Siyasilerin, Makam sahiplerin Terör Katliam saldırılarını lanetlemeden evvel, gerekeni yapma gücünü ve cesaretini göstersinler.

14 Mart 2016 Pazartesi yazildi.



KIZILAY-ANKARA’DAKİ DÜNKÜ ALLAHSIZLARIN HAİN, KALLEŞ KATLİAM SALDIRISINI LANETLİYORUM.

14 Mart 2016 Pazartesi yazildi.

Kızılay-Ankara’daki dünkü Allahsızların hain, kalleş saldırıyı katliamı lanetliyorum. Vefat edenlere Yüce Allahtan Rahmet diliyorum, ailelerine yakınlarına, sevenlerine Türkiye’ye Başımız sağ olsun diyorum. Yaralılara da acil şifalar diliyorum. 

Olayları biraz farklı olarak çekinmeden değerlendirmek istiyorum:

Bir Vatandaş, İnsan olarak haince planlanan saldırıyı katliamı lanetliyorum. Fakat Devlet yönetiminde söz sahibi olan siyasilerin, makam sahiplerinin olayı lanetlemeleri yetmez, Hain katliamları planlayanları, yönlendirenleri, destek verenleri tespit edip, dünyayı başlarına yıkmaları gerekiyor. Eğer güçsüzlükleri, beceriksizlikleri, acizlikleri, korkaklıkları nedeniyle yapamıyorlarsa, üstlendikleri görevlerden, makamlardan istifa etmeleri ve ihmalleri nedeniyle de hesap vermeleri gerekiyor. Acizler, korkaklar ağlaşıp bağırıp, tehdit ederler. Güçlü ciddi devletler gerekeni yaparlar, teröristler ve  destekçilerini bin pişman ederler. Ekranlarda meydanlarda hoşboş sohbet edeceklerine acizliklerini görüp yerlerini daha ehil kişilere bırakmaları Allah katında da çok daha hayırlıdır, çok daha fazla sevap ta kazanırlar. Bence yeni anayasalardan  ve başkanlık sisteminden evvel demokrasi kültürünü, sekteye uğramış zihniyetlerini geliştirmeleri gerekiyor.

 Mevcut siyasiler ve yönetimi sürdükçe, terörün, katliamların sonu gelmeyecektir. Bunlar yarın da tüm bu katliamları paralel yapı, TSK mevcut hükümeti devirmek için planlamıştır, yapmıştır diye tuttururlar, kendi acizliklerini ve beceriksizliklerini örtbas etmek için. 

 

Bakın, hak, hukukun, özellikle fırsat eşitliğin olmadığı, gözetilmediği vatandaş ile Devletin barışık olmadığı ülkelerde bu gibi katliamların üstesinden kalıcı gelinemez. (son katliamı yapanların üniversite öğrencisi olmaları daha da vahim.  Bu haber doğruysa, olaya birazda toplumsal fırsat eşitsizliği ile açıklanabilir. Bu çarpık düzene benim de isyan ettiğim, batsın dediğim günler oluyor, herhalde bende doğuda olsam muhtemelen dağa çıkardım. Dediğim zamanlar oluyor bu ülkede, çoğu insan gibi.  )

 

Üniversitelerin, hiçbir siyasi partinin maşası olmadan Türkiye’nin Çıkarları, geleceği söz konusu olduğunda haykırmaları gerekiyor, çok geç kalmadan. Akademisyenler olarak çok geçmez yarın bu günleri de çok arar duruma düşeriz.  Suriye’deki Üniversitelerin ve profesörlerinin içler acısı halini araştırın…..

 

Hazır yazmışken, diğer bir konuyu da ilginizi çeker düşüncesiyle dile getirmek istiyorum.

 

…………………

 

TÜRKİYE’DE ÖRNEK GÖSTERİLMESİ GEREN KURUMLARIN BAŞINDA ÜNİVERSİTELERİMİZİN İÇLER ACISI HALLERİNE KAMUOYUNA YANSIYAN ÜZÜCÜ HABERLERE BAKIN!!!!

 

 

 

I)                  ANKARA ÜNİVERSİTESİNDE PROJE YOLSUZLUĞU OPERASYONU

AA, 08 Mart 2016 - 18:08:00

Ankara Üniversitesi'nde bilimsel araştırma projelerini, süreleri dolmasına rağmen tamamlanmadığı halde bölüm başkanlarının yerine imzaatmak suretiyle tamamlanmış gibi göstererek 3,5 milyon lira haksız kazanç sağladıkları iddia edilen 33 kişi gözaltına alındı.

 

Ankara Üniversitesinde 2010-2012 yılları arasında yapılan bilimsel araştırmaları inceleyen Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Hukuk Müşavirliği, yapılan işlemlerin kanunsuz olduğunun tespit edilmesi üzerine bir süre önce, üniversitenin projeleriyle ilgili soruşturma başlattı.

Eylemi gerçekleştirenlerin üniversiteyle ilişiklerinin kesildiğinin belirlenmesi üzerine hukuk müşavirliği konuyla ilgili cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulundu.

Bunun üzerine Ankara Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından çalışma başlatıldı. Yapılan soruşturmada eski Ankara Üniversitesi Rektör Yardımcısı N.H. ile 14'ü üniversite görevlisi toplam 34 kişinin, üniversite bütçesinden bilimsel
araştırma projelerine sağlanan fonları usulüne uygun kullanmadığı tespit edildi.

Zanlıların bilimsel araştırma projelerini, süreleri dolmasına rağmen tamamlanmadığı halde bölüm başkanlarının yerine imza atmak suretiyle tamamlanmış gibi gösterdikleri, bu yolla anlaşmalı firmalara üniversite bütçesinden yaklaşık 3,5 milyon lira ödenmesini sağladıkları ve bu paradan da pay aldıkları belirlendi.

Projeleri, ilgili bölüm başkanlarının bilgisi olmadan yerlerine imza atmak suretiyle onay verilmiş gibi gösterdikleri belirlenen zanlılarla söz konusu firma yetkilileri de gözaltına alındı.

Operasyon kapsamında İstanbul ve İzmir'den de gözaltıların olduğu, örgüt yöneticisi olduğu ileri sürülen eski rektör yardımcısının ise Amerika'da olduğu için gözaltına alınamadığı belirtildi. …….

……………….

 

II)           DEKAN PROF. DR. RIFAT OKUDAN, “ÇOCUĞUNUZUN AHLAKLI OLMASINI ISTIYORSANIZ, CINSEL ILIŞKI SIRASINDA ŞEYHINIZI DÜŞÜNÜN”

7 Mart 2016

Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı’ndan skandal sözler. Dekan Prof. Dr. R. O. “çocuğunuzun ahlaklı olmasını istiyorsanız, cinsel ilişki sırasında şeyhinizi düşünün” dedi. 

Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. R. O., bir makalesinde cinsel ilişkiye giren bir kişinin, ilişki sırasında “hocasını, şeyhini hatırlaması durumunda, doğacak çocuğun bereketli ve güzel ahlaklı doğacağını” yazdı !!!!!!!!!!

…….. habere göre Dekan R. O. İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi: Tasavvuf’un Ocak-Haziran 2003 tarihli 10. Sayısında, kaleme aldığı “İnsani bir insiyak olarak Rabıta” başlıklı makalesinde, “cima eden (cinsel ilişkiye giren) bir kişinin, cima sırasında hocasını, şeyhini veya ‘salihleri’ hatırlaması durumunda, doğacak çocuğun bereketli ve güzel ahlaklı doğacağını” iddia etti.

Dekan Prof. .........................., söz konusu makalede şu ifadeleri kullanıyor:

-İnsanın güzel işlerdeki gayet ve çalışmaları övülmüş, kötü işlerdeki çalışmaları da zemmedilmiştir. Bundan dolayı fukaha bir adamın yabancı bir kadını düşünerek cima etmesinin haram olduğu görüşündedirler. Buna karşın bazı ulema, bir adamın cima halindeyken Salihleri hatırlamasını güzel görmüşlerdir. Onlara göre, hatırlanan o zatın güzel ahlakının bereketinin doğacak çocuğa sirayet etmesi umulur. Haliyle gördüğü ve sevdiği masivadan dolayı insanın nefsi ve hayali o gayırla meşgul olur, konuşur, zihninin aynasında onu canlandırır. Talebe üstadını, mürid şeyhini, şahıs eşini, ister istemez düşünür; hayalini zamanının büyük bölümünde bununla harcar. Bu durum çoğu zaman insanın dimağını ve hatta azalarını harekete geçirir. Çünkü suretler, insanların nefislerinde bakılanın ahlakının tohumunu eker,…. !!!!!!!!!!!!!!…….

III)      PARAYLA SATILAN MASTER, DOKTORA DIPLOMALARI,

 

…… üniversitelerinin iş yerlerinii şirketleri dolaşarak, 2 senede garantili Yüksek Lisans, 3 senede garantili doktora tezleri için öğrenci arayışlarındaki amansız rekabetleri… …….

IV. BİRDE KAMUOYUNA PEK YANSIMAYAN, KAMUOYUNDA YANKI BULMAYAN OLUMSUZLUKLARI, GÖREVİ SUİİSTİMALLERİ VE YOLSUZLUKLARI DÜŞÜNÜN, DAHA DA ÜZÜLÜRSÜNÜZ. Örneğin, TÜBİTAKIN proje teşviklerini inceleyin, esas maden orada. (Geçen hafta birlikte proje hazırladığımız Alman partnerler ha bire benden neden projenin TÜBİTAKTAN işleme alınmadığını benden öğrenmek istiyorlar. Bana onlardan gelen e-maili Tübitaka yönlendirdim, belki inandırıcı gerekçelerini Almanlara iletirler düşüncesiyle. Fakat nerde! Almanlar hala kızgın ve bana soruyorlar, neden? Sonrada kalkıp belli şahsiyetler, Türkiye'de ARGE , Bilimsel Projeler için kaynak çok, fakat proje başvuruları yok diye boş sandıkları meydanlarda, ekranlarda utanmadan sıkılmadan, saçmalıyorlar.

Sizleri daha fazla üzmemek için yazımı burada kesiyorum.

-----------------------------------------------

Kimden: ………………………………………..
Kime: "huseyin ozden" <huseyin.ozden@ege.edu.tr>
Gönderilenler: 10 Mart Perşembe 2016 15:59:42
Konu: LVBB und TUBITAK
………………………………………………….

Hallo Hüseyin,
seit unserem letzten Treffen beim Weihnachtsstammtisch ist auch schon
wieder einige Zeit vergangen. Ich hoffe, es geht Euch gut.
Vor kurzem haben wir beim deutschen Teil des TUBITAK wegen des Antrags
nachgefragt und sinngemäß folgende Antworten erhalten:
        (a) das Verfahren ist noch nicht abgeschlossen, aber macht Fortschritte.
        (b) auf der türkischen Frühstadium-Liste sei LaRa nicht mehr drauf,
anscheinend sei der Antrag unser türkischen Partner unvollständig oder sei
durch die türkischen Partner zurück gezogen.
Du hattest ganz kurz während des Weihnachtsstammtisch so etwas angedeutet.
Was genau ist denn da passiert? Und warum? Bei all der Arbeit, die wir
reingesteckt haben, sind wir darüber -- falls es denn stimmt -- doch
ziemlich verärgert!
Gibt es seitens ELBA vielleicht die Möglichkeit, ein solches Projekt auch
ganz ohne Förderung zu machen?
Ansonsten möchte ich Dich nochmals daran erinnern, dass Dein
Mitgliedsbeitrag für den LVBB von 2015 noch aussteht. Wir hatten leider
während des Stammtischs vergessen, ihn abzurechnen. Wirst Du auf absehbare
Zeit mal wieder nach Deutschland kommen?
Mit freundlichen Grüßen
                …………….

………………………………………………….

Olası verdiğim rahatsızlık için sizlerin hoş görünüze sığınıyorum.

 

Saygılar

h. ozden

izmir, 14.3.2106

 


Siyasilerin, Makam sahiplerin Terör Katliam saldırılarını lanetlemeden evvel, gerekeni yapma gücünü  ve cesaretini göstersinler.
İkincisi; her musibeti bizden başkasında arayacağımıza, kendi acizliklerimize, ehilsizliklerimize de bakmasını öğrenmeliyiz.

1 yorum:

  1. Katliam saldırılarını lanetlemek yetmez, gerekeni yapmak esastır!
    İkincisi; her musibeti bizden başkasında arayacağımıza, kendi acizliklerimize, ehilsizliklerimize de bakmasını öğrenmeliyiz.

    YanıtlaSil