafından berbat yönetilen oturumlarda ipe sapa gelmez öneriler üzerinde duruluyor. Özellikle PKK-yanlısı katılımcıların seçilmesi ile, bu tip TV-programları, demokrasi maskesi altında PKK-Terörünün, Büyük Kürdistanın propagandasına ve veya şeriat yönetimi dincilerin propagandasına dönüştürülüyor. PKK´lılar ve seriat yanlısı kökten dinciler kendi çıkarları gereği, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, laik düzene, ulus ve vatan bütünlüğüne karşın ve TSK karşın birbirlerini destekliyorlar, birbirlerine arka çıkıyorlar. Dikkat edin hep belli PKK-yanlısı ya da şeriat-hükümet yanlısı yazarlar, profesörler, siyasetiler, bürokratlar bir kanaldan diğer bir kanalda boy gösteriyorlar. Arada sırada maksatlı olarak konuşma özürlü, ya da bilgisiz emekli askerleri, generalleri, subayları de katılıma ekstradan davet ediyorlar. Bu emekli rütbeli askerlerde bazen nenin nerde nasıl konuşacaklarını unutup bu tür yönlendirme, alıştırma propagandasının tuzu biberi oluyorlar. Katılımcılardan bazıları havalara giriyorlar. Donkişotlar pratikte, dışarıdaki gerçeklerden habersiz ekranlarda, vatan, hükümet, devlet kurtarıyorlar. Yandaşlık, yalakalık, lafsörlük yaparak kendilerini kurtardıkları gibi, devleti de kurtaracaklarını hayal etmeye başlıyorlar. Bazılarının kafadan yani psikolojik tedaviye, hava değişikliğine ihtiyaçları olduğunu düşünüyorum. (Bakın bunu burada laf olsun diye yazmıyorum. Bunların konuşmaları sırasındaki yüz ifadelerine, vücut hareketlerine bakın, kullandıkları sözcüklere, cümlelerin sıralanmasındaki anlam yönünde birbirlerine olan ilgisine dikkat edin ve bazı spontan sorulara verdikleri yanıtları değerlendirin, sizlerde bu teşhise varabilirsiniz.) Türkiye’de çok hızlı gelişen ve değişen vukuatlara kendilerini o kadar kaptırmışlar sağlıklı düşünmemeğe, olayları dar belli bir pencereden görmeğe başladılar.
Kimisi demokrasi
konseptine, kimisi demokrasi
sistemine kafayı takıyorlar ve saçmalamağa başlıyorlar. Herhalde
dinleyenleri, izleyenleri yani bizleri kendileri gibi enayi sanıyorlar. Son
zamanlarda dillerinden hiç eksik etmedikleri açılım kavramı gibi moda olan konsept kavramı yada sistem kavramı nedir sorsanız, doğru
yanıtı onlardan almayabilirsiniz. Her nedense demokrasi konseptinin ne ve nasıl
olduğunu açıklanmıyor. Papağan gibi, laf olsun diye, demokrasi konsepti yada
demokrasi sistemi ile PKK´nin bitirileceğini savunuyor. Maalesef, Türkiye´de zaman bu şarlatanların zamanı, bunlara insan
anlayacakları dilden cevap veremiyor.
Kimisi PKK teröristlerine daha fazla ödün, tavizler
verilmesini daha fazla hakların tanımasını savunuyor. Özellikle ana dilerinde
eğitimin serbest olmasını hatta Kürtçenin resmi dil olarak tanımasını öneriyor.
Sanki bu güne dek ana dillerini istedikleri gibi konuşmalarına yasak
getirilmiştir de! Propaganda ettikleri gibi gerçek olsaydı, bu güne dek Türkiye
de Türkçe bilmeyen vatandaş kalmazdı. Türkiye´de 21 yüzyılda, bırakın yazmasını
yada okumasını, devletin resmi dili
Türkçeyi konuşamayan hatta anlamayan vatandaşlar hala bulunmazdı.
Mübarekler biraz olsun geçmişi
değerlendiremiyorlar. Ya da doğruları açığa vurmak işlerine gelmiyordur. PKK
teröristlerine bu güne dek verilen tavizlerle, tanınan haklarla Türkiye´de
terör eylemleri daha da artırıldı ve baş edilemez hale getirildiğini ben hala
savunuyorum.
TÜRKİYE ASKERİ YÖNTEMLERLE, TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİN
SİLAHLI MÜCADELESİ İLE 30 - 40 YILDIR TERÖRÜ BİTİREMEMİŞTİR, AKSİNE ARTIRMIŞTIR
DİYE DE BAZI İLERİ ZEKÂLILAR PAPAĞAN GİBİ ORDA BURADA SÖYLENİRLER. KISMEN DOĞRUDUR. FAKAT TÜRKİYE CUMHURİYETİN
HALA SOVEREN, YANİ ULUS VE VATAN BÜTÜNLÜĞÜ İLE EGEMEN OLMASININ; BÖLÜNMEMİŞ,
PARÇALANMAMIŞ VE BİTİRİLMEMİŞ OLMASINI TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN TÜRK
SİLAHLI KUVVETLERİNİN 30- 40 YILDIR SÜRDÜRDÜKLERİ BU SİLAHLI MÜCADELESİNE
BORÇLUDURLAR. HATTA HALEN TÜRKİYE´DE KENDİLERİNİN, SEVDİKLERİNİN HAYATTA VAR
OLMALARININ NEYE BORÇLU OLDUKLARINI HATIRLAMAK YADA BİLMEK TE İSTEMEZLER.
ATALARIMIZIN CANLARI, KANLARI, ÖMÜRLERİ PAHASINA KURULUP BİZE EMANET EDİLEN BU
KUTSAL VATANİ, TÜRKİYE CUMHURİYET DEVLETİNİ DAHA DA GELİŞTİRİP BİZDEN SONRA
GELECEK NESİLLERE DEVRETMEK YERİNE, BU VATANI, BU DEVLETİ, LAİK CUMHURİYET
İNSAN HAKLARI YADA DEMOKRASİ MASKELERİ ALTINDA BERBAT ETMEK, PARÇALAMAK İÇİN
BAZILARIMIZ İSTEYEREK YA DA İSTEMEYEREK ELLERİNDEN GELENİNİ ARTLARINA
KOYMUYORLARDIR...
HER SİLAHLI MÜCADELENİN ARKASINDA CİDDİ VE YASALAR ÇERÇEVESİNDE
TAVİZSİZ SİYASİ OTORİTENİN GEREKLİLİĞİ ÇOĞUNLUĞUN BİLGİSİ DAHİLİNDEDİR. TERÖRLE
MÜCADELEDE, ASKERİ SİLAHLI MÜCADELE KADAR SİYASİ MÜCADELENİN DE BULUNMASI
GEREKLİĞİ NEDENSE UNUTULUYOR. DİĞER BİR GERÇEK TE UNUTULMAMALIDIR; TÜRKİYE
YILLARDAN BERİ SÜRDÜRDÜĞÜ BÜTÜNLÜĞÜNÜ, HUZUR VE GÜVENLİĞİNİ; TSK´NİN SİLAHLI
MÜCADELESİNE, ŞEHİTLERİMİZE, GAZİLERİMİZE BORÇLUDUR. BU MÜCADELE HANGİ SEBEPLE
OLURSA OLSUN ZAYIFLATILDIĞINDA, TÜRKİYE, KÜRTLERİN VE ŞERİATIN KAOSU İLE
YAŞANMAZ BİR HALE DÖNÜŞECEĞİNDEN, TÜRKİYE´NİN BÖLÜNECEĞİNDEN, BİTİRİLECEĞİNDEN
KİMSENİN KUŞKUSU OLMASIN. AKP DÖNEMİNDE HER GECEN YIL TÜRKİYE
GENELİNDE TERÖR EYLEMLERİ VE ŞEHİTLERİMİZ ARTMIŞTIR. BUNUN TEK BİR GERÇEK
NEDENİ VARDIR; AKP HÜKÜMETİNİN TERÖR İLE MÜCADELEDEKİ SİYASET ANLAYIŞIDIR.
ASKERİ SİLAHLI MÜCADELENİN ARKASINDA GEREKLİ SİYASET OTORİTESİNİN, TAVİZSİZ
SİYASİ MÜCADELENİN OLMAMASIDIR. (bu konu hakkında daha detaylı düşünce ve görüşlerimi başka bir
yazımda tartışmağa bırakmak istiyorum) Benim kanaatime göre hükümet
yetkilileri, belli örgütlerin zamanla yandaş ve candaş medya ile oluşturdukları
kamuoyu eğilimden etkilendikleri ve köşe yazarlarından yönlendirildikleri
görüşündeyim. Bence Türkiye siyaset yönetiminde her zaman medya etkileyici ve belirleyici
olmuştur. (Hatta
geçmişte her askeri darbenin gerçekleşmesinde medyanın etkisinin,
yönlendirmesinin büyük olduğunu savunuyorum. Genelde Türk medyası
güvenilmezdir. Dün ak dediklerine bu gün kara derler, dün TSK yi ve generalleri
vatan kurtarıcıları olarak övüp alkışlarlarken, bu gün bakıyorsunuz ayni medya
bunları vatan haini olarak ilan ediyorlar, asılmalarını istiyorlar. Ayni medya,
Türkiye deki bütün olumsuzlukları, geri kalmışlığı TSK´ya, askerlere,
generallere mal ediyorlar.) PKK-terörünün
ulaştığı bu günkü boyutunu AKP hükümetine mal etmekte insafsızlıktır. Burada
kırk, elli senelerin, geçmiş siyasetin, güvenlik ve istihbarat birimlerinin çok
büyük ihmalleri, zafiyeti bulunmaktadır.
Terörün
bitmesi için direkt, araya taşeron koymadan PKK ile başta Terörist başı Öcalan
ile masaya oturulmasını isteyenlerde çıkıyor. Hatta bir vatan kurtaran şabanın
PKK-terör yandaşların ve hükümet yalakalarının çoğunlukta olduğu bir
TV-programında dile de getirildi. Bu programdan sonra cesaret alanlar,
özellikle AKP yanlısı TV ve radyolarda ve gazetelerde bu konuyu işlemeye, bu
görüşü savunmaya başladılar. Bu ve benzeri önerileri zaten PKK´nin temsilcileri ekranlarda bezende
TBMM´sinde de üstü kapalı olsa da savunuyorlardı!
Özellikle
hükümet yanlısı köşe yazarları, yorumcular Güneydoğuda Kürtlere özerklik
verilmesini PKK´nin agzı ile savunuyorlar. Kimisi de Güneydoğuyu PKK´ya,
Kürtlere bırakılmasını, orada ne halleri varsa görsünler diye de söyleniyorlar.
Bu suretle PKK teröründen ve Kürtlere aktarılan büyük ve ağır mali yüklerden de
kurtulacağını, Türkiye’nin huzura kavuşacağını, daha hızlı gelişeceğini,
zenginleşeceğini savunlar dahi çıkıyor, maalesef! Bu görüsü savunanlar
içersinde Prof. Dr. unvanlı öğretim
üyelerinin bulunmasını üzücü ve kaygı verici buluyorum.
Açılımlar kadar popüler olmasa da, PKK-Terörüne karşın
profesyonel ordu, yani paralı ordu, paralı birlikler de gündeme
getirilmektedir, tartışılmaktadır. Bu öneriye sıcak bakanlar hayli fazla, ordu
içinde bilhassa salon kurmayları, hantal, göbekli generaller dahi bu öneriye
sarılmaktadırlar. (sürüdeki hindinin biri gluk, gluk diye ses çıkarmaya hele
bir başlasın, hemen anında hindi sürüsü gluk, gluk diye etrafı yaygaraya, kuru
gürültüye boğarlar. Bu oluşumun benzeri burada da görülmektedir. Bu fenomen
genelde gelişmeleri sekteye uğramış, eksi yönde mutasyona uğramış toplumlarda,
kişilerde daha sıkça gözlenmektedir. Yakın geçmiş tarihe bakın, en kötü, en
istikrarsız, en güvenilmez, en zayıf orduların, birliklerin paralı olanların
olduğu görülür. Bu değerlendirmeyi ben değil, bu meslekte uzmanlar, generaller
belgelerle rapor ediyorlar, hatta TV programlarında da dile getiriyorlar.
Milyona varan personel sayısı ile dünyanın
güçlü ordularından biri olarak övünülen Türk Silahlı Kuvvetleri amatör bir ordu
olarak mı değerlendiriyor? Diğer taraftan Türkiye Devleti bu ek ekonomik yükü
kaldırabilecek güçte midir? Türkiye’yi
parçalamak, dize getirmek için PKK TERÖRÜN SİLAHLI EYLEMLERİ YANINDA, TÜRK EKONOMİSİNİ
ÇÖKELTMEK ÖNEMLİ HEDEFLERİNDEN BİRİ OLDUĞU DA GÖZDEN KAÇMAMALIDIR. Devlet, TSK vasıtasıyla her gence, her vatandaşa ülkesini
vatanini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini savunabilmesi için en iyi askeri
eğitimini, bilgiyi sağlaması gerekiyor. Zaman yeterli değilse uzatılmalıdır.
Askeri kışlalar, askerlik görevi; yan
gelip yatılan, göbekleşen, miskinleşen, değişik tatil yapılan yada subaylara,
generallere uşaklık, hizmetkârlık yapılması için değildir.
Bu kadar yüzsüzlüğün, bilgisizliğin kamuoyunda
tartışılmaması ve yayılmaması gerekir. Ekranlarda güzel görünümlü torpilli
moderatörler en azından bu gibi soruları katılımcılara sormalıdır diye
düşünüyorum. (Yurt dışındaki ülke
ve dünya sorunlarının tartışıldığı TV-programlarını halen ilgi ile izliyorum.
Buradaki moderatörler genelde mesleğinde deneyimli, bilgili kişilerden
seçiliyordur ve yönetecekleri programa bir hafta evvelinden hazırlanıyorlar.
Katılımcılar da, konularında uzman, bilgili yurt içinde çalışmaları ile
tanınmış, tarafsız, kendileri ile ülkeleri ile barışık saygın kişilerden davet
ediliyordur. Örneğin, Ortadoğu konulu bir TV-programında katılımcılar Ortadoğu
üzerinde araştırmalar yapmış uzman akademisyenler ile birlikte orta doğuyu iyi
tanıyan orada uzun yıllar muhabirlik yapmış gazetecileri davet ediyorlar. Bakın
dikkatimi çeken bir konu ise,
katılımcıların asla ülkelerinin çıkarları aleyhinde konuşmazlar, bizdeki
gibi pisboğazlık etmezler, havalara girmezler,…)
…
Su sıralar Türkiye’deki ve Dünyadaki, komsularımızdaki siyasi,
askeri ve ekonomik konjonktürü PKK-Terörün, Kürdistanin lehine işliyor. Aslında yukarıdakiler çoğunluğun bilgisi dahilindedir. Türkiye´de cogunluk bunları biliyorsa,
haberdarsa, neden gereken yapılmıyor
sorusu bu makalenin dışında, ayrı bir konudur. Daha fazla konuyu saptırmadan,
uzatmadan yazımın ana maksadına dönmek itiyorum.
HÜKÜMETİN, DEVLETİN YÖNETİMİNE SÖZ SAHİBİ OLANLAR, halkın
vesayetini alanlar, BAŞTA HÜKÜMET, TBMM´Sİ KÜRT AÇILIMINDAN, DEMOKRASİ
AÇILIMINDAN NE ANLADIKLARI, NE DÜŞÜNDÜKLERİNİ VE SÖZÜ EDİLEN AÇILIMLARIN
İÇERİĞİNİ AÇIK VE SEÇİK BİR DİLLE KAMUOYUNA AÇIKLAMALARI GEREKİYOR.
Bu konuda vatandaşları, yani bizleri doğru
bilgilendirme zorunlulukları, öncelikleri vardır. Sözün kısası, Sözü edilen
acılım projesi nedir, maddeleri nelerdir, amacı nedir, beklentiler nelerdir, Beklentilerin
karşılanması reel midir, inandırıcılığı, garantisi nasıldır, bunlar ortaya
konulsun ve en azından TBMM´sinde tartışılsın daha sonra halk oylamasına
gidilsin. (Devletin, ulusun hayati temel
yasaların dışındaki yasa düzenlemelerinde halkın kararına gidilmekten
kaçınılmamalıdır. Bu tip uygulamalar için günümüz teknolojik imkanlarından
yararlanılması demokrasi yönetimler için gereklidir.)
En azından bazı sorulara açıklık getirilmesi
gerekiyor;
1.
PKK-Terörünü hakli
çıkarmak mıdır? PKK`lı kandırılmış vatan hainlerini,
canilerini toplumda kutsamak mıdır?
2. Kürt acilimi, demokrasi acilimi; PKK
teröristler, bugüne dek işledikleri suçları, binlerce şehidin çanlarının, sakat
bırakılan on binlerce gazinin kanlarının bedelleri örtbas edilerek, unutularak
affedilecek midir?
3. PKK teröristlerini, bebek canilerini gerilla,
kurtuluş yada özgürlük savaşçıları
olarak kabul edip meşrulaştırarak,
terörist başı ve beraberindekiler ile masaya oturulup daha fazla ödünler için
pazarlık mı edilecektir?
4. PKK terörist başı Abdullah Öcalan’a af
getirilerek, Kurdistanın lideri olarak rehabilite (yani bir nevi mağduriyetin
manen ve madden telafi edilmesi), edilecek midir?
5. Anadolu’nun
bir kısmında bağımsız Kürdistan devletinin kurulmasına onay verilsin midir?
6. Türkiye’nin
üniter yapısı, tek ulus tek vatan bütünlüğü terk edilsin midir?
7.
PKK`nin cani başı
Öcalan`ı, ceza evinden alarak, büyük Kürdistan`in Lideri olarak onu dünyaya
tanıtmak ve Nobel barış ödülüne aday göstermek midir?
8.
PKK-Teröristlerin
isteklerini karşılamak için midir?
9.
Türkiye vatanin 1/4 - 1/3
üzerinde önceleri Kürdistan eyaletinin kurulmasını benimsemek daha sonra
kuzeydeki peşmergelerle birleşerek büyük bağımsız Kürdistan devletinin
kurulmasına onay vermek ve desteklemek midir?
10.
Atalarımızın canları
kanları pahasına kurdukları, korudukları ve bize emanet ettikleri bin asırlık
kutsal vatanimizin, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu ve Türkmenelini PKK ´ya ve
Peşmergelere alıştıra, alıştıra terk etmek midir?
11.
PKK lehine bir nevi kapitülasyon,
yenilgi midir?
...........................
·
ÖNGÖRÜSÜZLÜK, BİLGİSİZLİK, SIYASI KÜLTÜRSÜZLÜK VE TECRÜBESİZLİK VE
YANILGI, İNAT ÜZERİNE; KÜRDİSTAN ACILIMI, HÜKÜMET TARAFINDAN DEMOKRASİ ACILIMI
OLARAK TANIMLANIYOR. BU ACILIM DIŞARIDAN POMPALANARAK İÇERİDEN DESTEKLENİYOR….
·
DEMOKRASİ ACILIMI DİYE YUTTURULMAYA ÇALIŞILAN, KÜRDİSTAN ACILIMI
VATANA, DEVLETE KISACA TÜRKIYE´YE EN BÜYÜK İHANETTİR, EN BÜYÜK KÖTÜLÜKTÜR. BU
ACILIM YARARDAN ÇOK TÜRKİYE ZARAR VERECEKTİR, TOPLUMUN HER KESIMINI OLUMSUZ
ETKİLEYECEKTİR.
·
GELECEK NESİLLERE ALTINDAN KALKAMAYACAKLARI AĞIR BİR YÜK, YANI ÇOK
KÖTÜ BİR MİRAS BIRAKILIYOR.
·
DEMOKRASİ AÇILIMINDAN, HAK HUKUK DEVLETİNDEN BAHSEDENLERİN; NE KADAR SAMİMİ OLDUKLARI HER HALLERİ İLE
BELLI OLMAKTADIR, ÖRNEGİN ERGENEKON! HÜKÜMET KARŞITI, ŞERİAT KARŞITI DÜŞÜNENLER
HER YOLLA PASİFİZE EDİLİYOR. KOSKOCA PROFESÖRLER, REKTÖRLER, KUVVET
KOMUTANLARI, GENERALLER, SUBAYLAR, YAZARLAR, CIZERLER VATANA İHANET ETMEKLE,
DEVLETİ YIKMAK İÇİN ÇETE KURMAKLA V.B. HAYALİ SUÇLARLA TUTUKLANMAKTADIRLAR,
MADDI VE MANEVİ MAGDUR EDİLİYORLAR.
·
GÖREVLERİ GEREGİ DAĞLARDA DEVLETE KARŞIN AYAKLANAN
CANİLERE, TERÖRİSTLERE KARŞIN VE TÜRKİYEDE SERİAT DÜZENİNE VE YOBAZLİGA KARŞIN,
LAİK DÜZENİN KORUNMASİ UGRUNA, VATANIN VE ULUSUN BİRLİGİ VE DİRLİGİ UGRUNA
HAYATLARI BOYUNCA BASARÎLİ MÜCADELE EDENLER; AYLARCA SENELERCE KEYFİ ERGENEKON
DAVASI İLE TUTUKLU BULUNMAKTADIRLAR. YARGIYA CIKARILMALARINI VE ADİL BİR
ŞEKİLDE DAVLARININ BAKILMASINI BEKLEMEKTEDİRLER. ERGENEKON DAVASI; KÜRDİSTAN VE
ŞERİAT YANLILARIN TÜRKİYE’YE KARŞIN, DEMOKRASİYE KARŞIN, TÜRK SİLAHLİ
KUVVETLERİNE KARSIN BİR HESAPLAŞMA, ÖC ALMA, CEZALANDİRMA OPERASYONU, FİRSATI
OLDUĞU GÖRÜSÜNDEYİM. BU DAVALARDA DEVLETİN
KURUMLARI, BASTA TSK, SİVİL ÖRGÜTLER, TARAFSIZ KALARAK TUTUKLANMALARIN VE
DAVALARİN ADİL BİR ŞEKİLDE YASA VE YÖNETMELİKLERE UYGUN BİR ŞEKİLDE YAPILMASINI
TALEP ETMELERİ VE TAKİP ETMELERİ GEREKİRDİ. GEREKTİĞİNDE İNSAN HAKLARI
MAHKEMELERİNE BAŞVURMAKTAN DA ÇEKİNİLMEMELİDİR. DEMOKRASİ YÖNETİMLERİNDE BİR
TARAF YASA VE YÖNETMELİKLERE GÖRE HAREKET ETMEZ VE BELLİ CİKARLAR DOGRULTUSUNDA
KEYFİ DAVRANIRSA, DİGER TARAFTA BUNA KARSIN GEREGİNİ YAPMA
ZORUNLUGUNDADIR. TSK, GENELKURMAY BU
KONUDA, BİLHASSA PERSONELİNE SAHİP CİKMAMAKLA ZAYİFLAMİŞTİR, AĞIR DARBELER
ALMIŞTIR.
·
EVET, ERGENEKON DAVASININ HAKLI YANLARI
BULUNMAKTADIR, AKP`NİN İKTİDAR OLMASI İLE ÇIKARLARI BOZULAN VE BEKLENTİLERİ
YIKILAN FARKLI KESİMLER, KİŞİLER; YASAL OLMAYAN, ANTİ DEMOKRATİK SİYASAL
YOLLARLA HÜKÜMETİ YIKMAK İÇİN HER TÜRLÜ ÇAREYE BAŞVURMAK İÇİN PLAN HAZIRLIĞI
İÇERSİNDE OLDUKLARINI, HATTA TÜRKİYE´DE İLERİ GELEN KİŞİLERİ VE TSK GİBİ
KURUMLARI BU DAVADA KAZANMA VE KULLANMA ARZUSUNDA OLDUKLARINI DA BİR ÇOKLARIMIZ
BİLİYORDUR.
·
TERÖR, SILAHLI MÜCADELE ILE ORTADAN KALDIRILIR, TAVIZ
ÜSTÜNE TAVIZ VERKMEKLE TERÖR BASTIRILSAYDI, BU GÜNE KADAR VERILEN TAVIZLER
YETERLİ OLURDU!
·
TÜRKİYE CUMHURİYETİ GERÇEKTEN BASKICI, ASİMİLEYECİ BİR
YAKLAŞIM SERGİLEMİŞ OLSAYDI, BU GÜNE KADAR TÜRKÇE BİLMEYEN KÜRT VATANDAŞLARIMIZ
OLMAZDI, BÜYÜK KÜRDİSTAN HAYALI İLE AYAKLANMAĞA CESARET VE TAKATLERİ OLMAZDI….
·
TSK´NİN BAŞARILI SİLAHLI MÜCADELESİ İLE
TÜRKİYE CUMHURİYETİ VARLIĞINI, BİRLİĞİNİ, DİRLİĞİNİ BU GÜNE KADAR SÜRDÜRMÜŞTÜR,
…
·
DEVLETİ YÖNETMEKLE HALK ÇOĞUNLUĞU TARAFINDAN BELLİ VE
GEÇİCİ BİR SÜRE GÖREVLENDİRİLEN HÜKÜMETİN, TERÖR KONUSUNDA YAPMASI GEREKEN TEK
ŞEY; DEVLETİN OTORİTESİNİ KANUNLAR ÇERÇEVESİNDE SAĞLAMAK OLMALIDIR. YANI,
DEVLETİN TEMEL YASA VE YÖNETMELİKLERİNDEN TAVIZ VERMEDEN, DEVLET OTORİTESİNİN
SAĞLANMASIDIR
·
HÜKÜMETİN, TBMM´SİNİN BAŞLICA GÖREVİ; VATANİN ULUSUN
BÖLÜNMEZ BÜTÜNLÜĞÜNÜ, ÜLKE ÇIKARLARINI İÇTE VE DIŞTA SAVUNMAK, KORUMAKTIR,
ÜLKENİN HUZUR VE GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK, REFAH DÜZEYİNİ YÜKSELTMEKTİR. PKK
TERÖRÜ, DEMOKRASİ ACİLİMİ BU KAPSAMDA DA DEĞERLENDİRİLMELİDİR.
·
TÜRKİYE´DE YAŞAYAN YADA YASAMAK İSTEYEN HER VATANDAŞ BEGENSE DE
BEGENMESE DE BU DEVLETİN MEVCUT YASALARINA UYMAK ZORUNDADIR. BASTA TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLET YÖNETİMİNDE SECİMLE GELEN HÜKÜMET
VE DİĞER İLGİLİ DEVLET KURUMLARI VE SİVİL KURULUŞLAR BU TEMEL YASALARIN
YÜRÜRLÜĞÜNÜ GÖZETMEK VE GEREĞİNİ YAPMAK MECBURİYETİNDEDİR.
·
TÜRKİYE DE KENDİ VE ÇOCUKLARININ
TORUNLARININ GELECEĞİNİ GÖRENLER, BU TOPRAKLAR ÜZERİNDE YAŞAMAK İSTEYENLER, BU
DEVLETİN KANUN VE NİZAMLARINA UYMAK MECBURİYETİNDEDİRLER. TERÖRLE MÜCADELE
KONUSUNDA DA DEVLETİN YANINDA YER
ALMALIDIRLAR.
·
DEMOKRASİ DEVLET YÖNETİMİNİN OLMASA
OLMAZ İLKELERİNDEN BİRİDE; DEMOKRASİ İLE
YÖNETİLEN TOPLUMLARDA BİREYLERİN DEVLET VE HÜKÜMET YÖNETİMLERİNE SAHİP ÇIKMASI,
OLUP BİTENLERLE İLGİLENMESİ, BİRLİK İÇİNDE GEREKLİ EYLEM VE TEPKİLERİ GEREKLİ
ZAMANDA VERMESİDİR, SESLERİNİ DUYURMASIDIR. BU TÜR TEPKİLERDE SİVİL ÖRGÜTLERCE,
BİLHASSA PARTİLERCE KOORDİNE EDİLMESİ GEREKİYOR, …
·
SAVAŞMASINI UNUTANLARIN,
MÜCADELE ETMESİNİ BİLMEYENLERİN, BAŞKASINDAN HAZIR BEKLEYENLERİN; İNSAN GİBİ, ERDEMLİ YAŞAM HAKLARI,
GELECEKLERI YOKTUR.
·
VATAN, ONA
GEREĞİNDE CANLARI, KANLARI PAHASINA BİRLİK İÇİNDE SAHİP ÇIKAN ULUSUNDUR.
·
YAHU; 30 SENEDEN BERİ BU DEVLET PKK TERÖRÜNE KARŞIN DEVLETİN
SİLAHLI GÜÇLERİ MÜCADELE VERMİŞTİR, TERÖRÜ BİTİREMEMİŞTİR SORUSUNU,
YAKINILMASINI SAÇMALIK OLARAK BULUYORUM. BU SORUN BU TERÖR BİTİRİLMEDİYSE BUNUN
EN ÖNEMLİ NEDENLERİNDEN BİRİ YÜRÜTÜLEN SİYASİ MÜCADELENİN BAŞARISIZLIĞIDIR,
TAVİZLER ÜZERİNE VERİLEN TAVİZLERDİR. DİĞER ÖNEMLİ BİR NEDEN SOSYO-EKONOMİK
ALANDAKİ BAŞARISIZLIK, ZAYIFLIKTIR. BUNA İŞSİZLİĞİ, YOKSULLUĞU, FAKİHLİĞİ,
CAHİLLİĞİ, EĞİTİMSİZLİĞİ, ALTYAPI EKSİKLİĞİNİ, DEVLET KURUMLARI İÇERSİNDE KEYFİ
FERDİ OLUMSUZ UYGULAMALARI, V.D. EKLEYİN.
·
DEVLETİN VARLIĞINI, ÜLKENİN BÜTÜNLÜĞÜNÜ, ÜNİTER (BİRLİK) YAPISINI TEHDİT
EDEN PKK-TERÖRÜNE KARŞIN ASKERİ MÜCADELE SİYASİ MÜCADELEDEN ÖNCELİKLİDİR. ADALETLİ
DEVLET VARSA, İNSANLIK VARDIR, DEMOKRASİ VARDIR, GELECEK VARDIR, VATAN VARDIR.
·
BEN DOĞULU GÜNEYDOGULU BİR VATANDAŞ OLSAYDIM, NASIL DAVRANIRDIM” Sorusunu Gelince! BENDE DAGA CIKARDIM!
·
TERÖR GİBİ SORUNLAR DEVLET YÖNETİMİ ZAFİYETİNDEN, DEVLET YÖNETİMİ ÜSTLENEN HÜKÜMETLERİN,
SİYASİLERİN KÖTÜ İCRAATLARINDAN,
KAYNAKLANIR
·
Türkiye’deki Terörün Nedeni; Kötü Devlet
Yönetimindendir, “Seçilmiş Siyasilerin
Ve Atanmış Bürokratların Ehilsizliginden’’ KAYNAKLANMAKTADIR.
·
Türkiye´De
Bazı İnsanlar İçin Az Seçenek Vardır; - Ya Dağa Çıkıp Terörist Olunur, - Ya
Askere Gidip Şehit Yada Gazi Olunur, - Ya Esrarkeş, Alkolik, İbne Olunur, -
Yada İçine Kapanıp, Çevresi İle İlgilenmeyen Derbeder, Sefil Olunur, - Yada İt,
Eşek Olunur, Yada Hırsız, Katil Olunur.
·
HER TÜRLÜ ÇİRKEFLİĞİN, YOLSUZLUĞUN, HIRSIZLIĞIN, GÖREVİ SUİİSTİMALLERİN,
VUKU BULDUĞU, FIRSAT EŞİTLİĞİNİN TANINMADIĞI, ADALETSİZLİĞİN VE İLGİSİZLİĞİN
HÜKÜM SÜRDÜĞÜ VE İÇ VE DIŞ BORÇ YÜKÜ ALTINDA İNLEYEN ÜLKELERDE ULUSAL BİRLİK,
BERABERLİK SAĞLANAMAZ, VATANIN BÜTÜNLÜĞÜ KORUNAMAZ. VE O ÜLKELERİN SAYGINLIĞI,
HUZURU, REFAHI, GÜVENLİĞİ V.B. ZEDELENİR.
O ÜLKELERDE TERÖR KACINILMAZDIR
SONUÇ;
·
TERÖR
MÜCADELESİNDE GERCEK DEMOKRASI, FIRSAT EŞİTLİĞİ OLMAZSA OLMAZLARDAN BİRİDİR.
·
AKP´NİN, SÖZÜ EDILEN DEMOKRASİ ACILIMIN İÇERİĞİ AÇIK SEÇİK KAMUOYUNUN
BİLGİSİNE VE OYUNA SUNULMALIDIR.
·
DEVLETİ YÖNETMEK, HÜKÜMET ETMEK BİLGİ VE
TECRÜBE YANINDA CESARET, YÜREK İSTER.
·
AKP´NİN KÜRT ACILIMI VE
DEMOKRASİ ACILIMI VE İLGİLİ KURUMLARIN BAŞTA TSK´NİN PASİFLİGİ SAYESİNDE, BUGÜN TÜRKİYE´DE; BEN DAHA KÜRDÜM, BEN ÇOK DAHA İYİ PKK´LİYİM YARIŞINA
GİRİLMİŞTİR. VE İNSANLARIN BİR KISMI İSE BEN TÜRKÜM DEMEKTEN ÇEKİNİR, UTANIR,
ÜZÜLÜR HALE GETİRİLMİŞLERDİR.
·
DİNİ SİYASETE BULAŞTIRAN DEVLETLER, KURUMLAR, İNSANLAR; DÜNYA BARIŞI VE
İNSANLIĞIN GELECEĞİ İÇİN, TOPLUMLARIN HUZUR VE GÜVENLİĞİ İÇİN EN TEHLİKELİ
OLANLARIDIR. ŞEYTANİN TA KENDİLERİDİR
·
BENCE MEYDANI BOŞ BULUP ETRAFI
TALAN, BERBAT EDENLER DEGİL; MEYDANI BOŞ BIRAKANLAR, KORKANLAR ÇOK DAHA SUCLUDURLAR, ADİDİRLER,
ŞEREFSİZDİRLER!
İzmir, 26.6.2010, DrHusso
Ek. 1
* PKK’nın
TBMM’sindeki uzantılarına bir sorun bakalım; neymiş istedikleri siyasi kimlik?
·
Askeri çözüm
değil de, siyasi çözümden ve diyalogdan yana neyi kast-ettiklerini de ve
benzerlerini de sorun. Ve onların kem küm etmeden acık seçik
cevaplandırmalarını da rica edin!
·
VE Türk Vatandaşı olarak
Türkiye’de ne gibi bir ayrımcılığa tabi tutulduklarını da söyletin.
·
Vaktiniz varsa, onların yani Kürt kardeşlerimizin Kürt
kimliklerini nereden aldıklarını ve nereden geldiklerini de bir öğrenin.
Herhalde gökten buraya zembille indirilmemişlerdir! -, bu bölgelerin yani
Güneydoğu-Anadolu’nun ve Kuzey Irak’ taki Türkmeneli’ nin tapusunu da
göstermelerini isteyin.
·
bu bölgelerde de hangi
zamanda, tarihlerde hangi devleti kurabilmişlerdir. (başka ulusların kültürünü,
dilini, ta türkülerine, şarkılarına, çalgılarına, öykülerine varıncaya
kadar kendi kendilerine mal ettikler
gibi başka ulusların tarihlerini kendilerine mal etmesinler, yani bir nevi
çalmasınlar, gasp etmesinler).
·
Yine kem küm etmeğe
başlarlarsa Kürtlerin büyük bir kısmının öz be öz Türk asıllı olduklarını
hatırlatın. (zaten bir çok Kürt kardeşimiz, yaşını başını almış olanların
çoğunluğu bir çoklarımızdan daha Türk tür ve Türk devletine, bu vatana daha
bağlıdırlar. Benim, (sizlerinde) aynı okul sıralarını paylaştığım, ayni
mahallede top koşturduğumuz, ayni işyerinde çalıştığımız, ayni kahvede kağıt
oynadığımız, ayni mahallede, ayni katta komşumuz, aynı sitede yazlık komşumuz
aynı dönemde ayni kışlada aynı taburda aynı takımda askerlik hizmeti
yaptığımız, aynı kapıda silahlı nöbet tutuğumuz
Kürtlerle şimdiye kadar hiç problemim olmamıştır. Dileğim bundan sonrada
tüm tahriklerle rağmen olmamasıdır.)
·
daha da inanmak
istemiyorlarsa, Tarihçi bilim adamlarından da Türk asıllı olduklarını teyit
edebilirler,
·
Türk tarihçileri onlar için
yetersiz ve tarafsız değillerse Batılı tarihçilerin kapısını çalsınlar, onların
kitaplarını incelesinler.
·
Bu yetmez derlerse, emin
olmak isterlerse onlara DNA-testi de yapmalarını önerin.. Dünyada her ulus vatandaşı gibi çoğunluğunun
karma olduklarını öğrenebilirler. – Çok azının ağırlıklı Hindu kökenli genleri
barındırdıkları ortaya çıkar, Dış görünüşleri dahi bu kökenin, orijinin ispatı
için yeterlidir.
·
Bir kısmında Acem, Arap
kökenli genleri taşıdıkları da şüphesiz görülecektir.
·
Kürt Kardeşlerimizin
çoğunluğunun ise ağırlıklı Türk kökenli, ortak genleri taşıdıkları meydana
çıkacaktır. (Onlar yinede bu değerleri
saklayacaklardır, bu değerleri çarpıtıp dünyaya yaymağa ve kendilerini
acındırarak dünyayı kandırmağa devam edeceklerdir. (Irak’ın işgalinde Kuzey Iraklı Kürtlerin ilk
işlerinden biri ne olmuştur? Hatırlayın;
-tarihi bilgileri ve kimlikleri, tapuları vb. belgeleri yok etmek
olmuştur. Nedenini sizde düşündünüz mü?)
·
PKK-Terörünün TBMM’deki ve
diğer uzantılarına sormaya belgelerle devam edin; Dillerinde papağan gibi hiç eksik etmedikleri
insan hakları, demokrasi, siyasi kimlik, diyalog, sivil projeler, kültürel
haklar, Kürtçe eğitim, dil din özgürlüğü v.b. ile ilgili olarak baştan
çıkartılan, beyinleri yıkanan Kürt kardeşlerimiz acaba Güneydoğu Anadolu’da ve
Kuzey Irakta kendilerinden başkalarına nasıl davrandıklarını hatırlatın ve
belgeleyin. Güneydoğu-Anadolu’da, Almanya’da Türkleri Kürtleştirme
çabalarından, beyin yıkama projelerinden biraz bahsedin, Kuzey Irak’ta
Kürtlerin, peşmergelerin başlattıkları etnik temizliğini de dile getirin.
Kendilerinden olmayanlara yaşam hakkı tanımadıklarını anladıkları dille
hatırlatın. Güneydoğuda, Kuzey Irakta Süryanilere, Araplara zulmederek,
canlarından bezdirerek nasıl
kovaladıklarını kaçırdıklarını da hatırlatın.
·
Soru sordukça soruların ve
açıklamaların arkası gelmiyor. Bu son sorununda
lütfen PKK’nın TBMM içindeki ve
dışındaki uzantılarının, ve sempatizanlarının
yanıt vermesini lütfedin. Pusu kurarak ve veya baskın düzenleyerek
kendilerinden olmayan, kendilerine katılmayan kendilerine yardım etmeyen
silahsız sivilleri ta bebeklere, çocuklara kadar varan katliamlarını
kınamayanlarılar, bağlı bulundukları örgütten korkarak karşıt ses
çıkaramayanlar hangi hak ve yüzle, kişilikle vicdanla; insan haklarından, demokrasiden, kardeşlikten, diyalogdan, sivil
çözümden, kardeşlikten bahsedebilirler. Hangi hakla ve yüzle TBMM’de, bazı
kurumların başında, belediye başkanlıklarında
bulunuyorlar, kendilerini seçtirtiyorlar.
·
PKK, Türkiye’de
her yerde çoğalarak hedefleri olan bağımsız Kurdistan devletine ulaşmak
istemektedirler. Çocukları ve gençleri kazanmak onları yetiştirmek amaçlarından
biridir. Diğer amaçlardan biride; devletin kilit kurumlarına farklı isim ve
kişilikler adı altında sızmak, orada çoğalmak ve önemli görevlere gelerek kendi
davalarına destek vermektir.
·
DEVLETİ YÖNETMEK, HÜKÜMET ETMEK BİLGİ VE TECRÜBE
YANINDA CESARET, YÜREK İSTER. (Devleti
yönetenler aman Batı böyle düşünür, bize
ambargo uygular, Avrupa Birliğine girişimiz askıya alınır, ticari ilişkilerimiz
zarar görür, borsa fırlar, dış sömürü borsa yatırımcıları kaçar diye ve PKK ve
uzantıları bana, aileme, çocuklarıma torunlarıma yakınlarıma zarar verir diye
gelen tehditlere boyun eğerseniz, ses çıkarmazsınız gerekeni zamanında
yapmazsanız, ulaşacağınız sonuçlar bellidir...)
·
Bakin devletin yapmaktan aciz olduğunu PKK
yapıyor! Güney Doğuyu Kürtleştiriyor. Kürtlüğü kabul etmeyenleri yok ediyor,
kaçırtıyor, Türkiye’nin her yerinde doğu kökenli gençleri kendi saflarına
çekiyor. Onların beyinlerini yıkayarak birer ölüm, terör makinesi haline
uyuşturucu tacirine çeviriyorlar!
·
Güney
Doğudaki Vatandaşlarımız, Kuzeydeki Akrabalarımız, Pesmergeler, Batılılar tarafından kendi çıkarları gereği,
bilhassa petrol yataklarını daha iyi sömürmek, Buradaki petrol rezervlerini
Araplara karşın bir koz olarak kullanmak için de harcanmak istenmektedir. Bu
bölgenin uzun bir süre Kürdistan Kaosu içinde bulunması aslında Sömürgecilerin
çıkarınadır, daha fazla kalmalarını Dünya gözü önünde meşru kılıyor. …
·
Türkiye’deki Kürt Nüfusu konusu:
Türkiye’nin bos meydanları, otoriter boşluğu fırsat sayılarak Kürt nüfusu
konusun da 2000 yıllarından itibaren çok fazla atıp tutulmağa başlanıldı. Işın
kötüsü ne biliyormuşsunuz! Bu hayali sayılara bazılarımızı ikna etmeğe
başladılar, hatta kendi yalanlarına, atıp-tutmalarına kendileri de inanmağa
başladılar ve içte ve dışta mazlumları oynamağa başladılar. 1970 yılların
sonlarına kadar Kürdistan yanlılarının Batıdaki faaliyetlerinde, Batıdaki,
Almanya´daki örgüt toplantılarında Türkiye’deki Kürt Nüfusu 1 ile 2 Milyon
olarak veriliyordu. En fazla Kürdün Irakta daha sonra Iranda ve Suriye’de
yasadığını savunuyorlardı. 1990
yıllarında Türkiye’de birden bu nüfus artışı 5 ile 10 Milyona çıkarıldı. AKP
hükümetinden cesaret alınıp, karşı taraftan da ses seda çıkmayınca ve Büyük
Kürdistan devletinin Bütün Dünyada yankı ve kabul görmesi için de birden
Türkiye’deki Kürt Nüfusunu yaklaşık 40 Milyon diye yaymağa başladılar!! AKP´nin
Kürt acılımı ve Demokrasi acilimi sayesinde bugün Türkiye’de ben daha Kürdüm
ben daha iyi PKK’lıyım yarışına girilmiştir ve insanların bir kimisi ben Türküm
demekten çekinir hale getirilmişlerdir. İzmir, 26.6.2010, DrHusso
EK.II
Nerden Nerelere!!
Doğuda görevli bir
doktorun mektubundan !!!
Merhaba,
Buraya ilk gelince insan önce bir şeyler
başarmak istiyor ve bütün olanaklarını zorluyor.
Ancak bir süre sonra bütün isteğini
kaybedip 'Ben burada ne arıyorum ?' diye sorgulamaya başlıyor.
Malzeme temini yerel firmaların
kontrolünde (ki hepsi siyasilerin) .
Hastane yönetimlerine baskı had safhada.
Siyasiler hastane üzerinden resmen
devleti soyuyorlar. 1'e mal olanı 4'e satıyorlar.
İnsanlar doktorlara karşı büyük bir
öfkeye sahip. Geldiğimden beri darp edilmeyen arkadaşım kalmadı.
Burada halk aşırı şımartılmış.
İnsanların işini halletmeyince, ya kaymakama gidiyor, ya da 'Ben pkk lıyım,
seni vururum' diye tehdit ediliyoruz.
Can ve mal güvenliğimiz sıfır.
Kimse vergi vermiyor, elektrik-su vb.
faturalar ödenmiyor.
Herkese ayda 150 TL çocuk parası
(ki çocuk başına), çocuk ultrasonda görüldüğü andan itibaren de mama ve bez
parası ödeniyor.
Okula giden her çocuğa devlet
harçlık veriyor, harçlık gecikince anneler okulu basıp çocukları okuldan
almakla tehdit ediyor.
O çocuklar ne yapıyor peki ? Üzerlerinde
üniformaları, ellerinde pkk bayrakları ile DTP mitingine gidiyor.
Herkese, eksin ya da ekmesin, toprak
yardımı yapılıyor (ki zaten kimse ekmiyor ya).
Bu yardımda sadece beyana bakıyorlar.
Adam 5'i 50 yazdırabiliyor. Van' da dağıtılan paraya bakınca, göl bile tarım
arazisine sayılsa az gelir.
Her Cuma kaymakamlık elden nakdi para
dağıtıyor.
Buralarda tek vergi verenler devlet
memurları...
İnsan içinden ve de dışından
lanetler okuyor.
BU YAZIYI
OKUDUKTAN SONRA HERKESE DAĞITIN BİLSİN CÜMLE ALEM BİLSİN TÜM DÜNYA...
NEDEN TERÖR DE
BİTİMİYOR DAHA İYİ ANLAŞILIR SANIRIM. TERÖR BİTERSE BU İNSANLAR ÇALIŞMAK
ZORUNDA KALABİLİR DEVLET DENETİMİNİ DAHA SIK VE İYİ YAPABİLİR... İSTERLER Mİ BU
RANTIN BİTMESİNİ. SEVGİYLE KALIN.
………………….
DrHusso
İzmir, 2015
0 yorum: