ÜÇ HAFTADA 12 KG (101 KG DAN YAKLAŞIK 88 KG) ZAYIFLAMAMIN
VE KALBİ, KASLARI GÜÇLENDİRMENİN BASİT SIRRI;
1. İstediğinizi yiyin, fakat sınırlı miktarda. Sınırı yakacağınız kalori değerine göre siz kendiniz belirleyin.
2. Vücutta hareketsizlikten ve aşırı yemekten biriken yağları harcamak, yakmak için bol eksersiz, bedeni hareket (yürüme, yüzme, koşma, bisiklet sürme, beden hareketleri, özellikle karın bölgesi ve göğüs odaklı bedeni hareketlere ağırlık verin)
3. Bedeni aktivitelerin süresini;
a) Hedeflendiğiniz sürede kilo verme miktarına ve yediğiniz günlük öğüne göre beliriyorsunuz, ne kadar yemek, kalori (enerji) aldıysanız, daha fazla
bedeni aktivitelerle aldığınız enerjiyi yakmanız gerekmektedir.
b) ilk günden başlayarak her gecen gün bedeni aktivitelerin sayısını ve süresini yaşınıza ve hamlığınıza göre kademeli artırıyorsunuz. Burada da
kararı yine siz veriyorsunuz. Bedeni aşırı zorlamadan alıştıra, alıştıra bedeni aktivitelerin performansını artırıyorsunuz. Örneğin, ilk haftanın ilk üç gününü uzun süreli yürüyüşlere (1-2 saat) ve basit eksersizlere ayırın 4 gün den sonra ilk denemede bir dakika hafif koşuya başlanabilir.- ilk 5 dakika normal yürüyüşten sonra 1 dakika süreli koşma ile başlanabilir. bir saatlik yürüme aktivite içeresinde 5 kez birer dakika koşma- diğer günlerde 2 dak. , 3 dak., 4 dk., v.b. şekilde koşu süresini artırabilirsiniz. Bir ile üç aydan sonra hiç ara vermeden 20 dakika ile 40 dakika arasında hatta ileri yaşlarınıza rağmen rahatlıkla nefes nefese kalmadan koştuğunuza sizlerde hayret edeceksiniz. Aşırı kiloluların ve yaşlıların ve bedeni aktiviteleri olmayanların veya düzensiz olanların mutlaka bir doktor kontrolünden geçmelerinde yarar vardır.
c) Temiz ve bol oksijenli havada bedeni hareketleri, aktiviteleri yapmağa gayret edin.
d) Bedeni hareketler, aktiviteleri sırasında sarkmalara karşın göbek, bel korsesini kullanın.
4. Bol su (3-5 litre) için. Bir defada bir litreyi tüketerek karnı büyütmeyin, bira karnı oluşturmayın. Belirli zaman aralıklarında birer bardak su içerek
4. Bol su (3-5 litre) için. Bir defada bir litreyi tüketerek karnı büyütmeyin, bira karnı oluşturmayın. Belirli zaman aralıklarında birer bardak su içerek
her defasında yaklaşık 10 yudum su, 30 ile 40 dak. yürüyüş boyunca 1.5 -2 litre suyu tüketin. Yazın sıcak günlerinde 3-5 litre suyu tüketin. Yürüyüş sırasında
içilecek 1.5 ile 2 litre su nedeniyle devamlı tuvalet ihtiyacı ortaya çıkacaktır. bu nedenle bu yöntem ormanlık, koruluk gibi yerlerde yada spor sahalarında uygulanmalıdır. Yada yürüyüşten
sonra belli aralıklarda su içilmelidir.
· 5. Zayıflamağa karar verip uygulamağa başlamadan evvel mutlaka yapmanız gerekenin başında, iradenizi kontrol altına almak olmalıdır. Bunun için de, örneğin, çok sevdiğiniz yüksek kalorili yiyecek ve içecekleri (çıkolata, tatli, baklava, fındık fıstık, cola, gazos, şekerli gazlı içecekler v.b.) devamlı gözlerinizin önünde olacak şekilde, bir masa, sehpa yada televizyonun önüne koyup bunlara 3 ile 5 hafta hiç dokunmamaya, yememeğe kendi kendinize söz verin ve
bu sözünüzü tutmağa kendinizi zorlayın.
…………………..
…………………..

Aslında Türkiye’de şehir içinde otomobil yerine bu bisikletlerin kullanımı belediyelerce ve devlet tarafından hatta sağlık sigorta şirketleri kurumları tarafından bir şekilde teşvik edilmesi gerekiyor düşüncesindeyim. Devlet bu bisikletlerin Türkiye’de ucuza üretilmesini teşvik etmelidir. (Bu yazıyı okuyanlarda bu konuyu ilgilere duyursunlar! Teşekkürler.) Akülü bisikletler şehir içindeki trafik sorunlarının çözümünde katkı sağlayacağı gibi, park sorununa da çare olabilecektir. diğer taraftan yakıt dolayısıyla döviz tasarrufu ve temiz çevreye olan katkısı da küçümsenmemelidir.
İki Motosikletim yerine akülü bisikleti evden işe işten eve hatta İzmir’den cundaya ve tam tersi kullanmağa karar verdim!
* Medyada, ekranlarda görsel ve yazılı basında zayıflama, kilo verme ile ilgili haberlere pek itibar etmeyin!
Şişmanlamamanın önemli şartlarından biri; harcadığınızın çok üzerinde enerjiyi gıdalardan almayın. Ve kasların güçlenmesi içinde bedeni aktiviteleri
ömür boyu, nefes aldığınız sürece ihmal etmeyin.
Ekranlarda saçmalayan o kadar uzman var ki, burada hangisini örnek vereyim! Ekranın birinde uzman diye geçinen biri; balın, yani arı balın hiçbir besin değeri olmadığını söylüyordu!!!! …. Başka bir ekranda diğer bir uzman; kilo vermek için çok hızlı tempolu yürümeyi savunuyordu. Normal, ya da yavaş yürümekle kilo verilmediği, boşuna yürüdüğümüzü öğretiyordu!!! ….. (Düzensiz, stresli, postacı yürüyüşü; yarardan çok zararı oluyor, kalbi yorar, yarardan çok zararı olur görüşündeyim.)
Türkiye’ de ekranlarda uzman diye saçmalayanlar devri yaşanıyor. Siyasette olduğu kadar sağlık, diyet, dini konularında da ekranlarda meydanı boş bulup gelişi güzel saçmalayanlar, akıl vermeğe kalkışanlar, vatan kurtaran şabanlar bir hayli çok ülkemizde. Hele belli makamlara getirildiklerinde, seçildiklerinde ise bunları durduran bulunmuyor.
(Yakın geçmişte, hatta daha dün övdükleri, destek verdikleri, akıl vermeğe kalkıştıkları siyaseti, siyasetçileri, askerleri, devlet büyüklerini bugün değişen siyasi iklime göre yerin dibine vuruyorlar ve her olumsuzluğun, kötülüğün, nedeni olarak insafsızca, alçakça suçluyorlar, yargılıyorlar, cezalandırıyorlar, alkış tutuyorlar… Allah adını kullanan Allahsızlar; Bu vatanı sahiplenerek Batılı Leş Kargalarına ve içteki itlerine karşın mücadele vererek, kanları canları, hayatları uğruna Türkiye Cumhuriyetini kuran ve bizlere emanet eden Mustafa Kemal ATATÜRKE ve Arkadaşlarına karşın sağlıklı bir insana, gerçek bir Müslümana, dindara bağdaşmayan karalama siyasetini güdüyorlar. Daha vahim olanı ise halkı dini hurafelerle uyutup, devre dışı bırakıyorlar…Kişilik gelişmeleri sekteye uğramış, beyinleri yıkanmış, bilgisizleri, beyni körleri uzman diye ekranlarda çıkartıp kendi propagandalarını sürdürüyorlar. Askeri darbeleri yüzeysel değerlendirip askerleri yani komutanları suçluyorlar, lanetleyip yerin dibine vuruyorlar. Türkiye’de askeri darbelere neden olan o zamanın siyasetçilerini, TBMM’ ni devletin diğer kurumlarını, sivil örgütleri, sendikaları, medyayı, o zamanın siyasi konjonktürünü her nedense incelemek, değerlendirmek işlerine gelmiyordur. Türkiye’ de askerler görevleri nedeniyle aksayan devlet yönetimine gerekli ve başarılı müdahaleleri yapmasalardı Türkiye’nin bugün hali ne olurdu bu senaryoları da her nedense bilimsel acıdan değerlendirmiyorlar. Günün siyaseti siyasetçileri dünü ve dünkü siyasetçileri eleştirmeden evvel kendilerine bakmasını bilmelidirler. Vatanın bütünlüğünü, ülkenin içte ve dışta çıkarlarını korumaktan acizlerin, hele Vatan hainlerinden ve teröristlerden medet umanların, çağdaş cumhuriyet yerine şeriat din devlet yönetimini savunanların ve alıştıra, alıştıra uygulamaya sokanların, medrese eğitimini öne çıkaranların, kendi çıkarları uğruna polis devleti yapılaşmasına girenlerin, devletin otoritesini sağlamaktan korkanların siyasete yön vermeleri ve halk tarafından destek bulmaları Türkiye için büyük bir şansızlıktır. Türkiye’ de bu gibi konularda ekranlarda önyargısız, bilimsel olarak tartışılmalıdır. ….
Benzeri şekilde de, koskoca profesör hekimler dahi ekranlarda dün söylediklerini, savunduklarını bugün unutup, inkâr edip esen rüzgâra göre ahkâm kesiliyorlar. Daha dün övdükleri ilaçları, sağlık tedavi yöntemlerini, içecekleri, yiyecekleri bugün inkar edip, yasaklıyorlar, paraya göre sağlık fetvalarını, sertifikalarını ekranlardan veriyorlar, kendileri ile ve birbirleri ile çelişiyorlar…
Ben mi? Ben sadece kendi uygulamamı yararlı olur düşüncesiyle sizlerle paylaşmak, tartışmak niyetiyle kendi WEB sitemde fotoğraflarla yayınlıyorum.
0 yorum: