Teröristlere, canilere ve yobazlığa karşın canları
kanları pahasına mücadele veren komutanlar, subayından tutun generaline,
genelkurmay başkanına kadar düzmece suçlarla, tutuklanıp; ‘‘TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet
kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’’ suçundan
ağırlaştırılmış müebbet... cezalarla hapishanelerde çürütülüyor. Buna karşın Devlete karşın silahlı eylemler yapan ve ülkeye her türlü
zararı vermekten çekinmeyen teröristler, bebek canileri ve destekçileri Türkiye’de
ve Yurtdışında serbest geziyorlar, halk kahramanları ilan ediliyorlar.
Türkiye’ye silahlı terör estiren canilerden, bebek katillerinden hükümet medet
ummaktadır, bir nevi geçici saldırmazlık paktını tavizlerle imzalamaktadır. Teröristlerle
iş birliğine giren devlet yönetimine karşın aynı savcılar hâkimler sessiz
kalıyorlar. Neden ?
Buna adalet mi denir?
………….
Teröristlere,
canilere karşın canları kanları pahasına mücadele veren başarılı ve dünyaca
takdir edilen TSK’nın şerefli, asil
komutanları düzmece suçlarla tutuklanarak, TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek’ suçundan
ağırlaştırılmış müebbet... cezalarla hapishanelerde çürütülüyor.
Buna karşın Devlete zarar veren, ülkeye her türlü zararı vermekten çekinmeyen
teröristler, bebek canileri ve destekçileri serbest geziyorlar, halk
kahramanları ilan ediliyorlar. Türkiye’yi batıran, teröristlerle iş birliğine
giren devlet yönetimine karşın aynı savcılar, hâkimler sessiz kalıyorlar. . Neden ?
Buna adalet mi denir?
………………
Kardak krizinde
Türk Bayrağı’nı kayalıklara diken SAT ekibinde kahraman subaylar
bugün ipe sapa gelmez düzmece suçlarla, TCK 312/1: ‘Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan
kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs
etmek’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet...’ cezalarla hapishanelerde
çürütülüyor. Buna karşın Devlete zarar veren, ülkeye her türlü zararı vermekten
çekinmeyen teröristler, bebek canileri ve destekçileri serbest geziyorlar, halk
kahramanları ilan ediliyorlar. Türkiye’yi batıran, teröristlerle iş birliğine
giren devlet yönetimine karşın aynı savcılar hâkimler sessiz kalıyorlar. . Neden ?
Buna adalet mi denir?
………………….
Ergenekon davasında savcı, CHP'li 3
milletvekili ile Eski Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ dahil 64 sanık için
ağırlaştırılmış müebbet hapis istedi
Balyoz davasında; Kara Kuvvetleri 102,
Deniz Kuvvetleri 154, Hava Kuvvetleri 43, Jandarma 63, Sahil Güvenlik 2.
Ankara Barosu Başkanı ve Ceza Hukukçusu Metin
Feyzioğlu, mütalaayı ağır bir dille eleştirerek şunları söyledi: “Adil
yargılanma hakkını ihlal ettiği için tasfiye haline sokulan bir mahkemenin
savcısı,delillere dayanmayan, gerçeklerle bağdaşmayan ve önceden nasıl
yazılacağıbilinen bir mütalaa sunmuştur. Mahkeme, korkarım ki peşinen yazdığı
hükmü ilan edecektir
"Cebir ve şiddet kullanarak hükümetin görevini kısmen ya da tamamen
yapmasını engellemeye teşebbüs etmek" suçlamasıyla müebbet hapis cezası
istendiğini söyledi. Bu eylemi nerede yaptığını ve delillerinin ne olduğunu
soran ……….. gösteren Özoğlu, bahsettiği resmin Ergenekon davasına bakan hakim,
savcı ve soruşturma sürecinde görev alan polislerin birlikte yaptıkları iftar
yemeğine ait olduğunu söyledi. Özoğlu savcılığın getirdiği delillerin
sahte olduğunu, polis tarafından üretildiğini iddia ediyorlar!!!!
……………….
Türkiye gibi demokrasi kültürü gelişmemiş ve henüz yerleşmeyen, halk
tarafından tam benimsenmeyen, aksak uygulanan ülkelerde demokrasi devlet
yönetimin gücü; devlet kurumlarında dağıtılmalıdır. Her kurum anayasada
belirlenen hükümlerle, yetkilerle devlet yönetiminde söz sahibi olmalıdır. Bu
devlet yönetiminde çok başlılık değildir, büyük takım çalışması olarak
değerlendirilmelidir. TSK Cumhuriyetin kuruluşunda ve ileride cumhuriyetin
korunmasında sorumluk taşımaktadır. Bu acıdan bakıldığında TSK ileri gelen
komutanlarının ülkenin olumsuz gidişatı ve başlarda halk çoğunluğunun AKP’ ye
karşın endişeleri, korkuları,önyargıları nedeniyle ülkenin bir çok yerinde de
başlayan yüzbinlerce katılımlı gösteriler karşısında durumu değerlendirmek,
olası kaosu önlemek, olası rejim değişikliğine karşın neler yapılabileceğinin
tartışılması önceden planlar yapılması tabii olarak karşılanmalıdır. Onların
görevi zaten, Türkiye’nin, laik demokratik devlet yönetimin korumak ve kollamak
onların birinci derecenden asli görevleridir. TSK Latin Amerika’nın muz
cumhuriyeti orduları ile kıyaslamak bence abestir. Kurum içinde bazı elemanların
olası görevi suiistimalleri tüm kuruma mal edilemez.
Kaldı ki, AKP hükümeti ile ilgili geçmişteki endişelerin, önyargıların,
korkuların, iddiaların, öngörülerin haklılığını her geçen gün devlet yönetiminin
uygulamaları ortaya çıkıyor.
İflas etmiş bir devlet yönetimini göklere çıkarmak, dün söylediğinin
zıttını bugün söyleyen ve uygulayan kişinin ciddiliği ve güvenirliliği yokken,
onu dünya lideri olarak alkışlamak, övmek Türkiye’deki yalaklara mahsus bir özelliktir.
(Türkiye güçlü olanakları, yetenekleri ile gerekse
coğrafi konumu ve varlıkları ile çok daha iyi bir yaşam kalitesine, çok daha
güvenli bir geleceğe, çok daha yüksek bir refah düzeyine sahip olması
gerekiyordur. Siyasiler bu gelişme potansiyelini ağırlaştırmışlardır, mevcut alt
yapıyı ve olanakları yeteri değerlendirmekten uzak ve beceriksiz kalmışlardır…..)
………………….
Devlet yönetimin TSK karşın Polisi güçlendirip
çıkarları doğrultusunda kullanması ileride kontrol edilemez daha tehlikeli
sorunlara neden olacaktır. Polis bugün hükümetin çıkarları doğrultusunda
gestapo tipi bir güç haline gelmiştir. Halkın nefret ettiği ve korktuğu ve
halkı haraca bağlayan bir siyasi dinci bir gruba meyilli bir güç olarak
görüldüğü de unutulmamalıdır. Polis ve halk arasında ortaya çıkan şiddet olayların
daha da artacağı, birbirlerini avlayacağı duruma gelirse sakın kimse
şaşırmasın.
………………..
Ergenekon, Balyoz davlarının sizce de amacı
ne olabilir? (Tarafsız, önyargısız, vicdanen normal bir vatandaş olarak düşünün
ve cevap verin lütfen)
TSK’ nın komutanlarının ve diğer sivillerin
mevcut devlet yönetimini yıkmak için terör örgütü kurmak ve üye olmak saçmalığına
sizler de katılmıyor musunuz? TSK da o zaman
bir terör örgütü olarak tanımlanmaktadır.!
Genel Kurmay başkanı ve diğer kuvvet
komutanları mevcut devlet yönetimini ve düzeni yıkmak amacı ile terör örgütü
kurmak ve veya üye olmak suçlamaları doğru sayılsa bile esas sorumluları Devlet
başkanı ve hükümet başkanları da tutuklanıp yargılanmalıdırlar, görevi
suiistimalleri nedeniyle tabi ki.
Bu davada darbe teşebbüsü bir bahane, esas
amaç TSK ve hükümet muhaliflerini yıpratmaktır. Diğer bir amaç ise; geçmişin
öcünü almaktır!
Türkiye’ de laik demokratik çağdaş devlet
düzenini kademe kademe değiştirmeğe ve yıkmağa, bölmeğe çalışan birileri varsa
o da mevcut devleti meşru ele geçiren güçlerdir! (Hittler ve ekibi de demokratik seçimlerle
devleti ele geçirerek düzeni değiştirerek katliamlar felaketler yaydığı
hatırlanmalıdır. Türkiye’de de belli bir azınlık devletin nimetlerinden daha
fazla ve uzun yararlanmak amacıyla benzerlik gözlenmektedir, örneğin başkanlık
sistemi ile dinciler ve PKK devleti tamamen ele geçirmek niyetindeler.
………….
Sözün kısası, Türkiye’nin iç ve dış
güvenliğini sağlayan, ic ve diş şer güçlere karşın mukavemet gösteren güçlü bir
kurum TSK olduğu için, Şer güçler için özellikle PKK ve Yobaz şeriatçılar için
TSK en büyük engel ve korkulan olduğu için TSK harcanılmak isteniliyor. Yargıyı
araştırın, kimlerden oluştuğu orta çıkar, Dava siyasıdır, rejim değişikliği
için dışarıdan destek bulan PKK ve yobaz şeriatçılar tarafından belirlendiği
izlemindedir.
TSK her zaman güçlüdür, arkasında çoğunluk
halk bulunmaktadır ve TSK’ya güven duyulmaktadır.
İki gazetecinin tutuklanması ile ülkeyi ve dünyayı ayağa kaldıran demokrat, haksever, aydın uzmanlarımız, medyatik donkişotlar; ekran kahramanları, siyasiler, TBMM, Anayasa mahkemesi, sivil örgütler v.d.; , düzmece Balyoz, Ergenekon davaları ile TSK itibarsızlaştırılırken,
YanıtlaSilkomutanlar ve Koskoca genel kurmay başkanı vatan, devlet hainleri diye ömür boyu hapis cezaları verilirken neredeydiler!