Sayın………. Hocam,
yazınıza katılıyorum, PKK teröristleri, teröre destek verenlere, terörü
azdırtanlara, teröre karşın mücadelede gereğini korkaklıklarından,
acizliklerinden, bilgisizliklerinden yerine getiremeyen kurum, ve makam
sahiplerine bin lanet olsun diyorum. Kınamak, beddua etmek te yetmiyor
maalesef. Karşı tarafın anlayacağı dili konuşmak gerekiyor. Bakın
teröre karşın iki seçenek vardır; ya teröristleri acımadan kural tanımadan
bütün imkanlarını seferber ederek, kullanarak etkisiz hale getirirsin, yada
teröristler seni bitirir. Üçüncü bir seçenekten bahsedenler ise
ekranlarda hoş boş laf eden diplomalı uzman şapşallardır. PKK
terörünü Tayyip- Selahattin siyasi münakaşasına indirgeyenler, ya da
Kürtlerin Türkiye'de kültürel, siyasi kimlik, dil, demokrasi haklarına
bağlayanlarda, bölgenin geri kalmışlığına, Kürtlerin itilip kakalandığına, sebeplendirenlerde
yanılıyorlardır. Türkiye'de demokratikleşme ile PKK-Terör sorunun çözümünü savunmak ta, PKK terörü diğer adıyla Kürt sorunun hala demokratik sorun olarak görmekte ahmaklığın danıskasıdır. ''PKK TERÖRÜN NEDENİ, TÜRKİYE'DE, BÖLGEDE BAGIMSIZ BÜYÜK KÜRDİSTAN DEVLETİNİN KURULMASIDIR'' Vatanın bir kısmında bağımsız bir Kürt devletine onay verilse dahi PKK terörünü sonlandırılmayacaktır, başka istemlerle de geleceklerdir. (Bunlar kalleşnikov ile insan öldürmekten, devletten beslenmekten başka bir şey öğrenmemişlerdir.)
Bazı ileri zekâlılar, prof. unvanlı akla ziyanlar hala biz vatandaşları kendileri gibi ahmak sanıyorlar!
Örneğin, Türkiye'de etnik bir unsura baskı olmuş olsaydı, bugün Türkçe
konuşamayan insanlar bulunamazdı. Balıkesir'in, İzmir'in 200- 300 km den
sonraki köylere, ilçelere gidin, onların Güneydoğudaki köy ve ilçelerden daha
berbat bir durumda bulursunuz. Türkiye o hale getirildi ki, Kürt olmak olumlu
büyük bir ayrıcalık haline getirilmiştir, Türkiye'yi satın almağa başladılar.
Bazı insanlar Türküm demekten çekinir, korkar, utanır hale geldiler.
(Abartmıyorum, örnekler mevcuttur.)
Türkiye'de, PKK terörün bir hedefi vardır, Ortadoğu'da 4-5 ülkenin
toprakları içinde Bağımsız Kürdistan Devletini kurmaktır. Bu Hedef hep
vardı. Sözü edilen ülkelerde siyasi, ekonomik kriz, kaos v.b. yaşandığı zaman
Kürtler u gibi, her fırsatı değerlendiriyorlar. Türkiye'nin Kurtuluş savaşında
da öyleydi, Cumhuriyetin bebeklik zamanında (ilk yıllarında) öyleydi, Kıbrıs
harekatında da umutlandılar, Yunanlıların savaşa girmesi için vaatlerde
bulundular. Şu sıralar devlet yönetimindeki acizlik kriz de kullanılmak
isteniliyor. Peş peşe serbest böğler, kantonlar ilan ediyorlar.
Diyarbakır'daki, Cizre deki, Hakkari Dağlıca daki terör olayları, yıkımlar
çok geçmez Batıya da ulaşacaktır, Batıda kan gövdeyi gördüreceği günler bu
siyasilerle çok yakındır.
Ülkenin büyük bir bölümünde devletin otoritesi sağlanamıyor, Doğuda Devlet
yok, fakat alelacele seçime aynı kafa ve zihniyetle gidiliyor!!!! Halkın vesayeti deniliyor, fakat halk adına teröristlerle neler pazarlık ettiklerini kamuoyunda
Bunlara ne denileceğini sizlere bırakıyorum. Dahası, böyle bir ülkede
bilimden, ARGE faaliyetlerinden, sağlıklı çağdaş eğitimden söz edilir mi?
Sadece kendimizi kandırmış oluruz.
Hoşa gitmeyen bazı gerçekleri, farklı görüş ve düşünceleri tartışmağa
sunmaktan, paylaşmaktan korkulmamalıdır.
İleri zekalılardan bazıları hala ekranlarda; PKK silahları ile ülkeyi terk
ederse barış süreci demokratik acılım başlayabilir!!! Aslında yenilginin,
korkunun bir yansımasıdır! PKK terörünün, şehit katliamlarının bir ödüllendirilmesidir.
Devlet, devlet olsa, PKK terörün ülkeye verdiği bütün zararları, şehitlerin
can hakkını, gazilerin kan hakkını mislisiyle sorardı. Tutturmuşlar PKK
silahlarını gömsün, Silahlı unsurlar yurtdışına çıksın, çözüm süreci, barış
acılımı v..d. buzdolabında gibi saçma sapan laflar ediyorlar. Bunlar devleti
değil, 5-6 keçi sürüsünü dahi idare edemez haldedirler.
Bizim geleneksel suya sabuna dokunmayan, fakat
bilimsellikten çok birbirleri ile uğraşan, birbirlerinin akademik kariyerini
berbat eden prof. nvanlı akademisyenlerimiz, bu gibi yazıları
yereceklerdir, örneğin akademisyenler bilimle uğraşmalıdırlar, v.b.
Tamamda ülkede olup bitenlerle kim ilgilenecek, ülke giderse, kaos içinde ise
bilimsel çalışmalar ve eğitim. öğretim söz konusu olur mu? Alın Suriye, yi;
oradan kaçan öğretim üyeleri yurtdışında sefil perişan dilenci durumuna
dönüşüyorlar. Suriye bir kenara bırakın Türkiye'nin bugünkü halinden bir iki
örneği sizlere hatırlatayım. Yasa masa tanımayan koskoca Devletin başkanı
Atatürk'ün hatıra ormanını milyarlarca dolar bulup betonlaştırıyor, Devlete gereksiz
uçaklar, lüks arabalar satın alıyorlar. (Dünyada devletlerin itibarı halk
işsizlikten, açlıktan, borçtan dökülürken, alınan uçak ve makam arabaları,
lanet saraylarla itibar kazanılamaz….) Ve bunlar için kaynakları her zaman
mevcut, fakat ülkeye katma değer sağlayacak alt yapılar, üniversitelerimizin
alt yapıları için, laboratuvarları, ARGE-Merkezleri için kaynakları yoktur.
Yahu 2004 yılında Ege Üniversitesi bünyesinde multisipliner bir photonik, optik
laser ARGE merkezi , laser laboratuvarı kurulması için para kaynak yok
diyorlar, rektörlük benden para isteme, sponsor bul, proje yap diye başından
savıyorlar.....
sonrada bilimden kaliteli eğitimden saçmalıyorlar.
(Photonik, optik (laser) teknolojileri 21. yüzyılın olmazsa
olmazlarındandır.....)
...................
Ben şahsen PKK Teröründen çok, Türkiye'de, içimizdeki bazı ileri zekâlılardan, prof. unvanlı akla ziyanlardan, vatan kurtaran şabanlardan, havalara uçurtulan başkanlardan korkuyorum, bunlar asıl ülkeye zarar verenlerdir, terörü azdıranlardır.... Bence, bunlar ilk evvel ülkenin içte ve dışta çıkarlarını korumasını, savunmasını bilsinler.
Allah Türkiye'nin bizlerin yardımcısı olsun temennileri ile satırlarımı sonlandırıyorum.
Yazı hatalarımdan dolayı hoş görünüze sığınıyorum.
DrHusso
izmir, 8.9.2015
0 yorum: