LAİKLİK: Devlet yönetiminde, toplumsal insan
yaşamında dinin, inanç ve ibadet özgürlüğünün istismar edilmemesidir.
LAİK CUMHURİYET DEVLET YÖNETİMİ İSLAM DİNİNİN TEMELİNDE VARDIR
LAİK CUMHURİYET DEVLET YÖNETİMİ İSLAM DİNİNİN TEMELİNDE VARDIR
*KUTSAL
KİTABIMIZ KURANI-KERİMİ ANLAMAK VE YORUMLAMAK; Gerekli Alt yapı Bilgileri Yanında, SAĞLIKLI,
ÖNYARGISIZ, TARAFSIZ VE TEMİZ BİR ZİHNİYETE, AKLA MAHSUSTUR
- İnsanların din, ibadet, inanç özgürlüğü
laik cumhuriyet yönetimi sayesinde güvence
altındadır.
- Laiklik; Şarlatanların, soytarıların,
uğursuzların, akıl hastalarının, zavallıların, kara yobazların dini duyguları
inançları bir vasıta, araç görerek; toplumda diğer insanları sömürmelerine karşın etken bir devlet
yönetimidir.
- Laik cumhuriyet devlet yönetimi: Geleceğin güvencesidir, çağdaşlıktır, dünyada halklar arasında
sürekli barışın garantisidir.
- Laiklik: İslam dininin özüdür!
- Laiklik: Yalnız yaratan yüce
Allah` a kulluktur.
- Laiklik: İnanç, ibadet
özgürlüğüdür, saygıdır.
- Laiklik: Gerçek Müslümanlıktır.
- İslam dini; ne kara çarşaflara,
türbana bürünmek nede gösteri ibadet etmek değildir. Araplaşmak, karalaşmak ta
değildir
- Müslümanlık; ne kahvehanelerde miskinlik etmek, palavra atmak, nede
tarikathanelerde Allaha yakarmak, boşa zikretmek, kendine işkence uygulamak, hikayeler
ve masallar anlatmak, dinlemek; değildir. Tarikat, dergah v.b. babalarına,
dedelerine, şeyhlerine, üfürükçü, sahtekar, akıl hastası hocalarına, imamlarına, falcılarına çalışmak,
onlara ömür tüketmek te değildir. Bunlardan, Türbelerden, mezarlardan,
tepelerden, yarar, sağlık, şifa, hayır beklemek te değildir,
- Müslümanlık; gericilik değildir,
daha faydalı ve daha iyi öğrenmektir, başkalarına da öğretmektir, daha çok çalışmaktır, daha çok ve kaliteli
üretmektir, daha fazla kazanmaktır, muhtaçlara yardım etmektir, devletine,
vatanına, sahip çıkmaktır..
- KUTSAL KİTABIMIZ KURANI-KERİM; Hurafeler kitabı değildir, belli çıkarlar doğrultusunda
yorumlanamaz.
*KUTSAL KİTABIMIZ KURANI-KERİMİ ANLAMAK VE YORUMLAMAK; Gerekli
Alt yapı Bilgileri Yanında, SAĞLIKLI,
ÖNYARGISIZ, TARAFSIZ VE TEMİZ BİR ZİHNİYETE, AKLA MAHSUSTUR.
..............
..............
LAİK CUMHURİYET DEVLET YÖNETİMİ İSLAM DİNİNİN TEMELİNDE VARDIR.
Dinin siyasette, ticarette pervasızca alet
edildiği devletler kaos, yokluk,
yoksulluk, huzursuzluk içinde yok olmağa mahkumdurlar. Geçmişte böyleydi,
günümüzde ve gelecekte öyledir.
Devlet, şirket işlerinde, yönetimlerinde Kilisenin nüfussiyetini,
etkisini kanlı mücadelelerle, ihtilallerle, ayaklanmalarla kaldıran, önemli ölçüde
azaltan Hristiyanlık Aleminde, Batılı Ülkeler ortaçağ karanlığından, kaos ve
yokluklardan, ahlaksızlıklardan, açlıklardan, işkencelerden kısa sürede kurtulup bilim ve teknolojide ilerleyerek, gelişmişlerdir,
zenginleşmişlerdir.
Kısaca; Eski ortaçağ dan itibaren
Hıristiyanlık aleminde dinin devlet ve şirket yönetimlerinde
etkisinin azaltıldığı, kaldırıldığı
ülkelerde refah artmış, insanlık gelişmiştir.
………………………….
İslam-Dini;
- Akıl, mantık hepsinden öte ilim dinidir.
- Tüm insanlığın yerüstünde iyiliğini, güzelligini, sağlıklı yaşamını ister.
- İbadetten evvel ruhi ve bedeni temizliği şart koşar.
- Allahın lütfettiği sayısız nimetlerin gelecek nesiller içinde korunmasını ve geliştirilmesini buyurur.
........
- İslam-Dininde; Cehalete, kine, nefrete, ayrımcılığa, sorumsuzluğa hiç yer yoktur.
- İslam-Dini; Kişisel çıkarlar için politik bir vasıta, araç, care ise, hiç değildir.
- İslam-Dini; ne bir şahsın, ne bir partinin, ne bir kurumun nede bir ülkenin tekelinde değildir
- İslam-Dininde; en hayırlı ibadet sağlıklı yaşamak, çalışmak ve Allaha şükretmektir.
- İslam-Dininde; sakalın, peçenin, başörtünün, şalvarın mescidin, caminin... kavgası olmamalıdır
- Akıl, mantık hepsinden öte ilim dinidir.
- Tüm insanlığın yerüstünde iyiliğini, güzelligini, sağlıklı yaşamını ister.
- İbadetten evvel ruhi ve bedeni temizliği şart koşar.
- Allahın lütfettiği sayısız nimetlerin gelecek nesiller içinde korunmasını ve geliştirilmesini buyurur.
........
- İslam-Dininde; Cehalete, kine, nefrete, ayrımcılığa, sorumsuzluğa hiç yer yoktur.
- İslam-Dini; Kişisel çıkarlar için politik bir vasıta, araç, care ise, hiç değildir.
- İslam-Dini; ne bir şahsın, ne bir partinin, ne bir kurumun nede bir ülkenin tekelinde değildir
- İslam-Dininde; en hayırlı ibadet sağlıklı yaşamak, çalışmak ve Allaha şükretmektir.
- İslam-Dininde; sakalın, peçenin, başörtünün, şalvarın mescidin, caminin... kavgası olmamalıdır
ALLAH ADINA KAPANIYOR, İBADET EDİYORSUNUZ, FAKAT NEDEN ALLAH ADINA DA DAHA FAZLA ÖĞRENMİYOR,
ÜRETMİYOR, GELİŞTİRMİYOR, ZENGİN OLMUYORSUNUZ.
ONUN YERİNE İSLAM DİNİ, CİHAT ADINA KULLANILIYORSUNUZ, ONUN YERINE MÜSLÜMANLIK ADINA
SÖMÜRÜLÜYORSUNUZ VE FIRSAT BULDUKÇA BAŞKASININ HAKKINI ÇİĞNİYORSUNUZ?
ALLAH ADINA CIHAT; AFYONU, KENEVİRİ çiğneyerek kafayı
bulandırarak Allah Ekber deyip insan öldürmek değildir.
İslam Ülkelerini sömürenlerin, basta İngilizler
olmak üzere Batılıların geçmişte olduğu gibi günümüzde kullandıkları başlıca
yöntemler:
1. Yozlaştırılmış dini inançları ve yobazları
kullanmaktır, II. Halkın Müslümanların
birlikteliğini azınlıkları kullanarak sabote etmektir. III. Müslüman devletleri her yönüyle borçlandırmak,
kendilerine muhtaç ettirmektir, IV.
Geliştirdikleri Teknolojilerini özellikle üstün silah gücünü kullanarak
her yönüyle çökertmektir. V. Kendileri
ile uyum içinde çalışabilecek, sorun çıkarmayacak Müslümanları, azınlıkları
eğiterek, zenginleştirerek devlet yönetiminde yuvalanmalarını sağlamaktır…
…………………..
MÜSLÜMANLAR, ALLAH ADINA,
PEYGAMBERİMİZ MUHAMMED NAMINA, ALLAH
EKBER TEKBİR NARALARI İLE BİR BİRLERİNİN CANINI ALMAZLAR, EZİYET İŞKENCE ETMEZLER
Müslümanlar Allah adına, Peygamber namına Allahu Ekber
Tekbir naraları ile görsel ibadetlere, Türkiye misali iftar sofralarına itibar
etmezler
21. Yüzyılda insanlık yaşamında Devlet
yönetimlerinden din faktörü, din etkisi kalkmalıdır. Asırlardır inançlar dinler kullanılarak
insanlık linç edilmiştir. 21. Yüzyılda tün dinlerin, inançların tek bir hedefi,
Allah yolunda tek bir cihatları olmalıdır; oda devlet, şirket v.b.
yönetimlerden dinin uzak tutulması olmalıdır.
Sorun kendinize:
250’lik IQ derecesiyle dünyaya gelmiş en parlak insan hangi dine mensuptur?
Sorun kendinize:
Sorun kendinize:
Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür?
Cevabı şudur: Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Cevabı şudur: Her çocuğa ve her gence kaliteli eğitim verirler...
Bu eğitim türü
sorgulayıcı (teslimiyetçi değil), araştırıcı (ezberci değil) ve yaratıcıdır
(bilgi üretmek/bulmak içindir)
Soru:
Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
Cevap:
Cevap:
Yanlış eğitim verdikleri ve gelişime yararı olmayan birer eğitim sistemi
uyguladıkları için (Büyük oranda Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci
ve Dayatmacı eğitim...).
Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.476.233.470 Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam dünya nüfusu içinde her 5 kişiden biri Müslümandır.
Her bir Hindu'ya 2 Müslüman düşmektedir,
her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır ve
her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
Nedeni eğitim(sizlik)dir!!!
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır (Bunların kalitesi de başka bir sorundur!).
Fakat sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi”ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?.. Yanıt: Kalitesiz ve ezberci eğitim...
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma-yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir!.
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir ve herkesin okuryazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. (Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.) Ve her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür: Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır.
NEDEN?.. Yanıt: Kalitesiz-ezberci eğitim ve ARGE’ye (araştırma geliştirmeye) yeterli kaynak ayrılmaması...
Oysa Gezegenimizde yaklaşık 1.476.233.470 Müslüman yaşamaktadır.
Yani, toplam dünya nüfusu içinde her 5 kişiden biri Müslümandır.
Her bir Hindu'ya 2 Müslüman düşmektedir,
her bir Budist'e karşılık 2 Müslüman vardır ve
her bir Yahudi'ye karşılık 100 Müslüman bulunmaktadır.
Müslümanlar bu kadar kalabalıklar ama neden güçsüzler?
Nedeni eğitim(sizlik)dir!!!
İslam Konferansı Örgütü'nün (OIC) 57 üyesi vardır ve ülkelerin tümünde sadece 500 adet üniversite bulunmaktadır. Yani üniversite başına 3 milyon Müslüman düşmektedir. Başka bir deyişle 3 milyon kişi için bir üniversite yapılmıştır (Bunların kalitesi de başka bir sorundur!).
Fakat sadece ABD'de 5 bin 758 adet üniversite vardır.
Shanghai Jiao Tong Üniversitesi tarafından 2004 yılında hazırlanan “Dünya Üniversitelerinin Akademik Deger Listesi”ne Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500’e giren tek bir üniversite yoktu.
Neden?.. Yanıt: Kalitesiz ve ezberci eğitim...
OKUMA YAZMA ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hıristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı % 89’dur. Bunların %98’i ise en az ilkokul mezundur ve 100 kişiden 40’ı üniversite mezunudur. 15 Hıristiyan çoğunluğa sahip ülkedeki okuma-yazma oran ise %100’dür, yani bu 15 ülkede okuma-yazması olmayan tek kişiye rastlamak olası değildir!.
Müslüman ülkelerde durum bunun zıddıdır: 100 kişiden sadece 40’ı okuma-yazma bilir ve herkesin okuryazar olduğu bir tek Müslüman ülke bulunmamaktadır! Bunların %50’si ilkokul mezundur ve sadece %2’si üniversiteyi bitirmiştir.
BİLİM İNSANLARININ ORANLARI DA ÇOK DÜŞÜK!
ABD’de toplam bilim insanı sayısı 4.000, Japonya’da 5.000’dir. 57 Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı ise sadece 230 kişidir. (Akademisyenlerin hepsi bilim insanı değildir. Bilim insanı demek, pozitif bilimlerle aktif olarak uğraşan kişi demektir.) Ve her 1 milyon Müslüman kişiye sadece 1 bilim insanı düşmektedir.
Teknisyenler bakımından Müslüman çoğunluklu Arap ülkelerdeki durum daha da kötüdür: Her 1 milyon Müslüman Arap nüfus içinde 50 teknisyen bulunmaktadır. Hıristiyan dünyasında ise her bir milyon kişi içinde 1000 teknisyen bulunmaktadır.
NEDEN?.. Yanıt: Kalitesiz-ezberci eğitim ve ARGE’ye (araştırma geliştirmeye) yeterli kaynak ayrılmaması...
Çünkü Müslümanlar
gayri safi milli gelirin yalnızca % 0,2’sini araştırma-geliştirme bütçesi
olarak ayırıyor.
Buna karşın Hıristiyan
dünyası araştırma-geliştirmeye % 5 oranında, yani 25 kat daha
fazla fon ayırmaktadır.
SONUÇ: İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.
SONUÇ: İslam dünyası yeni bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.
Ayrıca dünyanın
ürettiği bilgiyi kendi halklarına öğretmekte de başarısızdır.
Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
Bunun kanıtı ise ileri teknoloji ihracat rakamlarında saklıdır:
Pakistan’ın ileri
teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran %1’dir. Suudi Arabistan,
Kuveyt, Fas ve Cezayir’in ise % 0,3’tür.
Hristiyan Singapur'da
bu oran % 58'dir.
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır
Ilginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte; Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.)
Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir. Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur: İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O HALDE MÜSLÜMANLAR NEDEN BU KADAR GÜÇSÜZDÜR?
CEVAP: EĞİTİM YOKSUNLUĞU. TAM ANLAMIYLA SÖYLERSEK; KALİTELİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM YOKSUNLUĞU.
ÇOK KESİN BİÇİMDE SÖYLERSEK; AKILCI OLMAYAN, EZBERCİ, TESLİMİYETÇİ, DİN EKSENLİ VE ÇAĞDIŞI EĞİTİM...
Araştırmayı yapan: Dr. Faruk Saleem – İslamabat, Pakistan
Gelecek Bilgi temelli toplumların olacaktır
Ilginçtir, Müslüman 57 ülkenin gayri safi milli hâsılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. Buna karşın 310 milyonluk ABD tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte; Çin 8 trilyon dolar,
Japonya 3,8 trilyon dolar ve Almanya 2,4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. (Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır.)
Mal ve hizmet üretimi
İspanya’da 1 trilyon doların üzerindedir. Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 milyar dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır.
İşin daha acıklı tarafı ise şudur: İslam Dünyasının gayri safi milli hâsılasının tüm dünya gayri safi milli hâsılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
O HALDE MÜSLÜMANLAR NEDEN BU KADAR GÜÇSÜZDÜR?
CEVAP: EĞİTİM YOKSUNLUĞU. TAM ANLAMIYLA SÖYLERSEK; KALİTELİ VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM YOKSUNLUĞU.
ÇOK KESİN BİÇİMDE SÖYLERSEK; AKILCI OLMAYAN, EZBERCİ, TESLİMİYETÇİ, DİN EKSENLİ VE ÇAĞDIŞI EĞİTİM...
Araştırmayı yapan: Dr. Faruk Saleem – İslamabat, Pakistan
………………………………………………………
0 yorum: