Gökten inecek bir kurtarıcıyı bekleme veya zor günde zoru başarma hayalı hüsranla biter! Ulusça bu yanılgıya düşülmemelidir.
..................
Nurullah Hocam,
Bana
da ulaşan güncel konular üzerindeki e-mail yazılarınızı memnuniyetle
okuyorum, bilgilendirici buluyorum. Görüşlerinize, tespitlerinize,
değerlendirmelerinize tamamen, bütünüyle olmasa da, çoğunlukla
katılıyorum. Keşke bu yazılarınızı okuması gerekenlere ulaşılabilse de dediğim
çok oluyor.
''Türk Milleti'nin tehlikede olması halinde yiğitleri her zaman ortaya çıkar''…
''Türk Milleti'nin tehlikede olması halinde yiğitleri her zaman ortaya çıkar''…
buna
tamamen katılmıyorum. Tarihten bir çok Türk Devletinin yok olduğu,
koskoca Osmanlı İmparatorluğun parçalanıp bittiği de ve Anadolu'nun
Kurtuluş mücadelesinde savaşacak insanın bulunmadığı, askerliğe elverişli
özellikle D. vatandaşların, bir çoğunun savaşa katılmamak için
saklandığı dağlara çıktığını, eşkıyalık yaptığını, kurtuluş savaşında
isyanlar başlattıkları gibi bilmek ve duymak istemediğimiz bazı acı gerçeklerde
unutulmamalıdır!
Gökten inecek bir kurtarıcıyı bekleme veya zor günde zoru başarma hayalı hüsranla biter! Ulusça bu yanılgıya düşülmemelidir.
Gökten inecek bir kurtarıcıyı bekleme veya zor günde zoru başarma hayalı hüsranla biter! Ulusça bu yanılgıya düşülmemelidir.
Doğanın
yapısında vardır; şer, uğursuzluk, hastalık gelişmeden, büyümeden teşhis
edilmelidir ve fazla gecikmeden gerekli müdahale yapılıp önlenmelidir. Erken ve
doğru teşhis ve zamanında gerekli müdahale, operasyon; insan sağlığı kadar yönetimlerde,
devlet yönetimlerinde, ulusun sağlığı,
geleceği, refahı yaşam kalitesi, zenginliği içinde geçerlidir.
''Türk
Milleti'nin tehlikede olması halinde yiğitleri her zaman ortaya
çıkar'' sözü son zamanlarda toplumda herkesin ağzında sakız misali,
çiğnenip duruluyor. Bu durumu ben toplumsal acizliğin, çaresizliğin, zayıflığın,
birliktesizligin solidaretsizligin bir göstergesi olarak görüyorum. Gezi
parkı ile ilgili gençlerin haklı demokratik eylemlerinde toplum olarak gerekli
destek verilmemesi, onlara sahip çıkılmaması toplumsal olumsuzluğun, acizliğin,
gerekli tepkisizliğin; solidaritetsizligin bariz bir göstergesidir. Türkiye’deki
devlet yönetimdeki geri dönüşü olmayan endişe verici gelişmeler de toplumsal
hastalığın bir göstergesi olarak değerlendiriyorum.
Saygılar
h.ozden
berlin, 5.9.2013
h.ozden
berlin, 5.9.2013
………………….
……………………………
Nurullah AYDIN
4 Eylül 2013-ANKARA
SİVAS KONGRESİ VE MİLLİ SES
Hayalleriyle yaşayanlar
Türkiye’yi; komşu ve bölge ülkelerle ilişkileri sorun haline getirmişlerdir.
İçte ise küresel odakların emrinde örtülü işgal yönetimi sürmektedir.
2013 Türkiye’si, 1919
Türkiye’sinin şartları düşünüldüğünde farklı mı?
Avrupa-Haçlı güçlerince,
Osmanlıyı paylaşma anlaşmaları yapıldı.
İlk görüşmeyi, 1908’de
Estonya'nın başkenti Reval (Talin)'de İngiltere ile Rusya yaptı..
- Boğazlar (Brest litowsk gizli
antlaşması), İngiltere ile Rusya arasında,
- Londra Antlaşması, İtilaf
Devletleri ile İtalyan arasında
- Sykes-Picot Antlaşması,
İngiltere ile Fransa arasında
- St. Jean de Maurienne
Antlaşması, İngiltere, Fransa, İtalya arasında.
- Balfour Deklarasyonu, İngiltere
tarafından imzalandı.
Bu paylaşım Antlaşmaları Mondros
Ateşkes Antlaşması ile uygulanmaya konuldu.
Mondros ateşkes anlaşması
imzalandı (30 Ekim 1918)
İtilaf Devletleri adına İngiltere
(Amiral Calthorp) ile Osmanlı Devleti (Rauf Bey) arasında Limni Adasının
Mondros limanında imzalandı. Silah bırakışma ve paylaşım antlaşmasıdır.
-7. maddesi ile itilaf devletleri
kendi güvenlikleri için bir noktayı işgal edebileceklerdi.
-24.maddesi ile Doğu Anadolu' da
bir Ermeni Devleti kurulması için zemin hazırlanır.
-Boğazların yönetimi itilaf
Devletlerine bırakılır.
-Haberleşme, ulaşım, telsiz,
telgraf, posta teşkilatları İtilaf Devletlerinin yönetimine bırakılır.
-Ordu terhis edilecek ve silahlan
İtilaf Devletlerine verilecekti.
Anadolu’nun her yerinde, Milli
Varlığa Zararlı Cemiyetler, Azınlıkların Kurduğu Cemiyetler, Milli Cemiyetler
olmak üzere üç ayrı çizgide cemiyetler örgütlendi.
Havza bildirisi yayınladı (28
Mayıs 1919)
- Düşman işgallerinin
durdurulması için Kuvva-i Milliye birliklerinin oluşturulması.
- işgalleri protesto eden miting
ve kongrelerin düzenlenmesi.
Amasya genelgesi yayınlandı (22
Haziran 1919)
Milli mücadelenin amacını,
gerekçesini, yöntemini belirten ilk temel belgedir.
- Vatanın bütünlüğü, milletin
bağımsızlığı tehlikededir.
- İstanbul hükümeti görevini
yerine getirememektedir.
- Ulusun geleceğini gene ulusun
azim ve karan kurtaracaktır.
- Bağımsızlığı kurtarmak için
güvenli olan bir yerde milli bir kurulun kurulması gereklidir.
- Sivas'ta ulusal bir kongre
toplanması kararlaştırılmıştır.
- Her ilden halkın güveneni
kazanmış üç temsilcinin en kısa sürede Sivas' a gönderilmelidir
- Erzurum Kongresine katılacak
üyeler de çalışmaları bitince Sivas'a geleceklerdir.
Erzurum kongresi toplandı (23
Temmuz 1919)
Kongrede Alınan Kararlar:
- Milli sınırlar içinde kalan
vatan bir bütündür,
- Doğu illerimiz bütün milletle
birlikte işgallere savunacaktır.
- Osmanlı Hükümeti görevini
yerine getirmezse geçici bir hükümet kurulacaktır. Bu hükümet mini kongre
tarafından seçilecektir.
- Ulusal kuvvetleri etkili,
ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.
- Hıristiyanlara egemenliğimizi
kısıtlayıcı haklar verilemez.
- Manda ve Himaye kabul edilemez.
- Kapitülasyonlar kabul edilemez.
Sivas kongresi toplandı ( 4-11
Eylül 1919)
Kongrede alınan kararlar;
- Milli sınırlar içinde vatan bir
bütündür, parçalanamaz.
- Ulusal güçleri etkili, ulusal
iradeyi egemen kılmak esastır.
- Vatan işgaline ve Ermeni Kürt
Devletinin kurulmasına izin verilemez.
- Hıristiyanlara egemenliğimizi
kısıtlayıcı haklar verilemez.
- İşgallere karşı İstanbul
Hükümetinin etkisiz kalması halinde saltanat ve hilafet makamları ile yurdun ve
milletin korunması için her türlü önlem alınmıştır.
- Manda ve Himaye kabul edilemez.
- Cemiyetler, Anadolu ve Rumeli
Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti olarak birleşir.
Türk Milleti, tarih boyunca, iç
ve dış tehditlerle karşılaşmış ve her seferinde milli kimlik, milli değerlerle
donanmış evlatlarıyla badireleri atlatmış ve bağımsızlığını korumuştur.
Günün Sözü: Türk Milleti’nin tehlikede
olması halinde yiğitleri her zaman ortaya çıkAR.
0 yorum: